bazı şeyler vardır. yıl 2100 olsa dahi eskimez. karikatürde işte böyle bir şeydir şuan yazılan bir şeye 100 yıl sonra kahkahalarla gülünebilir. umut sarıkaya da yiğit özgür de gayet gülenebilir karikatüristlerdendir.
mizahtan anlayan gençliktir. köy yaşamı diye küçümseyen beyinlerin anlamaması doğaldır. zorlamamak gerekir zira balon kadar bile olmayan bir zeka yapısı olanlara fazladır bu tip şeyler.
iyi ki de gülen gençliktir, kasıntı olup da. " bunlar ne yahu, ne bu çizikler, kemçükler, huniler; bu ne laubalilik bu ne samimiyetsizlik? " diyerek beynini kilitlemeyen gençliktir.
başlığı açan haklıdır.bu devirde başımızdakilere, halimize oturup gülmemiz lazımdır. umut sarıkaya, yiğit özgür, alpay erdem, fırat budacı bunlar kimlerdir? neyin nesilerdir? ne haddimizedir böyle zeki ve hele ki şu zamanda ülkemizde tek tük rastlanan insanlara gülmek(!)
(bkz: nan de yürü git)
böyle kişiler genellikle dizilerdeki gülme efekti gibi birilerinin "gül lan gül komik bak burası" demelerini beklemektedir. umut sarıkaya'nın mizahi çizgisi, komikliği belki bir nebze tartışılabilir ama yiğit özgür gibi beni gerçekten güldüren kişilere laf söyletmem arkadaş. çıkışta bekle. adam topla akıllı ol.
ayrıca bu gençliği eleştirenlere tek bir cevabım var. sen daha iyisini yap, sana gülelim. karikatür okumak gerizekalılıksa, sabahtan akşama kadar gerizekalıyım. ama 22 -bununla birlikte 23- entrynin 23 ayrı yazarının arasında bi akıllı sen değilsin şef, hiç kusura bakma.
oğuz aral' a da güldüm, bülent arabacıoğlu'na da, fatih kaçan'a da, bahadır baruter'e de, yiğit özgür' e de ondan sonra bir faydasını görmedim bıraktım.