genelde sizi üzen bir durumdur. bazı şeyleri kendiniz için yapıyor da karşı tarafın onayını beklemiyorsanız üzülmezsiniz de bu duruma. alışmak koyar sadece bazen.
insan umursanmadığını hissettiğinde / bildiğinde aynen böyle hisseder. bu paragraf öyle güzel anlatmış ki can acısını, başka tanıma gerek yok.
Bazen tepetaklak olur yürek. Aheste revan giderken kendi yolunda, göğüs kafesine toslar küttedek. Yüzüstü kapaklanıverir yere. Bir yerlerinin fena halde kırıldığını hisseder kalkmaya yeltenip de kalkamadığını gördüğünde. Üzerini yoklar ama dışarıdan belli olan bir yara filan bulamaz. Haykırır vargücüyle:Derhal çıkmam gerek. Çıkmam gerek! Zar zor doğrulur, ağlaya sızlaya saldırır kafesinin demirlerine. Ve nihayet göğüs kafesinden kurtulmayı başardığında, ne yöne gideceğini kestiremeden bakakalır önüsıra uzanan yollara; daha evvel ayak basmadığı topraklara. Yollar yollara karışır. Sular bulanır. Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeyegörsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle âleme. **
istisnalar dışında genelde aklımızdan geçirdiğimiz "umursanmıyo muyum acaba"şüphesi gerçektir.bunun gerçek olup olmadığını test etmek kolaydır.eğer bi arkadaş ortamında ortaya bi şey attığınızda sanki bi şey söylenmemiş gibi herkes ayrı telden çalmaya devam edip sizi duymamışsa bilin ki umursanmıyosunuzdur.bunun nedeni nedir?belki ortamın en pasifisinizdir;ağzınızı açmaya çekinip,"hadi şimdi bi şey diyim"dediğinizde umursanmıyo olabilirsiniz.belki bazı hareketlerinize kıl olunuyodur.belki de bütün bu adam yerine koymama cebinizde paranız altınızda arabanız olmadığı içindir.
ama sizden kaynaklanan olumsuz kişilik özellikleri dışında kimsenin diğer nedenlerle birini umursamamaya hakkı yoktur.olmamalı.umursamıyosan bunu açıkça söyler o kişiyle aynı ortamı solumazsın.çünkü umursanmama hakkaten zor,insanı kendinden neferet ettirip yaşadığı her güne lanet okutturan iğrenç bi duygudur.ve eğer biraz inançlı biriyseniz diye söylüyorum günahı vebali de çok büyüktür.biraz açık olalım.umursamama ancak saman altından su yürütmeye çalışana yakışır.
tam bir ortak yapımdır. her insan kişisinde olduğu gibi sizde de olumsuz karakteristik özellikler vardır. aynısı muhatabınızda da vardır. bu ikisi birleşince umursanmamak veya umursamama hadisesi cereyan eder. hatta umursamamak eylemini gerçekleştiren kişinin bu hikayede öne çıkan kusuru da biraz iki yüzlü oluşudur. evet evet. bu siz iseniz inkar etmeyin, biraz iki yüzlüsünüz.
ve her ne kadar kötü yanlarımız olsa da bizler insanız. inciniriz. kimimiz zor incinir, kimimiz ise narindir. ama nihayetinde herkes incinir. umursanmamak da vurdu mu sağlam incitir. boşuna mı başladık o küçük, beyaz, tatsız şeylere.
bazen arzulanandır, rahat olmaktır. görünmez olmaktır; görünmez olmak ister herkes, ama görmezden gelinerek olmak da istemezler. bu ne yaman çelişki anne?
Değer verilmeyen kişi tarafından yapılıyorsa önemsenmez, kafaya takılmaz.
Peki ya hayatta en çok değer verdiklerinizden biri yaparsa ? Işte o zaman yakar, mahveder.. Üzülürsünüz üzülürsünüz, yazmamaya, merak etmemeye çalışırsınız ama olmaz. Yazarsınız, ararsınız defalarca ve defalarca, cevap gelmez, ama sevdiğimi sakın unutma demiştir defalarca, bunu aklınıza getirirsiniz, görmesine rağmen yazmaz, siz çok özlersiniz, size günde 1 dakikanısını dahi ayırmaz, hoşgörürsünüz, büyük sorunları vardır çünkü gerçekten, merak etmeye devam edersiniz ve bir gece tersler sizi. Eyvallah der, özür dilersiniz ve kocaman kalp kırıklığı ile başbasanizdır. Ama sevdiğimi sakın aklından çıkarma demişti.