yaptığı tanımlarla sözlüğe yaptığı katkıları zahmet edip okumayanların bakınızlarına pek taktığı, sözlüğe katkısı yok ilan etmeye çalıştığı yazar. belki gyula hay kimdir, albert bierstadt ne yapmış, richard chancellor gemiyle nerelere ulaşmış onları da öğrenirdiniz okusaydınız. yoksa çamur atmak pek kolay. yazın yazın, elinizi korkak alıştırmayın.
eleştiriye açık olsa, sadece iyiyi değil hoş olmayanı da söylecek olanların yaşadığını bilse, kendi de etrafı da rahat edecek. ama dert bu değil tabi...
bir gün boş bıraktım haksız eleştirilere hedef olmuş yazarı. *
bakınız yazarı gibi görünse de boş değildir. yüzeysel düşünce ürünü bulduğum eleştirinin kurbanıdır. haksızlıktır.
hakkında yazdığım entrye alınmış yazar. dolambaçlı konuşuyor ama hep aynı tatava. bir de, birisinden rahatsızlık duymak için, onu tanımak gerekmez, eleştirmek için bir yerden bir şeylerin esmesi de. bunlara iyi yazarsanız iyi, kötü yazarsanız kötüsünüzdür.
Sabah uyanmak için içtiğim kahve sırasında sözlük istatistiklerinde hemen hemen her sabah rastladığım yazar. entryleri fena değil. denk geldikçe okuyoruz.