türkiye ekonomisi'nin 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11,7 büyüme göstermesi , ikinci çeyrekte de yüzde 8 civarında bir büyüme beklenmesi üzerine uluslararası kurumların türkiye ekonomisine yaptığı övgüdür.
tabii türkiye bir yandan ekonomisini büyütürken bir yandan da ekonomisi ile ilgili eksiklikleri gidermeleidir. ( gelir dağılımı bozukluğu , çalışma hayatındaki bozukluklar vesaire... gibi)
büyükanıt gibi akp yardakçılığına soyunmuştur.
ab bürokratları gibi de,
ve dğerleri gibi de,
herkes trafiğe ter girmiş,
bir tek ulusalcı amca doğru gidiyor,
ama kimse farkında değil...
uluslararası kurumların arkasında yine para babaları oldugundan.. Ülkeler icin yaptıkları yorunlarda küresel ekonomi mantığını kullanmaktadırlar...
Oysaki elindeki pek çok değerli fabrika ve şirketi bilerek zarar ettirip sonra da satarken haklılık gösteren bir zihniyetin nasıl başarılı bir ekonomi politikası yaptığı söylenebilinir ki...
Ancak 2001 krizinin kattığı deneyimden olsa gerek ki bankalarımızın kirize karşı daha uyanık ve deneyimli olduğu bilinmekte...
özellikle avrupadaki bankaların maddi olanakları ve kaynakları tehdit altında olduğu için biz kötünün iyisi oluyoruz. zira türkiye ekonomisinde en çok paranın döndüğü ve kaynakların oluşturulduğu banka olan ziraat bankası devlet elinde ve işletmesindedir. en büyük bankamız özel olsaydı o zaman görürdüm ben mali ekonomik tabloları.
dünya krizde kıvranırken, komşumuz batarken, an itibariyle % 11 lik rekor bir kalkınma performansı veren türkiye'ye
yapılan haklı bir övgüdür.
kemalist + ülkücü + hırsız koalisyonu olan 57. hükümet döneminde 2.900 dolar olan ortalama gelir bugün 10.000 dolar oldu.
imf peşinde 4 milyar dolar için köpek gibi yalvaran hükümet gitti, bizi imf'ye muhtaç etmeyen bir hükümet geldi.
gazla çalışan türk kurumlarının dahada mala bağlamasını sağlayacak durumdur .
şimdi çıkacak birisi diyecek - öyle edeme ya ekonomi büyüdü , eskiden yoktu böyle .
açlıktan öldü ölecek hala daha ak parti diyor .
çok evrensel düşündünüz ya bu zamana kadar , ekonomi büyüyünce övünüyorsunuz .
sizi bilmem ama bana pek rastlamadı o büyük ekonomiden.
he yardakçılık yapmadan yaşıyoruz diye oluyorsa madur siz olmazsınız , biz oluruz orasıda bir gerçek.
istesen de durmayacak bazı dinamikler vardır. nüfus artışı ve çin gibi piyasalara her bulduğunu yığan ülkeler ya da yeni teknolojiler ile ucuzlayan ve yaygınlaşan kimi üretim araçları ya da tüketim maddeleri gibi.
örneğin 1960'da türkiyede 45 tane bilgisayar vardı bugün ise 70 milyon civarında.
"anaaa türkiyede bilgisayar alabilecek insan ve kurum sayısı 1.5 milyon kat arttı" diyen de "ebleh" oluyor bu durumda...