en uzun mesafe iki kafa arasındaki yoldur bazen iki kalp arasındaki yolda olabilir.bana göre geri kalan mesafeler hep yakındır.bazen insan iki sokak aşağısındakiyle görüşmez şehir aşırı dostluklar kurar.bu da buna en güzel örnektir.
kötü çünkü aranızda yollar vardır.dokunmak isteseniz dokunamazsınız ya da istediğiniz anda yanında olma ihtimali sıfırdır.
kötü çünkü ne yapıyor ne ediyor tamamen birbirinize karşı olan güvene ve karşınızdakinin güvenilirliğine bağlıdır.
kötü çünkü çok sık telefonla ya da bilgisayarla haşır neşir olmak zorundasınızdır.bu da ömrünüzden boşa giden ama o an için hoşa giden zamandır.
iyi çünkü devamlı bir özlem içerisindesinizdir.birbirinizi gördüğünüz anda güven sarsılmadığı sürece ilk günkü gibi takılırsınız.neredeyse 2 yıl olmuştur ama görüş anı ilk gün gibisine.
iyi çünkü birbirinize karşı olan anlayış üst noktadadır.böylece sorun edilecek olaylar sık sık alttan alınarak eritilir.
artılarının az, eksilerinin çok olduğu durumdur. Fakat o artılarının hepsinin ayrı ayrı özel ve güzel oluşu, o eksileri çok derin karanlığa gömer.o sizin yanınızda olmasa da, ona adayarak geçirirsiniz gününüzü. uzak olduğundan dolayı mıdır, bilemiyorum. gün içerisinde yaşadığın en eften püften olayı, pek bi iştahlı paylaşırsınız, o da dinler. özel olduğu kadar da çok hassas olan ilişki türüdür. bir kere ip hasar aldı mı, istediğiniz kadar kör düğüm atın, tutmaz. önceki yaşanmışlıklara hiç dönmez, dönse de buna değer bişey çıkmaz ortaya.
mutluyken kırık gülümsemelere sebeptir. hele ki bir de hüzünlü iseniz; dünyanın en yalnız insanı hissedersiniz.
demem o ki;
ne iyi günde, ne de kötü...
yol masrafı ağır olandır acıtır. gitmesende sesini duymak istersin telefon faturası kaçar. internette görüşürsün tadı yoktur sıkıcı olmaya başlar. sebebi bellidir sıcaklığı yoksa o ilişki değildir ve biter. çok feci durumdur.
bazıları yanındayken bile sana çok uzaktır bazıları uzakta da olsa hep yanındadır ya, öyle bir ilişkidir. insanın sevdiği uzaktaysa, sırf yakınında diye sevmediği biriyle mi ilişki yaşasın? önemli olan ilişki yaşamak mı yoksa sevdiği kişiyle bir ilişki yaşamak mı, bu önemlidir.
önemli olan birini her gün öpmek değil, sevdiğini ayda bir de olsa öpebilmektir.
üniversite ortamında sık sık yaşanan ilişki türüdür. öğrenci milleti sonuçta sabit yerleri yok. geçen yıl hazırlıkta bu olayın evrelerini de izleme imkanım oldu. izmir li kızımız antalyadan sevgili yapmıştı. ders aralarında sürekli ondan bahsedip sevgilisinin haftasonu yanına geleceğini anlatıp kafamızı ütülerdi. 1 ay sonra artık kavga ettiklerini ve geçinemediklerini duyar olduk. kavgalı dönem 2. aya kadar devam etti ancak 3. aydan sonra film kopmuştu. artık izmir li kızımızı fakülteye bırakan bir arabalı berkcan ı vardı... (bkz: alan razı veren razı)
serdar ortaç'ın ilk defa mantıklı bir laf ederek çok güzel bir şekilde açıkladığı ilişki türüdür
"iki sohpet aralık bütün mesafemiz"
yani olay aradaki km'ler değildir. asıl olay, iki kalbin arasındaki yakınlık, iki ruh arasındaki bağlılıktır.
elbette ki canın o'na dokunmak ister. elbette kokusunu özlersin delice. elbette dudaklarını mühürlemek gelmez işine. acısını çekersin yokluğunun. ama yanyana geldiğiniz an... o anki tutkuyu hissedebilmek için aylarca bekleyebilir insan.
bir yerden sonra olmuyor, olamıyor. yanında istiyorsun sürekli, özlem dayanılmaz oluyor. lanetler savuruyorsun o mesafeye. bir şey değişmeyince de uzaklaşıyorsun yavaş yavaş, bir yere varamadıgını görüyorsun.. ayrıca (bkz: severek ayrılmak).
yanındayken umursamadığın sevgilinin uzağa gittiğinde değer kazandığı durum. bi kaç aydan sonra değer eski seviyesine inmekle kalmayıp eksilere düşer. bitmeye mahkumdur.
eğer kişiler arasında güven sorunu yoksa gayet güzel olan ilişkidir. zira nereye gittin kimle takıldın derdi olmadan özgürlüğünü yaşadığın ve yaşattığın gibi kalbinde de biri olduğu için sağda solda gözün olmaz. keyfine bakarsın ama çok özlersin ve o gelip gittiğinde ardından hep ağlarsın.