bir yerden sonra olmuyor, olamıyor. yanında istiyorsun sürekli, özlem dayanılmaz oluyor. lanetler savuruyorsun o mesafeye. bir şey değişmeyince de uzaklaşıyorsun yavaş yavaş, bir yere varamadıgını görüyorsun.. ayrıca (bkz: severek ayrılmak).
yanındayken umursamadığın sevgilinin uzağa gittiğinde değer kazandığı durum. bi kaç aydan sonra değer eski seviyesine inmekle kalmayıp eksilere düşer. bitmeye mahkumdur.
eğer kişiler arasında güven sorunu yoksa gayet güzel olan ilişkidir. zira nereye gittin kimle takıldın derdi olmadan özgürlüğünü yaşadığın ve yaşattığın gibi kalbinde de biri olduğu için sağda solda gözün olmaz. keyfine bakarsın ama çok özlersin ve o gelip gittiğinde ardından hep ağlarsın.
herkes sevgilisne sarılıp uyurken senin yastıga sarılıp uyuman gibi bi şeydir. sevgiliyle geçirilemeyecek kadar uzak zamanlardır ofları tekrarlatır çoğu kez insana.
Sonunda bitmeye mahkum olan ilişkidir. ilk aşamada ben seni hep beklerimler ne kadar uzakta olursan ol yinede bir gün kavuşacağız sözleri ile kandırılır karşı taraf. Bir müddet geçtikten sonra söylenilen yalanların ortaya çıktığı durumdur.
yakın bir zamana kadar öyle bi ilişkiye sahiptim ama değer vermeyen uzaktaki sevgilide çekilmez oluyor,acı veriyor. o yüzden ki ayrılarak daha kısa bir süre acı çekip, onu unutup önüne bakmalı insan. yoksa kalırsa insan onunla birlikte her geçen gün daha da fazla acı çekiyor...
uzaklığına göre değişir. bursa-istanbul arası ile bursa-samsun arası yaşanan ilişki arasında farklar vardır.. uzak mesafe ilişkilerinde; çiftlere çok sağlam bi wireless kalp gerekir ilişkinin devam edebilmesi için, zira gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
"ay ismet ben seni 3 sene daha bekleyemicem yaa" deyip siktir çekecek birisiyle birlikteyseniz, dünyanın en berbat şeyidir. sonunda kavuşacaksanız(anlaşabiliyorsanız, süre 10 sene de olsa yaparsınız, raad olun kenks) hiçbir şeyi iplemeyin, "sürmez olm"lara, "ayrılırsınız yea öyle ilişki mi olur"lara kulak asmayın. götümün dibindeki çiftleri görüyorum. bizden fazlaları yok, eksikleri var.
ulan 2010 senesinde, "ben sevgilimi 3 sene bekledim" diyebiliyorsun, şu özleme olayını en fena haliyle, tüm güzelliğiyle ve acısıyla yaşıyorsun. birkaç saat sonra sevgilimle buluşacak olsaydım, sürekli onu düşünüp "tanrıça olm bu, valla öyle!" demek yerine ne giyeceğimi, onu nereye götüreceğimi, hangi menüyü ısmarlayabileceğimi düşünürdüm.
ıyyy. çok iğrenç ha. hep uzakta kalmak en iyisi aslında. ondan sonra alacaksın sevgilini, norveç'te bir köye yerleşeceksin, oooh. işte bu be.
valla kim ne derse desin hiç yoktan iyidir. Hiç yoktan iyidir derken idealist takılıp kıskançlık triplerine girmeyecekseniz, mal mal özlemeyecekseniz, en ufak bir derdini tasasını kendi derdiniz tasanız etmeyip uzak keşke yanında olsam da destek olsam demeyecekseniz iyidir.
Baya bir süredir sapım, 2 kere uzak mesafe ilişkisine girişerek burnumu hayli hayli sürttüm hele birisinde felaket sürttüm keza 1 kere de bu burun sürtmelerden ders çıkartarak uzak mesafeye bulaşmayarak belki de hayatımın hatununu kaçırdım pişman olmadım ama şuan olsa da yesek kıvamındayım.
"Ben erkek adamım yalnız kurtum, ne gerek var sevişemeyeceğim hatunla uzaktan takılmaya" demek kolay, ama yalnız kurtluğu sürdürmesi zor. Şöyle bir düşününce çevremdeki en yalnız kurt adam benim buna rağmen insan kimi zaman telefonda da olsa birilerinin seni düşündüğünü, umursadığını duymak hissetmek istiyor, uzak mesafe ilişkisi böyle anlarda insana uzun süreli saplıkla karşılaştırınca faydalı mı faydalı.
o yüzden diyorum nasıl olması gerektiğini neyi dert edip neyi etmeyeceğinizi biliyorsanız hiç yoktan iyidir. Ha sonu güzel bitmez ama olsun. zaten neyin sonu güzel bitiyor. Şuanki zaman önemli, baktınız sıkıldınız olacak gibi değil bitirirsiniz.
Ha delikanlısınız, olmaz öyle şey bitiremem diyorsanız kendiniz gibi delikanlı hatun seçeceksiniz o da böyle düşünecek bitmesine gerek kalmadan vuslata ereceğiniz günü hesaplayıp ona göre hareket edeceksiniz.
Ama delikanlılık mı? Valla bir düşüneyim yok Delikanlı hatun görmedim ben, siz gördüyseniz kaçırmayın derim.