dünyanın en güzel duygularından birisi. sabahtan akşama kadar yan yana dolaşmak, birilerini çekiştirmek, dalga geçmek, oturup aynı sofrada yemek yemek, aynı paketten sigara içmek... bütün bunları anlatmak için yeterli midir bilmiyorum ama hayatta en fazla olmak istediğiniz yerdeyseniz bir şey anlatmaya da gerek yok zaten. sadece o anı yaşamak dünyanın en güzel duygusu zaten. mesele sadece kıçını kaldırıp onların yanına gitmek. onlarca kişiyi ve kendini -kısa ya da uzun bir süre- mutlu etmek bu olsa gerek. olsa gerek diyorum çünkü gereklilik kipinde kıvama gelen bir durum bu. yani insan etrafındaki çakma arkadaşlardan, manavdan, bakkaldan, pastaneden, trenden, vapurdan... bıkar, gömlek düğmelerini dişleyecek kadar gerilim taşır. ama bir haftasonu gemiye biner ve bu kaosa son verir.