halen imal edilmemesi yüreğimi burkan bir islam taşıtıdır.
atla deve değil mına koyim, iki kanat bir motor takıcan planör gibi süzülsün, islam yücelsin dava o.
babaannemin sabahları kendini balkondan aşağı salmasıyla öğrendiğim süpersonik ibadet aracıdır.
binevi zaman makinası gibi bi'şey. çok şey yapmayın.
bir hikayemle taçlandırmak isterim.
Günün sabaha kavuşmasına dakikalar kala biraz müzik dinleyip ardından da uyurum diye düşünüyordum. Son bi kahve mi içseydim acaba? Reddedilemeyecek bir teklif sunmuştum kendime. Pazarlığa girmeden kalktığım gibi mutfağın yolunu tuttum. ışık nerde amına koyim? diye düğmeyi ararken bişeye çarptım. Korktum; çünkü bi insana dokunmuştum. Elim ayağım boşaldı, dizlerimin üzerine çöküverdim oracıkta. Korku filmlerindeki çocuklar gibi dayandım duvar dibine. ilahi bir ses yankılandı koridorda Ni YABIYON, MANYADIN MI EŞŞEK SIPASI, ÖDÜMÜ GOPARDIN. ALLAH CININI ALMAYA
ilahi ses babaanneme aitti.
Babaanne götümün kapağı fırladı korkudan, asıl sen nabıyon bu saatte, gidip yatsana. Diyerek geri püskürttüm.
BEYNAMAZ OLMAYAYDIN, NAMAZ VAKTiNi BiLiRDiN, SEN DE ABDEST ALIRDIN, MENDEBUR ŞEY, GAK GiT BURDAN diyerek itti beni koridorda.
Babaanne babaanne değil the punisher bildiğin. Evde bir misyoner, bi Adnan Oktar, bir cübbeli Ahmet gibi yaşam sürdürüyordu. Muhalefet olamıyorduk, çünkü dikta bir rejimi savunuyor ve karşı çıkanlara beddua ederek evden bir şekilde tasfiye ediyordu.
Ses etmeden mutfağa gittim, suyu koydum, kaynamasını beklerken de düşünmeye başladım. lan babaannemden rica etsem eski sevgilime beddua eder mi acaba? Acaba bana geri dönmesini mümkün kılabilir miyiz? Belki büyü yaptırırız. Vodoo büyüsü ama, böyle oyuncağı iğneleyip iğneleyip ızdırabını sikicem. O şekil yani derken babaannem ÇIH ŞURDAN ADI BATASICA, SU iÇEÇEM dedi. Suyu içtikten sonra içeri abdest almaya, ordan da namaz kılmaya gitti
Kahvemi alıp odama geldim, sigaramı ateşledim, ardından camı sonuna kadar açtım. kardeşler kıraathanesi gibi kokuyordu odam.
Halil Sezaiden Yangın varı açmıştım. Tam nakarat kısmına geldiğimde pencerenin önünden bişeyin geçtiğini fark ettim. Çok hızlıydı. Bir yandan korkuyor, bir yandan da o neydi diye bakmak için can atıyordum. Bismillah bismillah diyerek camdan uzattım kafamı.
Babaannem her akşam yemeğinde kendisinin uçtuğunu, bulutlara değdiğini, namazda huzur olduğunu savunuyor, biz de he diyip geçiştiriyorduk. Ona inanmadığımızı biliyordu, ama kanıtlamak içinde bir açıklaması olmadı hiçbir zaman. Kendisine peygamber muamelesi yapmamızdan çekiniyordu sanırım. Bilemedim.
Gökyüzüne baktığımda E.T edasıyla seccadesiyle semada süzülüyor, raks ediyordu.
Gözlerimi ovuşturdum, bir daha ovuşturdum, kedi amcığına döndürdüm gözlerimi. Çünkü inanamıyordum. En son yüzümü yıkayıp geldim.
O sırada babaannemin balkona boeing 737 gibi iniş yaptığını, seccadesini katladığını gördüm.
Ürkmüştüm. Koşa koşa balkon kapısına gittim, karşıladım.
BABAANNE UÇUYON SEN YA, OHA BABAANNE PEYGAMBER MiSiN SEN, NASIL OLUYO BU vır vır vır kafasını şişirdim kadının.
Gayet cool bir biçimde inandım dedi.
Zemin katta oturuyorduk. Babaannemin uyumasını bekledim. Seccadesini alıp uçacaktım. Benim neyim eksikti. Babaannem uyudu, seccadesini alıp bir hışımla balkona çıktım, seccadeyi serdim, üzerine bağdaş kurup beklemeye başladım.
5 dakika.. 10 dakika.. bir şey yok. Bismillah dedim. Yok. Bildiğim tek dua Kevser suresi olduğu için o duayı okudum. Yok. BOZUK MU LAN BU, YOKSA BEN Mi BOZDUM AMK? diye düşündüm, ardından sinirle kaldırıp attım seccadeyi koltuğun üzerine. içeri girdim uyudum.
Sabah uyandığımda babaannem karşımdaydı, tesbihiyle suratıma vuruyordu. DU BABAANNE NAPIYON diye debelendim yatakta. Bu sefer sert bir şekilde tokat attı ve zıplattı beni yatakta. Sinirlenmiştim. GAK KAHVALTI HAZIR dedi. Güç bela kalktım yataktan. Masaya geçtim, sonra babaanneme o malum soruyu sordum. BABAANNE SEN NASIL UÇTUN ALLAH AŞKINA, YANi NASIL BiŞEY BU, BEN DENEDiM AMA YOK YANi OLMUYO
Babaannem biraz ağlamaklı oldu, şefkatle yüzüme baktı ardından kahkahayı patlatarak şu soruyu sordu; ilaçlarını içtin mi?