defterin son iki sayfası kaldığında annem yine '' ulan iki günde bitirdin defteri dimi'' demesin diye kendi defterimi kendim yırtıp önümdeki kızın sırasının altına atar ağlamaya başlardım. örtmeennimmmmmm yaaa bu kız defterimi yırtııııı böööğğğ yenisini alsın. öğretmende inanır yeni defteri kıza aldırırdı. o kızın '' örtmenim yemin ederim ben yapmadım'' diye ağlaması hiç gözümün önünden gitmiyor sözlük. çok pişmanım ve unutamıyorum bitürlü.
akla her geldiğinde karın ağrısı yaratan, o günlerde yaşanan hislere dönüş yaşatan anılardır. bendeki biraz tuhaf;
-sınıfın en güzel kızına bir aşk mektubu yazmıştım. o günlerden kalan bir özellik ya da lanet olacak ki, tekrar açıp kontrol etmek istedim. imla, devrik cümle, anlatım bozukluğu vs var mı diye bakıyordum. sınıfın piçlerinden bir tanesi mektubu elimden aldı, okumaya başladı. üstüne atlayıp ağzını kırmak istedim ama yapamadım. 4 tane abisi vardı bu sikiğin, korktum. öğretmen gelince, aldı mektubu öğretmene verdi. o da okudu. yanına çağırdı beni. "çok ayıp sana" dedi. bağırdı, çağırdı ama dövmedi. ağlamaktan balona dönen gözlerimi açamaz kıvama geldiğimde dedi ki; "büyüyünce yazarsın bunları, ama şu kısımları şöyle şöyle değiştirirsen daha etkili olur" dedi. şöyle şöyle değiştirdim serpil öğretmenim. daha etkili oldu. büyük öğretmensin vesselam.
lütfü erdoğan isimli sözde ingilizce hocası - I am a girl. diyen bir erkek öğrencinin kafasına bir toka takarak tüm ders boyunca o şekilde oturma cezası vermişti. bu en önde gelen ve unutmak istediğim anılardan biridir. *