1- uludag sozluk moderasyonu üyeleri verdikleri kararın arkasında durabilecek kararlılığı göstersinler.
2- moderasyonu oluşturan bireylerin kararlarında yeknesaklık olsun. birinin ak dediğine diğeri kara demesin. bir başka deyişle bir vakanın akıbetini o vakanın hangi modun önüne düştüğü belirlemesin.
3- moderasyon kararlarını belirleyen husus, o karara konu olan olayı kimin gerçekleştirdiği değil o olayın ne olduğu olsun. bazı dallamalar, sözlükteki konumlarına ve yönetimi oluşturan bireylerle olan samimiyetlerine güvenip sözlük içi hırtlıklara kalkışamasınlar (ya da kalkıştıklarında bedeli neyse ödesinler)
öncelikle ba$lığı açan yazara değinmek isterim buradan yeri gelmi$ken.
(bkz: hem fakir hem siki büyük)
sonrasında altına imza eden yazarlara sesleneyim;
ortalama 1 yıldır $u sözlük ortamında bazen ciddi, bazen geyik, ortalama ta$ak muhabbeti $eklinde geçen bi ortam mevcudiyetini koruyor. lakin istediklerinizde haklı olabilirsiniz de, haklı olmayabilirsiniz de, bu kısmına girmiyorum bile $u an. yalnız ba$lığı açan vatanda$ eğer ki sizin sözcünüz olup bu ba$lığı açmı$sa -ki öyle.
sittin sene sizin bu talepleriniz kabul görmez, imtiyaz bile vermezler bu konularda.
adam provakatörün $ahı olarak kol geziyor sözlükte, utanmadan çıkıp diyor ki provakasyon olmasın. son dönemlerin bir numaralı provake ba$lık açma rekortmeni biri tarafından çıkıp deniliyorsa provakasyona hayır, la sağır sultan götüyle güler buna. fake nick'e kar$ı bi de bu arkada$. önce çaylaklığına sebep olduğunuz insanları yapılan ardı arkası kesilmeyen provakasyonlarla silik konumuna getiriyorsunuz damarlarına basa basa, sonrada adamlar fake ile geri geldiğinde zorunuza gidiyor.*
burası sözlük ortamı, ne kadar demokratik, özgür görünsede temelinde feodalite var. zall diye biri var yahu, skinin keyfine göre kural koyar, uyan uyar, uymayan basar gider, malesef gerçekler bu yönde.
sözlükte ne hikmetse bilgi ve tanım içerikli entry'lerin ağırlık alması gerekirken ideolojik baskınlık sağlama amacı güden -ki bunlar aynı zamanda provakasyon ba$lıkları çoğunlukla- ba$lıklar almı$ ba$ını gidiyor.
ho$ benim bu konuda gayet içim rahattır da, zira açtığım ba$lık ve girdiğim entry'lerde ne ortamı gerecek ne birilerine durduk yere laf sokacak eylemlerde bulunduğum için sittin sene bu ithamları alınmam üzerime. lakin bu boktan durumdan $ikayet etmesi ve manifestonun destekçilerinden birisi olmam gerekirken, altına imza atan isimleri gördükçe iyice soğudum bu uyarı ve taleplerden. bi aynaya baksın bu ki$iler derim ben önce.
sözlüğü kendi ideolojin doğrultusunda kasıp kavur, moderasyon "$$$t noluyor bakim" deyip kulağınızı çektiğinde bik bik çemkir. tam da ba$lığın sahibine göre bir eylem zaten. ciddi ciddi manifestonun altına imza atanlar entry'lerine ve açtıkları ba$lıklara baksınlar bi, kaçı provake, kaçı bilgi tanım vs içerikli, insanların din, dil, etnik köken vs vs haklarına saygı gösteren yazıları var. önce kendilerini bi görsünler ondan sonra çıkıp serzeni$te bulunsunlar derim ben.
saygı, hak, hukuk. iğne kendine çuvaldız ba$kasına. ama önce kendine bi iğne batır bakalım.
pe$in not: manifestonun altına imza atan yazarların içinde yukarıda bahsettiğim olayların içerisinde yer almayan ve hakikaten sözlüğe ciddi katkı sağlayan yazarlarda mevcuttur. ba$lık sahibi dı$ında belirgin bir isim kullanılmadığı için o güzide yazarları yukarıdaki yazlıklarımdan tenzih ederim.
*feminist hakları gibi postmodern istekler ise benimde adımı yazın o listeye evet cok ciddiyim yazın.
ama liste de adını gördüklerimi nedense kendi yasam alanları dısında göremiyorum.özgürlük mefhumunu kendi doğrularıyla, sahip olduğu paradigma ile tanımlayan zevat basarısızlıga mahkumdur; isci sınıfı, aleviler, kürtler ve türban destekcileri...gibi sadece kendi özgürlükleri icin cabalayanlar.
tanım,
özgürlük kendi yasam alanımızı kendimizce kendi cıkarlarımız icin genisletmek diyenlerin talepleri
boşa harcanan çabadır ciddi ciddi boşadır. bu sadece bir ideolojiye hizmet ettiği için demiyorum(her ne kadar herkes için olduğunu söyleseler de ilk entryde görüldüğü gibi sadece bir tarafı konu olan bir bildiri). muhafazakar veya milliyetçi/ulusalcı kesimde bu tarz bildiri yayınlasa aynı şekilde düşünürüm. bu başlığın altına istenirse 1 yıl boyunca entry girilsin, tartışmalar yapılsın insanlar sadece klavye tuşlarına basmaktan parmaklarında kas yapmak dışında herhangi bir getirisi(gerçi böyle bir getiri insana ne kazandırır tartışılır), olmayacaktır. bir an önce yazarların zihniyeti değişmesi gerekiyor(her iki kesimin de), ondan sonra bazı şeyler üzerinde konuşmak gerekir sanırım.
tekrar geri alınması istenen veya fake bir nick alıp gelene iade-i itibar istenmiş de neye göre kime göre istenmiş. tamam da burda silinip başka nick alıp gelene faşistce yaklaşımlar sergilendi(evet kimden bahsettiğimi belli enderun sevgiler, ha gidip de onun savunucusu olduğumu çıkartmayın adamı dellendirmeyin). o zaman demokrasi eşitlik adına mücadele edilmeyi bıraktım elinde olan hakkı kullandığı için saldırdığınız insan sırf sizle aynı görüşte olmadığı için yaptınız bunu. ha gidip de kendi tarafınızda olan kişiler için böyle bir harekete koyuldunuz(belki sırf bu yüzden değil ama bu hareketin bir parçası ). sorarım kendi uygulamanız sadece kendinize çalışırken hangi hak hangi eşitlikten bahsediyorsunuz?
hak arayışı olmayan ama hak arayışı olanlara da kıllık yapma arzusundaki arkadaşlara gün doğurmuş bildiridir.
gündelik yaşamımızda çok karşılaşılan bir durumdur. adam koyun gibi her haksızlığa sessiz kalır, bunun bir seçim olduğunun da farkında değilmiş gibi davranır. sonra sen bir mücadelenin içine girersin, molotof kokteyli atmadan, insan gibi belli evrensel değerlere atıfla, yanlış işleyen bazı şeyleri düzeltme gayretine girersin. bunu yaparken de farklı arkaplanda birçok insan bir metne imza atarsın, bir irade oluşturursun. ama her şeye tepkisiz kalan bir tür insan evladı birden cengâver kesilir, kendisinin de rahatsız olduğu ve elbette değiştirebileceği mekanizmaya değil, bunu düzeltmeye çabalayan bu gruba yönelir.
nasıl bir hissiyattır bu cidden anlayamam. ilgili yazarların bu sözlükte olmaması bu sözlük için kayıptır. tek işi küfredip cerahat saçmak olan, her türlü provokasyonu yapıp milleti gaza getirmeye çabalayıp başarısız olunca da yazarın başlık altına "atın bunu" diye çemkiren "provokasyonun allahı"na imza atan zât-ı muhteremler burada zihnimizle hâlvet olurken bu gibi yazarların küstürülmesi, bıktırılması, silinmesi, çaylak yapılması utanç vericidir. uludağ sözlük olur, başka bir yer olur. içi karanlık tiplerin düşünce üretilen bir yerde bulunması utanç vericidir ve ilgili yerin temel motivasyonuyla da çelişki hâlindedir.
bildirinin altında imza atmak için muhattabına özel mesaj atmama rağmen ne bir cevap, ne bir atraksiyon gördük. neyse bu kısmı önemli değil zaten.
imzamızı atıyoruz dedik ama bu, ne bildiriyi ne de bildiriyi kaleme alan kişileri eleştiri hakkımı elimden almaz.
bildiri oldukça sığ ve dar kalıplara hapsedilmiş. sorun sadece eşcinsel(lere) yapılan hakaretler ve kürt sorununa faşizan yaklaşım mı? buna da neyse deyip geçelim.
asıl sorun ne biliyor musunuz? sözlüğe bakış açınız. reel yaşamdan kopuk, cam fanusta yetişmiş yazarlardan kurulu bir sözlük mü hayaliniz? bu olsa olsa ego tatmini ve devrimcilik oynamak olur. reel yaşamda dillendiremediğin gerçekleri, düşüncelerini sözlüğe yazıp sırtının sıvazlanmasını bekleme. üç-beş kişilik arkadaş çevrenin dışında bunu hiç kimse yapmaz. siyaset ilk önce sokakta yapılır ve kullanacaksan da sözlüğü ancak bir araç olarak kullanırsın. sen sözlüğü siyasetinin odağına koyarsan, öncelikle eleştirilmesi gereken hakaret edenler değil sensin.
( daha bu entrye ekler gelecek, malum iş yeri halleri. )
"sokakta linç var" diye sözlükte küçük bir modelini oluşturmanın anlamı olmadığını hatırlayarak değerlendirilmesi gereken bildiridir.
sözlükte ve sokakta siyaset birbirine koşut değildir. ötesi, insanların burada yazdıklarını sokakta belirtmediğine doğrudan inanmak da sorgulanmalıdır.
" her yerde linç var " sen sokaktaki linçi engelleyemedikten sonra, burada engellesen ne yazar? sokağı ne kadar değiştirsen burası da aynı ölçüde kendiliğinden zaten değişecektir. özelden genele değil, genelden özele gitmek gerekmez mi? tümden gelim, tüme varım... evet sokakda ve sözlükte siyaset birbirine koşut değildir. aslolan sokaktır. kurtatılmış, fikir birliği sağlanmış bir sözlük aranıyorsa onun adresi elitist yazarların çoğunlukta olduğu ekşi'dir. türkiye gerçeklerinden, halk realitesinden kopuk ekşi...
sokakta siyaset yapmıyorlar derken bildirinin altında imzası olan herkesi kastetmedim zaten. iş koşulları, şu, bu. kimseden profosyonel devrimcilik beklentimiz de yok. merak ettiğim şu; kaç kişi sokakta bildiri dağıtan çocukları görüp de " ver kardeş biraz da ben dağıtayım" dedi? kaç kişi önünden geçtiği bir basın açıklamasına katılıp pankartın bir ucundan tuttu? kaç kişi yök'ü protesto ettiği için gözaltına alınanlara destek olmak için karakol önünde sabahladı? kaç kişi engin ceber için yapılan eylemliliklerde yer aldı? kaç kişi harabeye döndürülen bir sivil toplum kuruluşuna geçmiş olsun demeye gitti???????????????
bunları yaptıktan sonra alone kıçımızı parmaklasa ne olur?
bildiriye eksikliklerine rağmen eyvallah, imzamızıda attık. ama işi masturbasyon boyutuna taşımamak lazım.
pkk'nın sözlükteki psikolojik savaşı engellensin. amacı bellidir zaten. türk ve kürtleri birbirine düşürmek. türk yazarların kürt yazarlara pkk'lı yakıştırması yapması, kürt yazarların türk yazarlara faşist yakıştırması yapması hep bunun yüzünden.
herkes birbirini sevmek zorunda olsun.
sevmeyenler... ne bileyim sevmeyenlere de bi ceza verilsin işte.
ceza olmazsa uymaz kimse.
evet. ceza da olsun.
misal ben çaylak oldum... artık herkesleri seviyorum.
cankardeşlerim benim.
yapilan yorumlara bakildiginda, aslinda hic de hak etmedigi bir yerde bulundugunu anladigim, kar$i cikanlar tarafindan belirtilen tek bir maddenin bile algilanamadigini gordugum, dolayisiyla tarafinda uzuldugum manifesto.
sadece birinci tekil $ahis adina konu$mam gerekirse, ben ne bu hareketin orgutlenmesini duzenledim, ne de hadi sozlukte devrim yapalim, muhtira vermi$ olalim, populer olalim mantigindaydim. uludag sozluk ozgurluk bildirisi adli yaziyi yazarken, kimseden bir goru$ veya beyanat almadim, bana destek verecegini du$undugum belki de topu topu 8 yazari ozel mesaj ile uyardim ve kafa yordugum, fakat fazlasiyla da vakit harcamadigim bildiriyi yayimladim. sonra da odevlerimi yaptim haliyle, napiyim?
benim anlamadigim nokta $u: oncelikle binlerle ifade edilen entry sayilarina sahip yazarlarin, bu manifestoya 'sozlugu cok ciddiye alan devrimci pkkci orospu cocuklarinin dikkat cekmek adina yaptiklari eylem' $eklinde ele$triler yapmalari. sozlugu ciddiye alip almadigimdan bahsetmeyecegim burda; ancak birader, madem sozlugu ciddiye almiyorsun, neden senin ismini goruyoruz her haftanin en cok giri$ yapan listelerine, en cok oylama yapanlarinda? madem dunyayi daha fazla ciddiye aliyordun, neredeydin tuzla'daki i$ciler tek tek hayatini kaybederken? neredeydin kot ta$lama i$cileri kapitalizm tarafindan katledilirken, emekci analarini, babalarini kaybetmi$ yetimler gecenin sogugunda aglarken?
ben soyleyeyim sevgili yazar nerede oldugunu. dwayne wade ba$ligi altinda 'bu cocuk gelecegin topgoalscorer'i olacak diye entryler giriyordun, ya da 21 te$rinevvel 1636 skimspor a$agiayrancispor maci hakkinda 'omer urundul'un bir kez bile kolektif futbol demedigi kar$ila$ma' gibi yorumlar yapiyordun.
bundan rahatsiz miyim? hayir degilim. sozluge kitap okumaktan daha fazla zaman harcayan arkada$larin ele$trilerini, 16 ya$indaki sirkeli bir zerzevat olarak oldukca ciddiye aliyorum, ve herkesin yorumlarina gerek mantik gerek alay cercevesinde cevap vermeye cali$iyorum.
$u dakikaya kadar ciddi bir yapici ele$tri de goremedik ne yazik ki, fakat amacimiz yaziyi gun gun editleyerek geli$tirmek idi, olmadi. caniniz sagolsun.
bir yandan oturup du$undum. dolunayisi'nin da gondermi$ oldugu bir link'i de inceledim: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=14192076 . kafa patlattim, gercekten deger mi buna dedim, degerli bile sayamayacagim vaktimi, totalde sadece tommy giyen aptal solcu kapasitesinin ustune cikamayacak insanlar icin boyle ciddi $eyler yazilir mi diye du$undum.
alwayssleepy'nin kendine has uslubuyla, 'ya siktir edin arkada$im bu sozlukten bi cacik olmaz' yorumlarini da du$undum, mulayim'in 'bak seni severim ama burda zicmi$siniz' yorumunu da okudum - ki bilahere bu uzun ve anlamsiz entrynin sonunda da deginecegim- ve du$undum sevgili uuserler.
ben, kimilerinin bildigi kadariyla ek$i'de de, orada burada da, gerektiginde canlilik getirmesi icin deusozluk'te bile yazmi$, bir patates cucuguyum. ustte verdigim immanuel tolstoyevski manifestosu gibi bir $ey de yazabilirdim, ama yazmadim. cunku ben, her ne kadar ek$i sozlukte yazilmi$ o manifestoya katilsam bile, kendimi yukseltemedim. biri kropotkin'e kufrettiginde bile ilk tepkim korumaci olmadi, gidip kropotkin hakkinda bir daha okudum, bilgimi tazeleme ihtiyaci hissettim.
ben bu sozlukte bunun kar$iligini bulamadim. bulamasam bile, ben hala bahsettigimiz 16 ya$indaki patates cucuguyum. ya$imi da hicbir zaman buyukmu$ gibi gostermedim, saklamadim da. bir gun zall gelir de, biz 18 ya$indan kucuk bebeleri almiyoz sozlugumuze, alkollu icki sati$i yasak, sittir git lan bebe derse de anlayi$la kar$ilar, giderim. 3 kez silik oldum, hepsinin yanli$ anla$ilma olduguna inandim, hepsinde geri dondum.
her neyse, size neyse benim hayatimdan, oyle ferahlik yaratsin diye anlatiyorum. gelelim bildirideki(manifesto) tutarsizliga;
--spoiler--
3- yazarlar silik olduktan sonra sozluge kolayca donmemelidir, siliklik mertebesinin bir amaci olmalidir. ayrica yazar alimi daha kontrollu olmalidir, boylece uludag sozluk daha yuksek bir mertebeye ula$abilir.
--
yazarlar'dan uyari metninin talepleri $unlardir:
1. keyfkesh, garfield ve purple mutlaka geri donmelidir, eger fake nick ile geri donmeyi tercih etmi$ler ise, iade-i itibar mutlaktir.
--spoiler--
keyfkesh, garfield ve purple nickleri haksiz yere silik olmu$tur. eger gecmi$te bunlar gibi haksiz yere silik olanlar varsa, bu yazarlar da pek tabii geri donmelidir; ancak bu manifesto bir noktada bu yazarlarin silik olmasina kar$i koyulan bir tepkidir.
bu yazarlar, hala yururlukte olan moderasyon anlayi$i nedeniyle silik olmu$lardir, bu nedenle geri donu$leri talep edilmektedir. ancak, manifestoda belirtilen moderasyon anlayi$i onplana cikarildiktan sonra, manifestoda belirtilen hukumler uygulanmali, ve sozlugun daha kaliteli bir yer haline gelmesi icin ugra$ilmalidir.
mamafih, bu bir celi$ki degil, yapilan bir hatanin duzeltilmesi, arkasindan da yapilmi$ olan hatanin sebepleri hakkindaki duzenlemelerin getirlimesidir. bu kesinlikle bir celi$ki degil, hatalar zincirinin duzeltilmesidir. eger celi$ki olsaydi, bu manifesto coktan editlenmi$ olurdu.
bir de bu manifestonun sadece kurt, i$ci ve alevi haklarini savundugunu iddia edenler var. buna gercekten uzuldum. eger gercekten boyle du$unuluyorsa, manifesto okunmami$ demektir ve bu da artik vanti lator isimli uyuz ateist/komunist bozuntusunun, uludag sozluk denilen guzel olu$umdan tamamen kopmasini gerektirir. bu manifesto, ezilmeye cali$ilan ve a$agilik bir $ekilde provoke edilen her du$unce icin gecerlidir.
uludag sozluk moderasyonu'nun bu manifestoyu gormezden gelmeye devam etmesi halinde manifestoya imza atan her yazarin du$unceleri alinacak ve tepkinin buyutulmesi cali$malarina ba$lanacaktir. ve evet, bu ummadigim, kar$ila$mak istemedigim bir durum olarak, $ahsima gore bir gozdagidir. ozgurlugun kisitlanmasina, fevri davrani$lara daha fazla goz yumulamaz, yumulmamalidir.
velev ki, moderasyon 'hadi len topunuzu keserim, begenmiyorsaniz ba$ka kapiya' der ise, bu sozlukten ilk gidecek, ve bir daha asla geri donmeyecek ki$i de vanti lator olacaktir.
kendini kamuoyu olarak gormeyen, 'burasi reel degil ki, eki eki, baksana adamlar kasip manifesto yazmi$, ahahah mallar' triplerine giren ve diger uludag sozluk insanlari'na, bilhassa uludag sozluk moderasyonu'na;
çok önemli bir durum varmış gibi ortada ortalık karıştırılmaya çalışılıyor. bazı kişiler ise buna alet oluyor çok komik...
burada gözdağı verilmiş... siz o listede imzası bulunan yazarlar gözdağı vererek diğer yazarları tehdit ediyor ve haklarına saldırmayı vaad ediyorsunuz... tepkiyi büyülterek diğer yazarların haklarına saldırmak istiyorsunuz... bekliyoruz...
defalarca açıklanmasına rağmen hala götten anlanır mı bir yazı? anlaşılıyor demek ki, yapabileceğimiz bir şey yok bu konuda. bilim çaresiz..
'ortada önemli bir durum varmış gibi' deniyor.. 3 ayda 4 moderatör terketti lan şu sözlüğü, yazıyla yazıyorum bakın, ''dört''. uçurulan yazarlar, sol frame'in ideolojik sidik yarışı parkuru haline gelmesi, kimi yöneticilerin fake hesaplarla yaptığı trollükler, yazar kayırmalar, gelen moderatörün bir hafta bile dayanamaması.. daha ne olsun be? daha ne olsun anasını satayım? sizin için o önemli şey sözlüğe meteor düşmesi mi yani? el-insaf, el-vicdan yahu..
ha bir de hala biz bağıra bağıra ''herkes için özgürlük, herkes için eşitlik'' diye kıçımızı yırtarken ''siz başkalarının haklarına saldırıyorsunuz!!1!!1!'' denmesi ise komedi de değil, absürd komedi örneği.
şu bilinsin, evet bazılarına gözdağı veriyoruz. çavuşların ahbaplarına, işini adam gibi yapmayanlara, ''zall benim kanka yeaa'' diyerek hala sözlüğün içine etme çabalarına girişenlere bir gözdağıdır bu bildiri. eğer siz de onlardan biriyseniz, bekleyin, geliyoruz.
--spoiler--
1. keyfkesh, garfield ve purple mutlaka geri donmelidir, eger fake nick ile geri donmeyi tercih etmi$ler ise, iade-i itibar mutlaktir.
--spoiler--
bu maddesi dışında anlamlı bulduğum bildiri. eğer bir yazar silinmişse, yeni bir nickle geri dönme hakkı vardır ancak bir sebepten dolayı silinmişse, silinmeyi kendi istememişse, geri dönmemelidir.
--spoiler--
2. moderasyon yapisi ve kadrosu gozden gecirilmelidir. insan haklarini her $eyden cok onemseyen yazarlari temsilen, moderasyonda bir moderator bulunmalidir.
--spoiler--
bu madde ise muhakkak ele alınmalıdır, sözlüğe zaman ve çaba harcayabilecek iyi gammazlar moderatör olarak değerlendirilmelidir.
dikkatimi çekiyor, bazıları okumadan anlamadan bu bildiriyi eleştirip dalga geçiyorlar. daha iyi bir fikirleri olmadığından akılları sıra üste çıkmaya çalışıyorlar. sözlüğe gerçekten değer verenler enine boyuna düşünmelidirler bu bildirinin anlattığını.
eveti hepimizin sözlük dışında gerçek hayatı var ancak sözlüğe gerçekten değer verenlerin daha iyi bir sözlük görmeye hakları da var.
o yeahhh. yeter kardeşim! bir insanı eleştirmeden önce gerçekliğini bileceksin, öğreneceksin! bak ben eleştiri yaparken isim vermiş miyim? birini hedef göstermiş miyim? şunu, şunu, şunu yapmayıpta bu bildiriyi hazırlayan veya imza atan kişilerin sanal kahramanlığından, samimiyetsizliğinden bahsetmişim. belki de eleştirime uyan tek bir yazar yoktur onu bilemem. varsa demişim, olma olasılığından söz etmişim.
sözlüğü ciddiye alma kriteri nedir? istatistiklere göre mi karar veririlir? gel bi istatistik karşılaştırması yapalım...
gecen haftanin en begenilen entryleri 3.
gecen haftanin en begenilen entryleri 14.
haftanin hiperaktifleri 14.
bunlar bana ait...
gecen hafta en cok entry giren yazar 1.
haftanin gammazlari 4.
gecen hafta en cok oylama Yapanlar 7.
gecen hafta en con ukte dolduran yazar 7.
dun en cok entry giren yazar 12.
onceki gunun begenilen entryleri 14.
bunların kime ait olduğunu boşver...
denmiş ki; neden senin ismini görüyoruz haftanın en fazla giriş-çıkış yapılan listelerinde. nedeni basit. sözlüğe iş yerinden giriyorum ve sözlükten çıkış-giriş yapmak için 10 dakika içinde 10 ayrı sebeb olduğu oluyor. bilmem hangi istatistik listesine gireyim diye 5 dakikada bir giriş çıkış yapmıyorum yani. sözlüğü ciddiye alma kriterin istatistiklerse aha ortada işte istatistikler ve sebebleri.
" şunda neredeydin, bunda neredeydin " diye sorulara cevap vermeyeceğim. işin orası popülizme girer. vicdanım rahat, herkesin rahatsa sorun yok! ha diyeceksin ki aynı eleştirileri sen de yapmışsın. evet yaptım, yaşadığım şehir öznelinde yaptım. burada kendine devrimci-demokrat yaftası yapıştıran bir çok yazar olmasına rağmen, hiç birini kendisine biçtiği sıfata uygun yerlerde göremediğimi ama sözlükte mangalda kül bırakmadığını söyledim. ha ben şunu, şunu yaptım diyen varsa özür de dilerim kendisinden.
önceden demiştim ve yine diyorum; uludağ sözlük türkiye gerçekliğidir. yaptığın siyasete sokakta ne tepki veriliyorsa burada da aynısı veriliyor. haksızlıklar, yanlı tutumlar, adaletsizlikler mutlaka oluyor ve bunlara karşı mücadele verilmesi kadar doğal bi şey olamaz. örneğin brick top nedensiz yere çaylak yapılırken, it, kopuk cirit atmaya devam ediyor. daha bir çok şey. ama reel yaşam değişmedikten sonra, burası değişse ne yazar? sözlükten sokağa yayılan bir değişim mi, sokaktan sözlüğe mi? işte sözlüğü çok fazla ciddiye alma kriteri bu. tamam burası da bolca vakit geçirdiğimiz bir ortam ve değişmesi için çabalayacağız elbette ama kıvılcım buradan çıkmaz.
entryi sokak ağzıyla yazdığım yönünde de bi eleştri olursa, bi sonrakini politik bir üslupla yazarır artık.