her yazarın bulunduğu memleketinden farklı bir yere gitmesi ile oluşan duygusallaşmadır. tahmin ediyorumda herbirimiz ya biryerlerde okuyordur ya biryerlere sevgilerimiz vardır ve onlardan dolayı hep ayrılmak zorunda kalırız memleketimizden. bu annemizden ayrılırken ki gibi göbeğimizde bir ayrılık izi bırakmasada ağır gelir bize. içimiz acır bir yerde ağlayasımız gelir. ama hele ki bu kişi bir yazarsa okunanan bir yazarsa dokunaklıdır bu nedenle ayrılık koyar o yazara. belki bir şiire döker duygularını belki bir kağıda yada bir güzel yüze söyler sözlerini.
yazarın insan olmasının kanıtıdır. özellikle bugünlerde gerçekleşebilecek bir hadisedir. keza okulların ikinci dönemi başlıyordur. heleki kendi aptallığınızdan okulu uzatmışsanız ayrı bir koyar adama. (bkz: cezax)
yazarlarinda insan oldugunu dusunursek bu huzun her insanin basina gelebilitesi %100dur. öyle bir hüzündür ki "biri gelse ve gitme dese" diye bekler insan (yazar kisisi). ama gitmek mecburiyetidir bazen. bazen ise gitmeler hiç huzun vermez insana (yazar kisisine) lakin gidip kurtulmak istemektedir.
ulan bende son zamanlarda neden bu kadar hüzünlüyüm diyordum. evet sebebi buymuş. uzaklarda olmak heleki japonya gibi çok uzak bir ülkede olmak insana ara sıra hüzün veriyor ve en kötü tarafı hüzünlendiğinde konuşmak istediğin arkadaşlarının çok uzaklarda saat farkından dolayı muhtemelen uyuyo olması. karşılıklı derdini anlatabileceğin bir dost arıyorsun ama...
birkaç saat sonra gideceğim için yaşadığım olay. sanki zorla gidiyorum, sanki istemediğim bir yere gidiyorum. yeğenimi ve ablamı göreceğim, ikisini de çok özledim ama sevgilimden uzak kalmak da istemiyorum. aynı şehirdeyken, istediğimiz an görüşebilecekken bile özlüyorsam 7 - 8 gün nasıl geçecek bilmiyorum...