bazen hayata tutunmanızı sağlar.
bazen intiharı düşünürken elinizden ilaç kutusunu bıraktırandır.
bazen eve gittiğinizde bir sıcak çorbadır.
bazen dönmeyen eski sevgilidir umut.
bazen kadıköy sahilde birine rastlama isteğidir.
ama ne olursa olsun dark knight rises'daki bane sözleri olayın özetidir aslında.
bir nazım hikmet şiiridir. okunulası, bilinesi, çocuklara ezberletilesi bir şiirdir.
Umut
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar dogar günes dogarken
ve günes dogarken çöp kamyonlari
ölüleri toplar kaldirimlardan
issiz ölüleri aç ölüleri
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken köylü aile
erkek kadin esek ve karasaban
saban kosulu esekle kadin
topragi sürerler toprak bir avuç
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken ölür bir çocuk
ölür bir japon çocugu hirosima'da
on iki yasinda ve numarali
ve ne bogmacadan ne menenjitten
ölür bin dokuzyüz elli sekiz de
ölür bir japon çocugu hirosima'da
dokuzyüz kirkbes te dogdugu için
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken tombul bir adam
yatagindan çikar dalgin giyinir
'bugün kimi kime gammazlamali,
amirin gözüne nasil girmeli'
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken zenci soförü
agaca asarlar yol kiyisinda
gazyagina bulayarak yakarlar
sonra kimi kahve içmeye gider
kimi saç tirasi olur berberde
kimi dükkanini açar erkenden
kimi genç kizini öper alnindan
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken mahpus kadini
kollari masaya bagli sirtüstü
çiplak memeleri al kan içinde
sorguya çekilir bir bodrumda
sorguya çekenler cigara içer
biri yirmisinde altmislik biri
gömlekleri terli kollar sivali
ve kum torbalari elektrodlar
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günesdogarken gülyapragina
uçak alanindan sessiz pilotlar
'H' bombasi yükler tepkililere
ve günes dogarken günes dogarken
otomatik silahlarla biçilir üniversitelilerle isçiler
akasya agaçlari bulvarin
pencereler balkondaki saksilar
ve günes dogarken devlet adami
konagina döner bir ziyafetten
ve günes dogarken kuslar ötüsür
ve günes dogarken günes dogarken
genç bir ana bebesini emzirir
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken ben bir geceyi
bir uzun geceyi gene uykusuz
agrilar içinde geçirmisimdir
düsünmüsümdür hasretligi ölümü
seni memleketi düsünmüsümdür
seni memleketi dünyamizi.
isler atom reaktörleri isler
yapma aylar geçer günes dogarken
ve günes dogarken hiç umut yokmu
umut umut umut... umut insanda.
bir gun gelecek bu ulkede adam olacak.
cahil insanlar dislanacak.
dindari dininin emrettigi gibi insana saygili olacak.
egitim bir arac degil amac olacak.
bir sey uretmeyen topluma faydasi olmayan birey kalmayacak.
kultur bebeklikten itibaren ogretilecek.
dis ulkelere bagimlilik azalacak ic pazar on plana cikacak.
gorgusuzluk ve riyakarlik kalmayacak.
siyasetcilerimiz okumus insanlar olacak.
tabi bunlari torunlarimin torunlari ancak gorecek ama olsun bir gun olacak.
Bir Yılmaz Güney klasiği. Türk sinemasının dönüm noktası(1) niteliğinde bir film: Umut. Dönemi tüm çıplaklığıyla yansıtan başka bir film yoktur. izleyin, izlettirin. https://www.youtube.com/watch?v=9KlFRZHo-N4
Fimden:
"iyi at, iyi araba para işi gardaş. paran olunca her bir iş iyi olur. paran olunca kebap yen, paran olunca tatlı yen, şarap içen, iyi yataklarda yatarsın. parası olunca adam kuvvetli olur. parası olunca adamın evi, avradı olur, evinde tenceresi kaynar, çocukları olur. paran olmadı mı iyi değil, dünyada senden kötüsü yoktur, senden pisi yoktur, her yerden kovarlar seni. fakirin yüzü soğuktur. niye soğuktur cabbar gardaş? parası yoktur da ondan. mesela kış gününde, en soğuk vaktinde, cebinde paran olsa üşümezsin; hamamdaymış gibi terlersin. amma velakin para olmadı mı yaz gününde üşürsün. neden? çünkü para adamı sıcak tutar; sıcahhh. senin bu atlar paran olsa iyi yem yerler. paran yok, gariplerin iskeleti çıkmış. açlıklarından ölecekler..."
Hayat kırılmış umutlarımı biriktirdiğim bir eskici sepeti. Alçı ile kırık umutlar kaynatılabilir mi sence??
Geçmişin paragrafları senin hayatında da keşke ile mi başlar??? yoksa sadece benimki mi öyle?? insan dediğin oynadığı hiçbir oyundan memnun olmayan mızmız bir çocuk. alır topumu giderim lakırdısı, yaşadığı şehirden muzdarip olmak her insanın kaderi...
sana bir soru sorayım mı dostum?? aklıma takılan garip bir soru. insan sıkıntı çektiği eylemleri terk eder değil mi?? yani örneğin bir yerden atladığını düşünelim. ayağın ağrırsa bi daha atlamayız, yada bi sohbete girdin ve memnun olmadıysan bi daha girmezsin. mantıkla olan budur zaten. peki, senin hayat dediğin nedir???;çocuklukta ağlamakla geçer ömrün, orta yaş iş, evlilik geçim derdi. yaşlılıkta sağlık sorunları baş gösterir. kısacası çektiğin sıkıntılar toplamına hayat denir. peki dostum mantıklı olan sıkıntılı fiilleri terk etmek ise sıkıntılar toplamı olan hayata neden bu kadar bağlıdır insan??? nedir bizi hayata çeken?? herkesin oynamaktan muzdarip olup çıkmaya yanaşmadığı herhangi bir oyun var mıdır??? sanmam. her paragrafı keşke ile başlayan hayatta gelecek cümlelerin ''iyi ki'' diye başlayacağını düşünmek hangi hayalperestin düşüncesi?? modern bilim tümevarım der değil mi???
peki, geç kalmış olmak neden hep içimi kemiriyor dostum??? öğrenmek için geç kalmak, evlenmek için geç kalmak. sence diğer insanların mutlu olmasını gerçekten ister mi insan??? mesela kendisi işe girmediyse içten içe herkesin işe girip kendisi gibi sıkıntı çekmemesini diler mi dersin??? doğrusu sanmam. bence insanların çoğu kendi seviyesinde ki yani, AYNI MASADA YEMEK YEDiĞi insanlara onlardan daha üstün olduğunu ispat etme gayesi içinde yaşar. ''yaa o zamanında yüz vermedin, ondan bi şey olmaz dediğin kişi benim'' demek için. işin kötü yanı ise genelde kendimizi ispat etmek istediğimiz insanlar çocukluğumuzdan bu yana bizi tanıyan kişilerdir. derviş olmak isteyenler için verilen ilk tavsiye insanların seni tanımadığı bi yere gidip orada yaşamandır dostum çünkü yargılar kırılmaz, yeni bir algı oluşturmak daha kolaydır. yinede bi umut işte seninkisi...
''umut etmek en büyük kötülüktür'' diyor nietzsche ''çünkü işkenceyi uzatır'', ''umut yaşamın temelidir'' diyor adler.
bence ise bir çöplüktür umut, etrafı kirletir ama insanın yaşamak için çöp de çıkarması gerekir bi değil mi?? sepetime bakıyorum umutlarla dolu, ortasından kırılmış umutlarla. atmak gelmiyor içimden. ''belki bi ara yapıştırırım diye düşünüyorum, kim bilir belki kemik misali kaynarlar.''