küçük parmaklarımla arkasından koşturdum durdum uçurtmaları. dediler özgürlüğün sembolü... aldım elime koşturdum arkamdan, cinsi çekici kanatlarını göğe gerdiğinde o zamanlar parıldayan gözlerimi dikerdim gökyüzüne, o salınırken ben tutardım ipinin en ucunu, benden kopmadan gidebildiği yerlere, kuşlara erişsin diye. şarkılar söyler öyle izlerdim kuşlara nispet yapan salınmalarını. bir amca geldi yanıma sakin seda, erzurumun dumlu ilçesinde otururduk, babamın görevi dolayısıyla... neyse efendim bir amca yaklaştı bir gün, ben beşiktaşın kara kartalını göklerde sallarken, o yaşta bir çocuğun anlaması imkansız bir cümleyle hayallerimi yıktı. ben anlamıştım... oğlum, dedi, uçurtmanın uçmasını istiyorsan onu uçurtma... onu uçurma...
biraz fazla uzaklara bıraktığınızda zaptetmesi güç olan, sizi alıp götürücekmiş hissi veren, ilk kez 23 yaşındayken uçurtmayla tanıştığınız vakit ise size çok cazip gelmeyen oyuncak desem oyuncak olmayan nesnedir.
anavatanı çin olarak biliniyor.
uçurma kuralları
1-uçurtmaya kesici aletler takılmaz.
2-yüksek binaların,elektrik tellerinin,havaalanlarının yanında uçurulmaz.
3-fırtınalı,yağmurlu havada uçurulmaz.(ıslak ip elektrik geçirir.)
eski dönemlerde kuyruğuna jilet takılarak*,diğer uçurtma uçuran sakinlerin uçurtmalarını pert edilmesine neden olan,çocukluk döneminin en neşeli icatlarından biridir..
şebnem'in benim adım orman albümünü daha yeni yeni dinliyorum da bu şarkı beni esir aldı açıkçası. bu şarkı yüzünden albümü doğru düzgün dinleyemiyorum, albümün açık ara en iyi şarkısı.
en güzel oyuncaklardan biri.ve nedenini bilemediğim bir şekilde en sevdiğim kelime.söylenişi bile çok hoşuma gider.
bir de teoman ın o güzel şarkısı "uçurtmalar" var tabi, sözlerini elif şafak ın yazdığı: http://www.izlesene.com/v...malar---video-klip/932604