sıdıka ile safiye mart ayında kedilerin faaliyetleri hakkında konuşmaktadır.
sıdıka:freud der ki;bu dürtüler...ayrıca kendisi psikoanalizin babasıdır.
safiye:olmaz olsun öyle baba.bak kendi kedisini orostopik etmiş adam.
akşam zekeriya eve geldiğinde safiye konuyu açarak sıdıka'yı dövdürmek ister:
safiye:bu kıza bir şeyler oldu,akşama kadar telefonda freud diye bir adamla konuşuyor.akıl hocası.kediyi de mahalle kedilerine peşkeş çekiyor.ben biliyorum.
zekeriya:biliyosun da niye mani olmuyosun?,der ve safiye'ye girişir.
- cesedini parçalara bölerim.her organın bir kanalda yayınlanır.kafanla reha muhtar röportaj yapar,dilini ali kırca sunar.ee artık samanyolu televizyonu da ruhuna bir fatiha okur herhalde...
"dünyanın hiç bir ülkesinde demokrasi kurucusu bir siyasi partinin anayasayı ihlal iddiasıyla yargılandığı görülmemiştir. çünkü bu demokrasinin felsefesine aykırıdır. ama bugün, bütün hukuk kurallarını hiçe sayan keyfîlikle huzurunuzda bulunmaya mecbur kaldık. böyle br istibdat altında ne adalet aranabilir, ne de heyetiniz adil ve vicdani bir karar alabilir. huzurunuzda savunma yapmaya zorlanmayı millete karşı işlenmiş haysiyetsiz bir suça iştirak gibi görüyorum. bu sebeple, savcıların iddianamesine ve mahkemenizin kararlarına karşı hiç bir itibarım yoktur. bu inançla sizlere karşı savunma yapmayı reddediyor, asıl adaleti millet vicdanından ve ilahi takdirden bekliyorum."
yaban: (pınar'ı göstererek) neden aldın bunu içeri.?
adamı: sen her geleni al içeri demedin mi?
yaban: ben insanları alın dedim, motorları garaja parkedin uleeeynn..! **
Ted:Hello?
barney:Put on the suit Mr Mosby!
Ted:Barney, I know it's you. Where's my stuff?
barney:It's not me. And if you wanna see your precious possesions ever again, put on the suit!
ted:What suit?
barney:Ding Dong. Oh, what's that? The doorbell?
barney:that's the suit I'm talking about
ted:I haven't got to the door yet
barney:Oh. OK let me know when you get there.
ted:OK I opened it and there's a suit there.
barney:THAT's the suit I'm talking about!
ted:Barney!!
barney:This isn't Barney! But, I hear that guy's awesome.Allright, listen very carefully.you'll get your stuff back if you're able to complete a serious of challenges.number one: put on the suit!,number two:meet me at the McClaren's in an hour.
Ted:How will I know who to look for since we've never met?
Barney:I look like barney.
tuncay: abidin sen iki isi bi arada yapamazmisin?
abidin: abi teoride yapiyorum ama pratikte yapamiyorum olmuyo bi turlu
abidin: abi baska bi istegin varmi?
tuncay: bana mutlulugun resmini cizebilirmisin abidin?
abidin: abi ben sanat okulu mezunuyum. teknik resim cizebiliyorum sadece
tuncay:çizmiyim ulan abidin yılı!!!
armağan ve haydar-yedi numara
h: sana son defa soruyom, bi daha da sormucam. benim bi parçamsın ne demek armağan?
a: ....
h: ne demek armağan?
a: kabul etmekten deliler gibi korktuğum için kırk kilide vurup sakladığım herşey demek. yitirdiğim çocukluğumdan saklı kalan masumiyet demek. bir türlü yol bulupta yüreğimden dilime gelmeyen o cümle demek. ben de seni seviyorum haydar demek, ben de seni seviyorum demek. (ve şimşek çakar, gök gürler)