suriyeden harıl harıl insan alınırken, onlara verdiğimiz vergilerden yardımlar yapılırken, çeşitli olanaklar oluşturulurken, adı üstünde Türkiye'ye uygur türklerinin girişinin yasaklanmasıdır. açıklaması olmayan bir durumdur.
suriyeye gitsinler ordan suriyeli gibi giriş yapabilirler.
bizim hünkarımız da sam amcasına benzemeye başladı allah sonumuzu hayır etsin. adam suriyede zulüm var deyu sefer emri vermek için içi pır pır eder durur ama gelgelelim uygur türklerinden hazetmemektedir.
anladım ki bu uygurların toprakalarında bir çıkar sözkonusu değildir. insanlık da ölmüştür. nietzchenin dediği gibi tanrı öldü...
--spoiler--
Şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? Durmadan düşmüyor muyuz? Öne, arkaya, sağa, sola, her yere düşmüyor muyuz? Hâlâ bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hiçlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz? Yüzümüzde boşluğun nefesine duyumsamıyor muyuz? Hava şimdi daha soğuk değil mi? Geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!
--spoiler--
bi bok bilmeden atıp tutanları gördükçe güldüğüm hadise.
arkadaşlar, uygur türklerinin ve tibetlilerin pasaport alması zaten imkansıza yakın bir olay. torpil bulmadan bürokrasi işlemez o ötekilere. (özellikle tibetlilere). yani pasaport olmadan adamlar yanıbaşındaki pakistan, kazakistan gibi ülkelere bile gidemiyorlar. kaldı ki türkiye...
amerika' da, almanya' da derdini anlatmaya çalışan, kabul edilen ama türkiye' de talebi kabul görmemiş yetkili kimselerin çokluğu ve linkleri mevcuttur. inanmak istemedim, uzun süredir bakmıyordum. bugün tutamadım kendimi ve birkaç sayfa araştırdım. ben hala küfrediyorum kodumun şakirtlerine. faşist falan değilim, komünist de değilim. bilinçli olmaya çalışıyorum. belki olabilirim diye.
