müslüman halkın müslüman (en azından ezici çoğunluk) çocukları. türk milletinin türk evlatları. (çoğunluk)
bunu hatırlattım çünkü uludağ sözlük yazarlarının milli ve manevi duygularının pek gelişmemiş olduğunu gördüm. gelişenler varsa da yok kadar az olmalı. çünkü uludağ sözlük'e bakınca bu eksiklik bariz hissediliyor. bu kadar küfür, ahlaki seviyesinin düşmesi ''müslüman'' ve ''türk'' vasıflarını taşıyan bireylerin eseri olmamalı.
demek ki milli eğitim, toplumsal eğitim ve sözlükteki bilinçlendirme çalışmaları (varsa) çok yetersiz. bu bağlamda uludağ sözlük yazarları için ayrı bir eğitim programına ihtiyaç var.
binlerle ifade edilen yazar var burada. (istatistikler) bu milli servetin buralarda harcanmasına yüreğim dayanmıyor. bu potansiyel bu kadar boş işlerle uğraşmamalı.
ne kadar yazar varsa hepsini alıp bir yere dolduracaksın. (gerekli olduğu kadar büyük bir alan) ''karı'', ''kız, ''ot'' vs. demeyi yasaklayacaksın. sabah namazından itibaren dilleri güzel şeyler zikretmeye başlayacak ve bu süreklilik arzedeceği için tertemiz bir ağza sahip olacaklar. saatlerce mehter marşı dinleteceksin, pop, rock, metal gibi anarşik, bunalım müzik çeşitlerinden uzak tutacaksın. hem milli bağları gelişsin, hem biraz kendilerine gelsinler. mustafa islamoğlu hoca ile tefsir dersleri, cübbeli ahmet hoca ile islamda mizah, abdullah azzam kitaplarıyla cihad dersleri, hayrettin karaman ile günümüz meselelerine çağdaş çözümler, ali rıza demircan hoca ile islamda cinsel hayat, ahmet varol ile islam dünyasına giriş konulu dersler vereceksin. ayrıca mustafa islamoğlu ile 3 ay itikafa sokacaksın; (bayanlar için bayan hoca nezaretinde) üç ay boyunca küfür, içki, porno, internet, insanları uyutan futbol, televizyon, kötü arkadaşlar olmayacağı için bu kötü huylarından vazgeçip güzel vasıflar kazanacaklar. müslüman türk toplumuna faydalı birer birey olacaklar.
bu halka halka genişleyecek, tüm türkiye'yi kuşatacak, milli ve manevi bağları güçlü, bilinç kazanmış bir nesil gelecek. o zaman ne ekonomik kriz kalır, ne bağımlılık, ne de psikolojik vakalar. iki günde yunanistan'ı alır, iki aya varmaz tekrar viyana kapılarına dayanırız. şu tablo çıksın ortaya; cengiz han, attila mezarında rahat edecek, çünkü avrupa ve asya onlara rahmet okuyacaklar.
uludağ sözlüğün ileri gelenlerine; hayırda yarışın. haydi iyilik ve güzelliklere ön ayak olun. rabbiniz buyuruyor; ''haydi girin cennete.''
bir de sitem; burada şakirtlerin çok olduğunu duydum. lan siz her yerde böyle pasifmisiniz? nedir bu ulu'nun hali? *
ama bazıları var ki kesinlikle ne saygı hakediyorlar, ne de herhangi bir umut ışığıyla bakışı. rezil hayatlar yaşayarak, sözlükte de rezil olmayı kafalarına takmazlar. insan yazdıklarını bir okur, hakkında bir düşünür, öncesinde biraz araştırır. sonra yazar ki daha sonra rezil olmasın.
ama yok! yazarlarımızın bazıları (ki sayıları onları bulabiliyor) ne yapmaya çalıştıklarının bile farkında değil. kaybedecekleri bir şey yok. bugün silinseler sözlükten yarın başka bir nickle tekrar gelecekler ve saçmalamaya devam edecekler.
ne yazarsan yaz, tüm yazarların tepkisini çekecek şeyler bile yazsan, bildiğini yaz ki, rezil olma yazar kardeşim.
annenden babandan duyduğunu değil, okuduğunu özümsediğini yaz ki sana saygı duyalım yazar kardeşim.
formatı bir türlü okumayan yazarlardır. bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi ise maksimum 2 günde yazar yapılmalarıdır. hatta ve hatta en kısa, 5 saat içerisinde yazar olmaları da büyük bir etkendir.
bugün derste sıkıntıdan çatırdarken telefonuma uludagsozlu' den gelen "uludag sozluk yazarliginiz onaylandi." mesajıyla aralarına katıldığım yazarlardır. o kadar sevindim ki maaşı dolgun, primli, sigortalı, yemekli, yol paralı bir işe alınmış gibi sevindim. bu arada hoş buldum.
edit: eksilerle mi hoş buldum ama? sevincimi paylaşmaya gelmiyorsunuz. hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye vaay vay.
bire, ikiye, üçe, beşe, yediye, on bire, on yediye, on dokuza, yirmi üçe ve ila bölünebilirler lakin ne sayılırlar ne de bölünebildikleri sayılar gibi asal. asil oldukları şüphe götürmez zira her insan nevi şahsına münhasır olduğundan diğerine tıpatıp benzemez. bu itibarla bölünmesi ve bölünebilirliği kesinlikle amipvari olamaz.
canlıdırlar nihayetinde ve canlılar bölündükçe çoğalırlar. bu bağlamda oluşturdukları kurumlarda bölününce çoğalır. basit bir x sevenler derneği de karmaşık bir devlet de bölündüğünde birbirinden çok farklı yenileri ortaya çıkar. yakın ve uzak insanlık tarihinde bunun örnekleri pek çoktur nitekim.
kategorik bir yaklaşımla hepsine ya da beli bir kısmına X'tir demek. insana, insanlığa dair olan konusunda cühela tasavvuru olabilir hülasa.
yine de bana sorarsanız; "aziz nesin yanılmışım yüzde doksanmış" derken haklıdır.
ne ki; 12 eylül anayasasına yüzde doksanın üzerinde evet oyu verenlerin şimdi bu anayasaya tu kaka demesinin başka mantığı yoktur.
sözlüğe üye olurken çoğu yazar okumuyor demek ki bu platformun sınırsız özgürlük vadetmediğini.
eğer okunup da yönetim, yönelim vesaire hakkında serzenişte bulunuluyorsa durum daha da vahim hasseten onu tanımlamak için aptal bile az.
kimse zorla tutmuyor demek istemiyorum. eleştirirken iğneyi arasıra kendimize de batıralım diyorum. habire çuvaldızı başkalarına dürtmek de ayıp.
bugün haklarında ufak bir deneme yaptığım sevgili yazar arkadaşların oluşturduğu topluluk. sadece kafamda bir profil oluşması amacıyla yaptım bunu. bugün daha önce hiç olmadığı kadar çok başlık açtım, genelde girilen entry sayısı 2-3 oluyor ya da bu başlıklar entry bekliyor. bir de içinde sevişmek kelimesi geçen iki başlığa sadece bkz vererek inci sözlük tabiriyle upladım ve an itibariyle sonuç:
genellikle atatürk, futbol, türban, din, laiklik gibi konular dışında cümle kuramayan, sözlüğü siyasi zihniyetlerinin propagandası haline getiren (yazar demek doğru değil) okur-yazar tayfası *.
okurken üstüne alındıysan;
(bkz: sözlük formatı)
milliyetçi çoğunluğun hakim olduğu, seri eksi oy veren ibnelerin çok olduğu, azınlıkta kalan kaliteli yazarları da kaçırmaya yeltenen 15- 20 yaş arası çocukların oyun vaktini geçirdiği şeylerdir... *
aralarında, başlığın doğrusu, yönlendirmeyle ilk entryde moderasyon tarafından belirtildiği halde, hala ısrarla yanlış başlığa entry giren yazarlar var. üstelik biri girince devamı da geliyor. bilerek mi yapıyorlar? sanmıyorum. bence bilmeden yapıyorlar ve zaten daha kötü olan da bu ya. bu arkadaşlar daha formatı, sözlük mantığını ve nasıl işlediğini bilmiyorlar. tamam biz de burada öğrendik de sürekli sürekli hatada da ısrarcı olmadık abi. misal ben sözlüğe yazar olunca hiç üşenmemiştim sözlük kurallarıyla ilgili ne varsa okumuştum. bi zahmet okuyun be gençler. bildikçe, kuralları öğrendikçe, sözlüğe hakimiyetiniz arttıkça göreceksiniz daha iyi yazar olacaksınız arkadaşlar. inanın bana.
bazılarını okurken dilim damağıma yapışıyor. çok iyiler. dilim damağıma nasıl yapışıyor? dil damağa nasıl yapışır? neden yapışır? bu konuda doktorunuza danışınız... tamam, ağzım açık kalıyor demek istedim.
kimilerinin bir üslubu var. ısrarla bu üslubu sürdürme niyetindeler. bu harika bir şey... sevmediğim yazıları sahiplerinin üslubu hatırına okuduğum oluyor, defalarca okuduğum oluyor. tamam, bayılmıyorum ama birkaç defa okuyorum.
bu topraklarda eleştiri en kötü şey, onu kabullenmek de en imkansız şeydir. cümle iyi olmadı ama anlaşılır olduğunu düşünüyorum. ben de bu coğrafyanın bir insanı olduğuma göre sözlük ile alakalı konularda ağızlardan, kalemlerden kötü cümleler dökülsün istemem. bunun önüne nasıl geçerim bilemiyorum.
üslup... her yazarın bir üslubu olmalı... herkesin bir ideali olmalı...
