nizamiye kapısından elinde kurdeleli telsiz ile çıkan aliyi deli diye akıl hastanesine götürürler. alinin haline üzülen ayşe akıl hastanesine ziyarete gider. orada karşılaştığı görevli cemşit ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlarlar.
hikayeler birbirine girdi ama gidişat böyle yapacak bir şey yok.
Sonra bir baktım kollarımdan tutup götürüyorlar beni, sonra kafama siyah kapalı bez geçirdiler, etrafı da seçemiyorum, arabaya bindirdiler, gidiyoruz allah gidiyoruz, günler haftalar oldu, ara sıra tuvalet molası ve yemek yemek için ağzımı açıyorlardı o kadar, sonra bir ara bagaja sakladılar kapalı bir bölmeye girdiğimi fark ettim falan derken, en sonunda bir yere vardık, bezi çıkardılar kafamdan, area 51deyim...
Bu benim kocam diyordu çığlıklarla karışık iğrenç ses. hemen elinden telefonu attı ancak hala kafasının içinde şeytan gibi ses kendisiyle konuşuyordu tik toka itat etmelisin diyordu koştu yüzünr vuran rüzgarın serinliğini hissediyordu tamda o sırada onu gördü.
tekrar yatağına dönmüştü, tam başını yastığa koyacaktı ki derinden bi ses duydu, hadi 11. nesiller artık okul vakti diyordu ses, zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı..
Gece benimdi Uyumuştu yine, voltalar attım yüzünde. Sabah vakti, gidecekti. gözleri kapalı olduğu halde güzeldi.
Ve kokusu, bir kadının en güzel hali idi.
Sonra birden çocukluğu geldi aklına. Her şey Ne kadar da masumdu çocukluğunda. Keşke hep çocuk kalsaydık ta sadece yere düştüğümüzde dizlerimiz kanasaydı, en büyük acımız bu olsaydı dedi kendi kendine.
Camdan dışarı baktı oda ne 2 zenci 3 beyaz adam vardı akabinde bı araba geldi içinden el Nusra teröristleri çıktı Allah'ı Ekber diyerek zencinin kalbini söktüler.
Hizmetçinin kafası çok karışmıştı, açılan entarisini kimseye farkettirmeden usulca kapatmak istedi ancak bir de ne görsün.. entarisinin bir kısmı kesilmişti. Bi anda Uşak yanmış eline doladığı bez parçasıyla çıkageldi. Kusura bakmayın diyerek..