heidi bi gün dedesinin yanına gelmiş. canım çok sıkılıyor dede, dağın başında mal gibi yaşıyoruz burda amk demiş. dedesi de demiş buna, şu gördüğün taşları bu tarafta isaretledigim yere taşı diye. heidi içinden söve söve yapmış ihtiyarin dediğini. sonra dedesi, gel demiş çatıya çıkalım. heidi biraz kıllansa da durumdan, kırmamış dedesini, çıkmışlar terasa. bak demiş ihtiyar, dizdigi taşları göstererek. heidi bakmış, kocaman, "derdini sikeyim" yazısını görmüş.
bunun üzerine çay demleyip, püfür püfür esen terasta içmişler.
ya bırakın bu işleri dediğim hede.
burada kimse kimseyle derteşmez.
kimse birbirini siklemiyor burada kusurabakmayın.
sıkıntı da yok gerçi, eğlenmek, vakit geçirmek için güzel bir aktivite arasına alıyorum burayı.
10 yıllık sözlük hayatımda, entry girmekten sonra en çok yaptığım iş bu oldu. anlamadığım hiç bir yerde "dert dinlenir, fal bakılır" diye tabela da asmadım ama nedense spontane gelip beni buluyor insanlar.
her türlü dert dinlerim. bende çok dertliyim ve dertleşecek insan bulmak cidden zor. o yüzden başkalarının dertlerini dinlemek en azından benimkileri bir süreliğine de olsa unutturabiliyor. hem karşı tarafın da içinin boşalmasına, rahatlamasına yardımcı oluyor. dertleşmek isteyen yazarlar mesaj kutumu ziyaret edebilir.