ceza aldığım için çöp kutusunun yanında duruyordum. öğretmen arkasını döndüğü zaman en önde oturan çocuğa öğğ öğğ şeklinde kusacakmış gibi yapıyordum. çocuğun bir an rengi attı yapma diye işaret ediyordu ama ben dinler miyim? dinlemem. birkaç kere daha yaptıktan sonra o malum şey oldu ve çocuk defterin kitabın üstüne kustu. ben de güldüm tabii.
ikinci sınıftayken sınıfın en yakışıklısı beni sevdiğini söylemişti. sınıfın en zengini, eline sürmek için arko kremimi istemişti bende verdim sınıfın gözü önünde bana ve yanımda oturan sınıfın en yakışlısına bakarak arko kremimin hepsini çöpe akıtmıştı. bende; "onu ellerim çatlıyor diye babam almıştı. " diye ağlamıştım. keşke dövseymişimya.*
okula nesquik götürmüştüm derste arkadaşımla çaktırmadan yiyorduk öğretmen gördü sonra kim getirdi bunu dedi ikimizde sesimizi çıkarmadık sonra bana dönüp sen mi getirdin dedi ordan malın biri o getirmiş öğretmenim dedi. öğretmen biraz sessiz durduktan sonra anca böyle köpek maması gibi şeyi yiyin mideniz başka türlüsünü kaldırmaz demişti.
bir kaç sene sonra lisenin ilk yılı aynı öğretmeni markette küçük oğluna nesquik alırken gördüm. biraz uzağındaydım ama o da beni gördü selam verdi bende ona selam verdim sonra biraz daha yakınına gidip ne yapıyorsunuz hocam köpek maması mı alıyorsunuz demiştim. o da önce aval aval baktı sonra hatırladı zaar iyi günler diyip uzaklaştı. pişman değilim sözlük.
4. Sınıfta okul değiştirmiştim ve yeni sınıfımda kendimi kanıtlama çabam vardı. Daha ilk günden sınıftaki kezbanlar beni ezmeye başlamıştı. Ben de ne yapıp etsem de kendimi kanıtlasam diye fırsat kolluyordum. Sınıf öğretmeni tahtaya bir soru yazdı ve parmaklar kalkmaya başladı, ben de fırsat bu fırsat diyerek cevabına dair en ufak fikrim olmayan bu soruya parmak kaldırdım. Havada bir çok parmak var diye beni kaldırmayacağını düşündüm ancak hoca direkt beni kaldırdı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Hık mık diye salak salak sesler çıkardım ve "bilmiyorum" diyerek yerime otururdum. Herkes güiüp dalga geçmeye başladı. Büyük rezillikti benim için.
dersin ortasında elden ele dolaşan süt tozunu bitirdikten sonra tüm ağzımın yüzümün süt tozuna bulandığını gören sınıfın kahkahalara boğulması. gülmeyin lan kahkahalarınız hala kulaklarımda.
öğretmenden izin istemeye utanıp oturduğun yere işemek ve okul bitene kadar yerinden hiç kalkmamak.öğretmenden izin istemeye utanmışım da oturduğum yere işemeye utanmamışımç
birinci sınıfta kızın tekini saçlarından tutup kafasını tahtaya vurmak suretiyle dövmek.burdan özür dilemek istiyorum kendisinden.o zamanlar çok agresif bir çocuktum.üzgünüm.
Kendi kendime gaza gelip elime iki çer çöp alıp(bunlar kemençeyi oluşturacak nesnelerdir) tahtaya çıkıp karadeniz şarkıları söylediğim anılardır. Hala nasıl yaptığımı anlayamamakta, çözememekteyim.
yakın arkadaşlarımla kavga etmem ve haklı olduğum halde özür dilediğim gerçeği.
ha bir de bir gün bütün sınıfın kızları toplanmış oyun oynuyorlardı ben de girişken olmaya karar vermişim, pek bi utangaçtım da, topladım cesaretimi girdim aralarına. sonra aralarından sınıfın en havalısı olan gıcık kız kim aldı bunu oyuna demez mi. özgüvenden eser kalmadı sonraki günlerde.
ha bir de sınıf başkanlığı için adaylığımı koyup 1 oy almam da bu kategoriye girebilir. en yakın arkadaşım bile bana oy vermediydi. hatta ben bile kendime vermemiştim de sınıftan alakasız bir arkadaş vermişti. sağolsun.
ilkokul birinci sınıftayım, ama ufacık bişeyim yaş henüz 5,5. her neyse çişim geliyor tuvalete gidiyorum, pisuvar'a yetişemiyorum, alaturka tuvaletleri ise bok götürüyo girmeye tiksiniyorum. neyse gel zaman git zaman çişimi tutmayı öğrendim, ama birgün olanlar oldu; matematik dersinde çıkarma işlemi konusuna geçmişiz, ben de konudan zerre çakmıyorum, hoca tahtaya kaldırdı, bende inanılmaz bir korku ve heyecan var, e doğal olarak sabahtan beri tuttuğum çişimi oracığa koyvermek zorunda kaldım, tüm sınıfın karşında pantolonumun paçalarından şırıl şırıl süzüldü mübarek. bütün sınıf kahkahalarla gülmüştü, yerin dibine girmiştim.
ama daha bitmedi; ertesi günün sabahı yine okula gideceğim, sevgili anneciğim benim çişli pantolonumu yıkamış ama o pantolon kurumamış, kurusa da ütüsü yetişmeyecek, yedekte başka pantolon da yok, gittik benden 2 yaş büyük olan dayıoğlunun pantolonunu aldık, onu giydim gittim okula. ama pantolon götümde durmuyor afedersin, inanılmaz bol. ve geldik müzik dersine, kahrolası öğretmen dünkü olaya binaen yüzünde pis bi sırıtışla beni yine tahtaya kaldırdı, ben de dünkü olayı unutturma hırsıyla, bağıra bağıra "daha dün annemizin" şarksını söylüyorum ve yine olanlar oldu, dayımın oğlunun o kocaman pantolonu zırt diye kayıp düştü, öylece kalakaldım. ve yine aynı sahne; bütün sınıf karşımda kahkalarla güldü.*
öğretmenin bacağına tekme atmamdır , tokat yemiştim tekme atmıştım bi tokat daha yedim ve ailem beni suçladı oysa suçlu öğretmenimdi karısı ameliyat olmuş gelmiş sabah okula ödevlere bakıyor benim yazım pek güzel değildir küfür etti bende örtmenim kötü söz sahibindir deme gaftetinde bulundum bir tokat patlatdı ki sormayın direk kalktım tekme attım oda bana bir tokat daha patlatdı ailemide aramış şerefsiz, babam geldi kızdı bana.
üçüncü sınıf öğrencisiyken birinci sınıftaki kuzenimin öğretmeninin yanına gidip "hocam(!?) x'in durumu nasıl? yaramazlık yapmıyordur umarım" demişliğim ve anında kovulmuşluğum vardır. hala utanırım.
ilkokul birde iken çok kakam geldi ( o yaşlarda bok a kaka derdik ) neyse ben de bunu öğretmene söyledim ve tuvalete gittim.
erkekler tuvaletinde dört adet tuvalet var. bir tanesinin kapısı yok. diğerlerinin var. tabi doğal olarak kapısı olmayan tuvalet kullanılmadığı için temiz diğerlerini ise bok götürmekte. ben de herkes nasıl olsa derste diye kapısı olmayan tuvalete oturdum. ve zil çaldı.
bir dakka sonra ilk öğrenciler geldi. ben oturmuş kakamı yapıyorum ( bildiğin sıçıyorum). on beş yirmi çocuk ise bana bakarak kahkahalarla gülüyor. bazıları koşarak sınıflarına gidiyor arkadaşlarını filan çağırıyor onlar da görsün diye. zil çalana kadar kıpırdamadan bir yandan sıçtım bir yandan ağladım.
halen evde tek başıma olsam bile tuvalet kapısını kilitlerim.
5. sinif dolaylari herkesin bir duzene gelip lakaplarin alinmaya basladigi donem matematigim kotuydu. Ben de duzeltmek icin proje odevi almistim. Okulun iri kiyim bir cocugu proje odevimin ustune basti. Proje notu duzeltmek icin tek sansimdi onemliydi benim sinirler bir atti ben ciliz uflesen ucucak yapiya sahip kisi o hayvan gibi cocugun ustune cik, bi guzel dov. O an adrenalin patlamasi yasamistim ama sonradan adrenalin gidince mantik devreye girdi ve bu kesin benden intikam alicak dusuncesi yuzunden kac gun okula gitmedim. Cocukluk iste.
4 sayfa ilerleyince utancımı yendim.
1. Sınıftaydım günlerden cuma idi, çok kakam gelmişti. Tuvaletlerde her hafta bir kere illa tıkanır, vidanjör açardı. Yine tıkanmıştı ve zaten içersinin bok kokusundan durulmaz haldeydi. Tutmaya karar verdim. Artık son saatlere geldikçe yerimde duramıyordum adeta bir Ceylan gibi sekiyordum. Neyse tam bitti derken istiklal marşı vardı. Müdür sanki ibneliğine uzatıyorda uzatıyor.... Uzatıyor uzatıyor....iyi tatiler lafını duyunca koştura koştura çıkışa doğru yöneldim. O an anlıyordum. Neden istiklal marşı bitince bazıları acel acele çıkıyordu. Sanki tabakhaneye bok yetiştiriyorlar. Evet gerçektende bok yetiştiriyorlar. Neyse okul bahçe kapısından çıktım. Yanımda koşan birine sen git ben vuruldum der gibi baktım.evet Altıma sıçmıştım. Utanıyor ne yapacağımı bilmiyordum. Kapının yanına oturdum bacaklarımla boku sıkıştırıyordum donumun içine. herkesin gitmesini bekledim. Sınıftan bazıları çekiştiriyo gelsene olum niye gelmiyon diyor. Sonra bok kokusuna dayanamayıp gidiyorlardı. 15 dk sonra Abim gelmişti. " ne yapıyon burda lan! lan altına mı şıçtın! hadi gel eve gidelim babam merak etti" bacakları mı aça aça eve gitmiştim.
Not: evde ne olduğunu hiç hatırlamıyorum.
Çok kavga eden bir çocuk olmam..ilk okul 2-3-4-5 sınıflarda çok fazla kavga ederdim ama öyle böyle değil her tenefüs kavga ederdim ancak kavga ettiklerim benden hep yaşca büyük olurlardı..
3. sınıfda okula geç başlamış bizden 2 yaş büyük erkan isminde esmer bir çocukla kavga etmiştim tenefüste. malumunuz tekme tokat yumruk her yediğimde yere yapışıyor yine kalkıp saldırıyor ve yine yere yapışıyordum. sonra arkadaşlar koluma girerek beni sırama taşırlardı ama diğer tenefüste aklıma parlak bir fikir gelmiş olacak ki kavga başlayınca koşup tahta silgisini aldıp çocuğa yapıştırmıştım çocuk yerde kıvranmaya başladı tabi sınıftakiler oooo yapınca iyice havaya girmiştim bir kahraman edasıyla sınıftakilere bakarken erkan'ın kendini toparladığını göremedim son hatırladığım daha fazla dayak yememem için bayılma numrası yaptığımdı..
yine okulda bir kerede,kara murat filmlerinden izleyip gaza gelmiş olacağım ki 7-8 yaşlarında yaşıtlarımın olduğu 5-6 kişilik bir guruba tek başıma saldırmam, sanıyorum ki vurduğum filmlerde ki gibi düşecek ama malesef böyle ama yine filmlerde ki gibi beni ortalarına alıp yerde 3-4 dk boyunca tekmelemişlerdi.. hey Allah'ım yaa.
henüz ilkokul birinci sınıftaydım okulda aşı olunmuş eve yollamışlardı ve eve geldiğimde annem evde yoktu. çok şıkışmıştım ama dışarıya işeyememe sorunum vardı * ve üst katımızda oturan ve evcilikte hep benim eşim olan o kızla apartmanda karşılaştık ve evcilik oynamaya başladık.
oyunda akşam olmuş ve uyuma zamanı gelmişti ve merdiven altına geçip sarılıp yalancıktan uyuyorduk. bacağımdaki sıcaklığı hissedene kadar çok mutluydum. daha korkunç olanı aynı sıcaklığı kız kendi bacağında da hissediyordu. kızın üzerine işemiştim. işte o zaman "yer yarılsa da içine girsem" deyimini anladım.
o kızla hala görüşüyoruz ve o hala o günü hatırlıyor ve her fırsatta anlatıyor. ölmek istiyorum sözlük. *
ilkokul 4 te iken en yakın arkadaşım suç işlemişti. * örtmen tahtaya çağırdı kübrayı. kübra tahtaya çıktı örtmen kübraya okkalı bi tokat attı veee kübra da ama örtmenim zuluu a suçlu dedi, o an ihanete ve haksızlığı uğradım,suçum yoktu. öğretmen beni tahtaya çağırdı, yüzüme bi şaplak attı giderkende popoma tekme ,çok kırıldım sözlük, unutmak istiyorum.