ilişki kötü dahi gidiyor olsa, ayrılık sanki en güzel anında yakalamış gibi hissettirir insana. Özlersin, alışkanlıkları, yaşananları belki de yaşanamayanları. Uzunluğu kişiye göre değişse de ilk an hayatına nasıl devam edeceğini bilemezsin. Elin ayağına dolaşır. iki kişilik hayallerine tek başına sığamazsın.
ne denersen dene, ne yaparsan yap her şey onu hatırlatır. sürekli onu düşünürken bulursun kendini. alakasız şeyler, hiç ilgisi olmayan şeyler bile onu hatırlatabilir. uzun bir süre böyle geçecektir. zamanı kişiden kişiye değişir. elinde sonunda geçse de uzun süreli bir ilişkiydi sonuçta, iyi kötü her anın onlaydı. her şeyden öte bir alışkanlık olmuştu. onu en iyi sen tanıyordun... ve bu durum insanı düşündürür. gerçekten vazgeçmeye değer mi diye...
Insanın ağzına sıçan durum. Aramak istersin arayamazsın , özlersin yanında yoktur ve hiçbir zaman gelmeyeceğini bilirsin. Nasıl toplayacağınıda bilmezsin. Mal gibi kalırsın.
3 sene. tam. biteli 2 ay oldu. tüm dünyanın acısı ve yükü omuzlarımda şimdi. olmuyor be kuzu. çok acıyor ulan işte çok. kanıyor sürekli kalbim. nefes alamıyorum.
önce bir boşluk hissi yaratır. sonra bir rahatlama. keşke bitmeseydi ile iyi ki bitmiş arasındaki o dönemde oluyor ne oluyorsa. sonra bir bakmışsınız size bahar gelmiş.
Kime neye göre uzun bilmem ama.
Önce özlersin. Aynı zamanda seversin de.
Sonra daha çok özlersin. Sevgin azalır..
Sonra o kadar özlersinki sevmeye sıra gelmez.
Bir gün ne seversin ne özlersin.
Ama hiç unutmazsın. Hatta bi dönem özlemek bile istersin öyle yapışmıştır sana. Ona kızarsın unuttuğun için. Ama illaki özlem de biter, sevgi de.
arkadaşımın 4 yıllık ilişkisi bitti..
çok üzgün şu an..
ama yavaş yavaş geçiyor..
şair koç ne demiş: her aşk bir gün biter..
ona da söylemiştim.. takmadı..
Bitmesin diye çabaladıkça daha beter bataklığa saplanırsınız. Yıllarca evlilik hayalini kurduğunuz kadının artık hayatınızda olmayacağı gerçeğini anlamak zor gelir. kabullenemezsiniz. Agresifleşirsiniz.
Ziyan olup giden yıllarınıza acırsınız. Her şarkı size yazılmış gibi gelir. Beklenmedik ağlama krizlerine girersiniz. Birlikte biriktirdiğiniz anılar heryerde karşınıza çıkar. Kendinize olan güveniniz dip yapar, başka birini hayatınıza dahil edemezsiniz.
Bedduaların en büyüğünü edersiniz. Bir eşya kadar değer görmesin hayatı boyunca, keşkelerle geçsin ömrü dersiniz.
Ama sonuçta o gitmiştir ve buna alışmak zorundasınız. Süreç çok sancılıdır. Tamamen atlatsanız dahi derin izler bırakır.
bugün sordular bana,nasıl atlattın diye,
diyemıyosun kı anam sikildi,
diyemıyosun kı canımdan can gitti,
diyemıyosun kı çok ağladım.
atlattım işte bir şekilde diyorsun.
ne derler ölmeden mezara gömülmek.
Bazen bitmesini istemek ama bitirememekten daha kolay olan durumdur. Kayıplık kötüdür ya hani. Çocukları kaybolan aile artık bulunamadıkça "öldüyse öldü diyelim en azından şurada yatıyor deriz bi dua okuruz ziyaretine gideriz" diye bu belirsizliğe de isyan eder. O belirsizlik, kaybetmekten daha acı gelir. işte bu uzun ilişkilerin de bitme sinyalleri vermeye başladığı andan itibaren aynı sancılı sürece mahkum olursunuz. ilk gençlik ve genç yetişkinlik dönemleriyse hele hayatınızda olma aralığı o zaman hepten sıctınız. Ne "onla mı geldim sanki dünyaya" diyebilirsiniz ne de "elimi sallasam ellisi" çünkü elinizi sallasaniz ellisi de olsa o koskoca yılları arkada bıraktiktan sonra bir 'yabanci'ya kendini açmak zor gelir. Gerçekci olalım; zordur da zaten. Ondan öncesi de zaten cocukluktur belki hatırlamıyorsunuzdur bile...
işler gittikçe cirkinlesmeye başlayabilir. Ona tahammül gösterebilmek için siginmamaniz gereken seylere siginabilirsiniz. Kilitli kalması gereken kapıları zorlayabilir, içeri dalabilirsiniz... Kimse kimseye zincirli degildir tabi ama gitmek zor, zincir sizin zihninizdedir. Sonrasını bilememek, "ya daha mutsuz olursam, peki ya o ne yapar bensiz, ya böyle sevilemezsem, boyle sevemezsem" diye gider sorular. Belirsizlik çok zor; sanki içinde olduğunuz durum çok berrakmis gibi...
Önceleri arkadaşlarınızla paylaşır dert yanarsiniz. Bir sure sonra artik anlatamaz bir hale gelirsiniz. Yalnizsinizdir. Kararlarinizda, kabullenmeniz gereken veya cozmeniz gereken durumlar karşısında yapayalniz. Hatta oyle bir yalnızlık ki bu o da yoktur etrafta.
Bu nedenle eğer 1., 2. Senenin sonunda hayatınızdaki insanla gitmeyen bir şeyler varsa ya cozumleyip öyle devam edin en azindan bir bakin olabilecek bir şey mi... Olmuyorsa, olacak gibi değilse bitirin. Sonra 7-8 sene hayatı paylaşıp çırılçıplak kalmayın, kimseyi de çırılçıplak bırakmayın.
Sonra hayatinizin alti üstüne gelmiş şekilde devam etmeye çalışmak, tersini düzüne çevirmeye çalışmak çok zor.
Bir pasajda okuduğuma göre hayatın normale dönmesi ilişkinin yarı zamanını buluyormuş.
7 yıllık ilişkim bittiğinde ilk 2 yıl resmen hayattan soyutlanmıştım. Bu son yıl biraz daha toparladım. 6 ay sonra ne olur bilemem ama tespit doğru sanırım.