Yaz tatilinden kalma bir alışkanlık. Evin önüne bahçeye çıkarken sürekli terlik giyerdim. Kim bilebilirdi ki bir gün dalgınlıkla okula terlikle gideceğimi.
ilkokul aşkımla okulun bahçesinde kovalamaca oynarken birden pantolonu belinden düşüvermişti. beyaz don eşliğinde kıçının çatalı da görününce utancından kaçıp tuvalete saklanmıştı. hey gidi günler..
bir çocuğun iki elini birleştirerek emre eda'ya böyle yaptı. demek ki onu seviyor. şimdi de ben sana yapıyorum demesi ve tüm sınıfın bizimle dalga geçmesi. ne saçma ya of.
çocukluğum boyunca el bebek gül bebek tarzı bir çocukluk geçirdim ilk okula başlayana kadar. ilk okulda sınıf hocam çok gaddar ve sert biriydi. bende ondan korkardım. çocuğun teki tuvalete gider arkasında söylenirdi. benimde tuvaletim geldi. söylemeye korktum tabi arkadam konuşması alay eder gibi ve sert insan olmasından. tut tut nereye kadar ve sonunda pipim dayanamadı ve istem dışı bir işeme yaptım .her tarafım çiş oldu ve eve gönderildim. hep unutmak isterim bunu. unutmak istiyordum sözde kamuya açtık anıyı.
ilkokul 2. sınıfın yaz tatilinde öğretmenimle karşılaşmıştım. bana naber dedi. hayır nasılsın dese iyiyim öğretmenim siz nasılsınız diyeceğim ama o gitti naber dedi. hocaya iyilik senden naber denir mi denmez mi diye düşünürken hiç cevap vermemeyi yeğledim. ben cevap vermeyince sevgili öğretmenim oldukça bozulmuştu. surat ifadesi hala gözümün önünden gitmez.
ilkokul beşinci sınıfa gidiyorduk. bir kenan hocamız vardı(konuyla alakalı olmasa da, o zamanlar çok severdim ama şimdi düşününce ne kadar çakal biri olduğunu anlayabiliyorum). her neyse kızmış yine bu bir şeye, tam hatırlamıyorum. tam sözlü filan diyorken hilal diye bir arkadaşımız koşa koşa öğretmenin yanına gitti.
öğretmenin bu cümleyi demesiyle sınıfta kocaman bir sessizlik oluştu bir anda. biz hilal'e, hilal yere, öğretmen bize, hilal havaya ve en sonunda herkes yere baktı. buz kesilmişti sınıf, hilal'in yüzü ise bir o kadar kırmızı ve sıcak... bu sessizliği "fışşş" diye bir ses bozdu... güzelim şanssızlıktan o gün çorap bile giymemiş. bu kadar yaş gözlerinden dökülmüş değildi elbet, sınıfın orta sıralarına kadar yayıldı ağır ağır o gudubet sıvı. öyle donmuştu ki sınıf kimse ayaklarını dahi kaldırmadı... herkes öylece duruyordu, en ufak bir tebessüm bile yok kimsede. kenan bozdu sessizliği, kıvırmaya çalıştı ama nafile. hilal koşarak evine gitti, bir hafta okula gelmedi. ve kimse o olayı ağzına bile almadı zaten hiçbir zaman.
her neyse, ben bile unutmamışsam hilal hiç unutmamıştır. ya da unutmuş mudur? dur faceden bulayım da hatırlatayım unutmuşsa. güzel anıydı unutmasın hehe.
kutu kolayı ezip top oynardık ilkokulda. velhasıl, yine bir tenefüs kutuyu ezdik top oynuyoruz çocuğun biri kalenin önünde ayağıma vurdu ve olaylar gelişti;
bu lafı duyunca tabi sinirlendim gittim çocugun suratına patlattım bir tane. başladı ağlamaya. gitti öğretmene söyledi. öğretmen bizi sınıfa çekti adam soruyor şimdi;
-patron oglu neden vurdun ?
+ örtmenim küfür etti bana.
- doğru mu oğlum ?
+ örtmenim önce o etti vallaaaa o etti önce örtmenim !
akabinde ben başladım ağlamaya.
+ ama ama örtmenim oda ayağıma vurdu çok acıdı baakk (mor olan ayak gösterilir)
+ bide anneme etti örtmenim hadi bana etse neyse benim bi suçum yok örtmenim.
öğretmen başladı diğer çocugu dövmeye. bi güzel dövü.
okul bitti dışarı çıkıyoruz çocuğu gördüm arkadan gelip kafasına vurdum;
+ ne güzel dayak yedin len ehehehehe mal hehehehehe
okulun bahçe duvarında düzeltme mi yapılacakmış neymiş bir sürü tuğla, kum, çimento getirmişlerdi. çimentodan da küçük ağrı dağı yapmışlar beter olasıcalar. neyse tenefüse ilk çıkan tayfa olarak koştur koştur altın madalya alacağım derken üçün birini almak suretiyle küçük ağrıya bodoslama girdim! vay ananı... hareket edemiyordum o değil. arkadaşlar sağolsunlar çekip aldılar, kardan adama dönmüşüm sözlük! bir an gözlerim betonlaşacak diye korktuğumu saklamıyorum. ama konuşurken şu osurunca poposundan pudra püskürten bebek gibi oluyordum. buraya da yazdım, daha sittinsene unutmam.
ilkokuldaydım.okul bahçesinde koşarken bir futbol topu kafama süratle çarpmıştı. ben bayılmışım. * sonrasında olaylar şöyle gelişmiş. topu atanlar beni sınıfa getirmiş hoca uyuyorum sanmış bi güzel yatırmış beni arka sıraya. neyse 40 dakika falan o vaziyette kalmışım.
kendime geldiğimde sıra arkadaşım yanıma geldi. ben hal hatır soracak diye beklerken " sen ağzın açık uyuyorsun, uyurken çok komik görünüyorsun" dedi. sonra da güldü.
hocanın başıma gelen durumu anlamasıyla günümün geri kalanının hastanede geçmesine mi yanayım, en yakın arkadaşımın gözünden düştüğüme mi yanayım yoksa toplarla * ilgili olan saçma sapan esprilere 1 yıl boyunca maruz kaldığıma mı yanayım bilememiştim.
yıllar sonra ilkokul arkadaşlarıyla* buluşulur.eski muhabbetler açılır konu ilkokul aşklarına döner ortamdaki 13 erkekten 9'unun* aynı kıza aşık* olduğu ortaya çıkar.unutamıyorum.*
Utangaç pıtırcık ve çok sevdiğim mihribanı, ''Mihriban Akife aaaşıııııık'' diyerek sınıfta ağlatmış, daha sonra da öğretmen tarafından azar yemiş ve Mihribandan özür dile! cümlesiyle Mihrabanın yanına gitmiştim. Tabi mihriban bana çoktan küsmüştü.
ders sırasında öğretmenden tuvalet izni alınır. şiddetli bir karın ağrısı olduğundan kıvrana kıvrana tuvalete gidilir hızlıca donlar indirilip işleme başlanır. iş bittikten sonra bir bakılır ki kapının iç taraftan kolu yoktur. bir süre imdat diye bağırılır ama ne yazık ki millet derste olduğundan kimse duymaz. ve akla bir fikir gelir çeşmenin üstüne basarak yan tuvalete geçmek istenir ama biraz tombul olunduğundan çeşme cüsseyi taşımaz kırılır ve her taraf ıslanır.bağrışlar artar ve birden kapı açılır hademedir gelen.ardından öğretmenler odasında öğretmenlerin şaşkın bakışları arasında anne beklenir ev yakın olduğundan anne çabuk gelir elindeki poşetteki diğer giysileri giydirir ve evin yolu tutulur.
birinci sınıfta okumayı yeni öğrenirken deftere sırayla ve tüm sayfa olarak I yapılacaktır. tüm sınıf onla uğraşırken ben son dakikalarda olaya katılmış ve o zamanki aklımla defterin yukardan başlayıp aşşağıya doğru giden çizgiler çekmiştim. aralarını da silgiyle silip öğretmene I diye yutturmaya çalışmıştım. *