izledikçe ağladım ağladıkça izledim bu filmi. en son elli yaşımdaki amcamın ilk defa ağladığını gördüm bu filmi izlerken, ilk izlediğimde anlamıştım özgürlüğün anlamını, sonra anladım nasıl özgür yaşamalı, belki ben de yaşıtlarım gibi saçma sapan amerikan filmleri izleyerek pop müzik dinleyerek büyüseydim farklı olurdu ama ben tam olarak uçurtmayı vurmasınlar izleyerek büyüdüm, hayatımda en son pişman olacağım şeydir.
çekimlerinin ankara merkez kapalı ceza ve tutukevi nde yapıldığı tunç başaran ın yönettiği 1989 yapımı birçok ödül almış film. işeyen miki siyle ve de müziğiyle de gönüllere taht kurmuştur.hüznün umutla yarıştığı bir filmdir. http://www.izlesene.com/video/muzik-ucurtmayi-vurmasinlar/254845
ilk önce düttürü dünya, hemen ardından selamsız bandosu, onun hemen ardından uçurtmayı vurmasınları izledim. şu an dünya ile bağlantım koptu. tabi suç bende hayatıma kastım var belli ki. bir de muhsin beyi izleyip hayata veda edeceğim hadi bakalım.
(bkz: düttürü dünya)
(bkz: selamsız bandosu)
(bkz: muhsin bey)
ismiyle ilgi çeken kitap ve film isimleri olur ya onlardan biridir.tabi film de güzel yani o da ayrı mesele.
bir sahnesi kalmış aklımda hani amir gibi adam 3 adamını birbirlerinin peşine veriyor ya orada sanki film komedi filmine dönüyormuş gibi gelmişti bana sen git onu takip et sen de git o onu takip ediyor mu ona bak falan
1989 yılının ankarası. ağır bir sis, kış ayı tüm donukluğu ev ve fabrika bacalarından akıyor. cezaevinin ortasında onlarca kadın ve bir çocuk. nutkun tutulduğu anda, karşında karakterlerle iç içe girmemek için zorlarsın kendini bu filmde. hıçkırıklarla ağlamazsın belki ama göz bebeklerinin büyüdüğünü de hissedersin.
-suçun ne senin?
-düşünce
-ukalalık yapma
sonra küçük barış sesi: inciii. tüm camlar kırılır altında sen kalırsın. içilen tüm yeminler tekar hafıza dolar. susmuş beyinlerden nefret edersin. ister 15 ister 50 yaşında ol aynı his kaplar kalbini: acırsın, hayıflanırsın, susarsın...
filiz'i gördüğünde aşık olursun ona. hemen cast'a dalarsın. isimleri teker teker google'a arattırsın. bulamazsın baştan. gerçek mi diye düşünürsün bir an. gerçek olmasa bile ulucanlarda, mamakta, bucada. bu bizim hikayemizdir. kimsenin ağlamasına izin vermeyeceğiz bir daha...
1989 yılına ait tunç başaran filmidir. sekizinci uluslararası film festivalinde 'yılın en iyi türk filmi' ödülünü kazanmıştır. barış'ın 'innciii' demesi için bile tekrar tekrar izlenilesi bir başyapıttır.
Başrolde erkek çocuğunu oynayan veletin , aslında bir kız çocuğu olduğu filmdir .
türk sinemasının baş yapıtlarındandır .
(bkz: ben işemedim miki işedi)
nur sürer'in başrolü küçük oyuncu barış'la paylaştığı hapishane yaşamını kadınların gözüyle anlatan siyasi mesajları yerinde kullanabilmeyi başarmış film.
küçük bir çocuğun babasına olan özlemi, dört duvar arasında geçen çocukluğu, barış ve inci arasındaki diyaloglar iç burkar, nefes keser.
duygu sömürüsü yapmaya en müsait senaryolardan birine sahipken bunu asla ve asla yapmamıştır yönetmen. ağlatır evet, hüngür şangır ağlatır ama asla duygu sömürüsüyle değil. o kadar yalın anlatılır ki her şey. hatta, o köhne, çaresiz hapishanede bile umut fışkırır. şartlar el verdiğince güzel bir şekilde yaşamaya çalışan, "çıkacak çıkacak af çıkacak" diye oynamaya başlayan insanlar, orada doğmuş olan dünyanın en sevimli çocuğuna da umut etmeyi öğreten bir inci ve o inci'ye aşık olan bir barış vardır. ne güzel sorular sorar barış ve ne güzel cevaplar inci onun sorularını.