bu hususta yeteri kadar tecrübe sahibi olmuş ve halen de uzak mesafeli ilişki yaşayan biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki;
insanı yorar burası doğrudur, hem maddi, hem manevi, hem de fiziki olarak lakin geriye dönüp baktığınızda hatıralarınız yüzünüzü güldürür.
uzun mesafe ilişkilerine 10 yılını vermiş ve halen vermekte olan birinin tecrübeleri:
- daha bir tatlı geliyor geçirilen vakit, daha bir kıymetli geliyor yapılan her şey.
- kıskançlık var ise eğer zaten fazla uzun sürmez, tersine güven gerektirir fazlasıyla. acaba sorusu pek yer etmemelidir sağlıklı olabilmesi için.
hatlarını su yolu bellemiş biri olarak yaşamış bulunduğum ilişkilerde zerre güven sorunu yaşamadım. aynı şehirde, aynı mahallede yaşayan çiftlerin yaşadığı sikko sayılabilecek sebeplerden ötürü ayrıldık, ayrılmak zorunda kaldık. lakin hiç birinde ayrılma nedeni doğrudan ya da dolaylı olarak aradaki mesafenin uzak olması ve alakalı durumlar olmadı. kimisi ailevi, kimisi gelecek sorunları nedeniyle sonlandı.
şahsen geriye dönüp baktığımda hiç bir zaman yolculuklarım bana eziyet gibi görünmedi, yaptığım harcamalar vs hepsi yaşanması güzel şeylerdi, yaşandı ve bitti.
imkanınız varsa tadına bakmaktan çekinmeyin efem. belki de aradığınız insan uzak şehirlerde!
BiR LDR yaşayıp tüm piskozlarına girip çıkıp sonrasında da 12 senelik bir ldr yi evliliğe çevirmiş biri olarak ifade etmek isterim ki, ldr nin * bir ldr olduğuna insan ayrılınca farkına varıyor. ldr insanı başka şeylere de alışkanlık yaptırtan birşey, cep telefonu mesajlaşma icq vs. o ortadan kalkınca insan bir afallıyor yani icq ya alışmışsın her gece nasıl olacak şeklinde. normal bir ilişkide bunlar bu araya giren şeyler olmadığından ayrılık kısmını becermek daha kolay bana kalırsa.
ince ip üzerinde giden, iki tarafın da eforunu gerektiren ancak çok güzel sonuçlara vesile olabilecek ilişkilerdir. normal ilişkilerde birlikte oturmak, gözlerinin içine bakmak, sevişmek, yemek yapmak gibi görünürde basit ancak içsel olarak derin olan ve sevgiyi kat kat arttırabilecek deneyimler mevcuttur ve yapması kolaydır. uzak mesafelerde bu daha zor malesef. burada yardımcı malzemeler devreye giriyor, hediyeler, şiirler, hikayeler. birbirinizi görmek ve konuşmak için ise msn ve öteki sohbet programlarını, telefonu falan kullanırsınız.
ancak en önemlisi, görüntülü ya da sesli iletişim esnasında bile "gözlerinin içine bakmak" deneyini gerçekleştirebilmek. aşk gerçekten de mesafe tanımıyor, içsel bir buluşma yüzlerce kilometre uzaktan da sağlanabilir. yeter ki her iki taraf da açık olsun... birbirine sevgi dolu (içten gelen) sözcüklerle bunu kolaylaştırsın, sessizlik içinde erisinler.
bunu gerçekleştirebilmek için sevgilinizin ya da eşinizin böyle şeylere inanması, fazla analitik ve yorumcu olmaması, sevdiğinden gelen her şeyi kabul edebilmesi, zihninden sıyrılabilmesi, çocuksu ve neşeli olması gerek. böylece kalbi de sizinle olabilir. o zaman açılırsınız sonsuzluğa.
aksi durumda, siz veya o; ikinizden biri artık ona sevgiden çok bağlılık ya da zorunluluk duyuyorsanız eğer, hemen bitirin o ilişkiyi. daha fazla umut pompalamayın, çünkü bir taraftan akış kesilirse bir süre sonra birleşmenizi sağlayacak ihtimaller de ortadan kalkmaya başlar. o da hissedecektir elbet bir süre sonra...
yakın mesafe ilişkilerinde sallanmayacak durumların değerinin farkedildiği ilişkidir.
yan yana olabilmek bir lütuftur. buluşulunca tüm zaman ona ayrılır, adeta sevgili depolanır; yanında olmadığı zamanlarda kullanılmak üzere.
el ele tutuşmak, sarılmak, sevdiğinin kokusu, gülüşü, mimikleri gibi yakın mesafeli çiftlerin rutini olan durumlar; uzak mesafe sevgilileri için muhteşem şeylerdir. büyük bir özlem ile bağlanırlar birbirlerine.
artı yönleri kadar eksi yönleri de olan durumdur. bir telefona bakar çünkü her şey. o telefon kapandı mı ya da açılmadı mı anlat derdini anlatabilirsen. webcamin, fotoğrafların, saatlerce süren telefon konuşmalarının, sevdiceğin kanlı canlı bir dakikalık görüntüsünün yerini tutamaması da cabasıdır.
artılar eksiler bir yana, birbirine uygun çift için mesafeler sorun değildir klasiğiyle noktalıyorum.
özellikle öğrenci arkadaşlarımın yazın yürütmeye çalıştığı ilişkidir.yaz okulu,bütler,staj bahaneleri ile hasret giderme olanağına sahip,kulvarında tektir.
Amerikan CBS kanalında yayımlanan How I met your Mother isimli dizide bahsi geçmiş konudur. Karakterler ısrarla uzak mesafe ilişkisinin berbat olduğunu söylemişlerdir. **
özlemekten bitap düştüğünüz ilişkidir. aynı şehirde okuyan çiftin yaz tatillerinde memleketlerine dönmeleri ya da aynı yerde lise hayatlarını sürdüren çiftlerin farklı şehirlerde üniversite kazanmaları halinde cereyan edebilir.
birinde yaz tatillerinden nefret edersiniz, birinde iple çekersiniz. yaz tatillerinden nefret etmek daha insaflı bir ilişkinin belirtisi olacaktır.
karsilikli saglam bir guven, anlayis ve sabir gerektirir.
sonunda ortak noktada bulusma ihtimali varsa ve o ihtimal icin iki taraf da ozverili olursa, gelip gecici zorluklari vardir, asilir.
sirf mesafeler var arada diye sevilen insani harcamamak gerekir.
aşk 2 kişiliktir. kimsenin ilişkisi kimseninkine benzemez. dokunmuyorsun diye ayrılıyorsan o senin mallığın. eğer işte bu dediğin biriyle birlikteyseniz katlanmak zorundasınız bazı şeylere. ileride ne güzeldi heyecanlıydı diye gülersiniz birlikte.
üniversitede ilişkisi başlayıp okul bittiğinden dolayı memleketlere gidilir. evlenme amaçlıdır ilişki. ciddi bi ilişkidir yani. yaklaşık 1 ay olmuştur ayrı düşeli. ama hergün haberleşilir, görüşülür. inanılır askerden gelince yine kalındığı yerden devam etmeye hatta kızı istemeye gidileceğine..
bu başlığa tanımda şöyledir artık;
altındaki yorumları okuduktan sonra insanın hayatını karartabilecek konu başlığı.
sonu öyle ya da böyle ayrılık olandır . zordur , hep zor olmuştur zaten . taraflar sadece kaçınılmaz sonu ertelemektedirler . o erteleme uzadıkça da kalp kırıklığı da o oranda artmaktadır .
ha bunu başarabilen çiftler de vardır elbet . onlar büyük takdir toplarlar , herşeye rağmen helal olsunu hakederler .
gelen kabarık telefon faturası ile son bulacak olan aşktı eskiden, artık internet çıktı cybersex çıktı*.
alo leyla hatta mısın?
faturayı gördün yasta mısın?