insan hayatındaki en tuhaf anlardandır. o kadar güzel uyur ki yanı başınızda izlemeye doyamazsınız. o muhteşem varlığın yanınızda uyuması, o masumluğu, sizi saatlerce uykunuzdan edebilir. yanağını okşar, yüzünü kendinize doğru çeker ufak bir öpücük kondurursunuz dudağına. günün verdiği yorgunluk ağır basıyordur hissetmez öptüğünüzü. biraz seyrettikten sonra omzuyla boynu arasına başınızı sıkıştırırsınız, bedeninizi bedenine. bunu hisseder ama uyuyan sevgili. hemen kollarını dolar size, biraz sıkar sonra gevşetir ellerini. gözlerinizi huzurun kollarında uykuya bırakırsınız. *
sadece romantik komedi filmlerinde olabilecek bir durumdur bu. çünkü normal bir erkek, özellkle türk erkeği böyle bir durumda yapması gerekeni gayet iyi bilmektedir. eğer sevgili uyuyorsa ve siz de uyanık olduğunuz halde onu seyrediyorsanız, cinsel tercihlerinizi gözden geçirmeniz gerekir. çünkü bir erkek uyandığı zaman acilen sevgilisini uyandırmalı, onu dürtüklemeli, eğer uyanmazsa tekmelemeli ve gerekeni yapmalıdır. ben atalarımdan böyle öğrendim..
kimi zaman tatlı bir hayale dalmak kadar güzel, kimi zaman da uyandığınızda bile peşinizi bırakmayacakmış hissi veren kabuslar gibi rahatsız edicidir.
eğer bir kabusa benzemiyorsa gördüğün; ayrılmak, gözlerini ayırmak istemezsin sevdiceğin üzerinden. yavaş yavaş nefes alıp verişini seyretmek bir yana, uyanırken yaşadığı o en saf ve masum hallerine gözlerinizi kırpmadan bakmak, iç çekmek, dokunmaya bile kıyamamak belki de en temiz duygulardandır.
en güzel eylemlerden birisidir,sevgili nefes alıp verdikçe bir yukarı aşağı salınım yapan göğüs kafesi aynı kalpte attığınızı gösterircesine sizi sizden alır.güneş ışığının hüzmesi saça yansır ve saçlarında yansıyan sarı renkler gözünüzü kamaştırır.o an o kadar keyif alırsınız ki onu izlemekten yanağına küçücük bir buse kondurmak istersiniz fakat uyanır tealşı ile vazgeçer izlemeye devam eder ve bir filmin en heyecan verici yerindeki o bitmez tükenmez dakikalar gibi izlersinde izlersin.*
insana huzur veren bir olaydır aslında. onu uyurken doyasına seyredebilmek sizi o anda en mutlu insanlar kervanına dahil eder. gözlerinizin bir an bile ayrılmadan yapabileceği eylemdir.
öperek uyandırmayı istemenize yarıyacak, gecenin bi yarısı dolabın köşesinde bulduğun çikolatayı yemek, uzun süreden sonra alınan ilk sigarayı içmek, yazın uzun süre yürüdükten sonra su içmek, entry'ne artı oy almak* kadar güzel an.
sadece romantik komedi filmlerinde olabilecek bir durumdur bu.. çünkü normal bir erkek, özellkle türk erkeği böyle bir durumda yapması gerekeni gayet iyi bilmektedir.. eğer sevgili uyuyorsa ve siz de uyanık olduğunuz halde onu seyrediyorsanız, cinsel tercihlerinizi gözden geçirmeniz gerekir.. çünkü bir erkek uyandığı zaman acilen sevgilisini uyandırmalı, onu dürtüklemeli, eğer uyanmazsa tekmelemeli ve gerekeni yapmalıdır.
şalamar'a dokunmak gibidir rüyanda, gerçek mi, değil mi? anlayamazsın, ve 'allah'ım' dersin, 'benim mi bu eşsiz berraklık?'
nefesini tutup, nefesine dalarsın, ılık bir rüzgarın tenine değmesi gibi denize nazır,
ferah bir huzur duyar ve hiçbir kuşun bilmediği bir şarkı gibi, usulca inip kalkan göğsüne odaklanırsın, kalbinin vuruşu, zamanın duruşu ve aşkın, büyük bir sessizlikle, titreyerek, yeniden doğuşu, yüzündeki engellenemez tebessümden anlaşılır.
kaybolan çocuğunu bulmuş anne / baba ve sırtüstü uzanmış, gökyüzündeki bulutları şekillendiren çocuksundur...
---başka bir şehirde, kim bilir hangi rüyanın eşiğinde, her an içimde çoğalan ve katlanan sevgimin, tarifsiz müsebbibi, dolu dizgin sevdiğim ruhum'a, okyanuslarca özlem ve hasretlerimle ithafen...---
uzun kirpiklerin kenetlenmiş sessizce dinliyorum kalp atışlarını.. nefesini sayıyorum, seninle alıp vermeye çalışıyorum soluğumu..
sonra yoruluyorum nefesim kesiliyor.. sen uyurken seni izliyorum ibadet eder gibi.. sıcaktan kızarmış yanaklarını öpüyorum usulca.. alnındaki teri siliyorum parmak uçlarımla.. birden gözlerini yarılıyorsun "seni seviyorum" diyorsun tebessümle.. ardından daha sıkı sarılıyorsun beni göğsüne yaslayıp üşüyen ayaklarımı ayaklarınla ısıtmaya çalışıyorsun..
kalp atışlarımı duyarsın diye korkuyorum sabaha 2 saat kaldı.. zaman dursun diye yalvarıyorum.. uyur uyanık "zaman durmasın bırakalım aksın.. aksın ki gelecek güzel günlere kavuşalım bi an önce" diyorsun..
gözlerimden yaşlar akıyor senin göğsünü ıslatıyorum.. saçlarımı koklayıp sadece dudaklarını ısırıyorsun susarak, yine içine atıyorsun.. erkeklik gururunu aramıza çekip içine ağlıyorsun..
susuyorum.. hiç bitmesin o an istiyorum.. boynuna sarılıp kendine has kokunda boğulmak istiyorum.. göz yaşlarım artık yastığı ıslatıyor kendime engel olamıyorum hıçkırıklarıma buğulanmış gözlerle cevap verip alnımı öpüyorsun.. beni sakinleştiriyorsun saçlarımı okşuyorsun..
uyumuşum.. sabah uyandığımda yanımda uyanmış belki hiç uyumamış bir çift göz bana bakıyor gülümseyerek; günaydın mucize'mm diyorum kopan fırtınadan habersiz çığlık çığlığa susuyoruz.. mecburi ayrılığa hazırlık yapıyoruz, gözlerimizi kapatıp üstü açılmamış küfürlerle sessizce haykırıyoruz "yeter artık yeterr ulann.. bu hayatın, bizi ayıran, 15 ay aramıza giren kaderin .mına koyayım yeterr"
mesafelerin ayrdığı sevenlerin en çok hayalini kurduğu olaydır.*
kısacık buluşma anlarında hep üzerinizde hissettiğiniz gözlerini o uyurken seyretmek istersiniz.
kısa kısa nefes alışını sessizlik içinde yankılanan seslerini nefesini hissetmek.. ****
bizim türk kızlarına eve gidelim dediğinizde genelde yanlış anladıklarından pekde kolay olmayan eylemdir. bunun için sevgilinize iyi güven aşılamanız gerekmektedir.