mustafa kemal paşa'Ya ''ulu önder demek şirktir, ulu kelimesi insanlar için kullanılamaz'' diyen alçaklar,
bu despota ''ulu hakan'' demek ikiyüzlülüğünden çekinmiyor,
''cennet mekan'' diyerek sözde en üstün gördükleri tanrı adına karar verebiliyorlar.
Türk tarihinin en çok toprak kaybeden komutanı.
Hele ki Kıbrıs'ı savaşmadan, direkt peşkeş çekmesi tam bir rezalet.
Buna önder diyen net Türk düşmanıdır.
son dönemlerini yaşayan osmanlı imparatorluğunun padişahıdır. yalnız arjantinli futbolcu ismi gibi olmuş bu kadar şeyi uc uca ekleyince *
iktidar ciddi manada bu ülke insanını çözmüş. hiçbir konuda takdir etmesek bile bu konuda takdiri hak ediyorlar. adamlar devletin kanalına 2 dizi ( ertuğrul ve abdülhamid ) yaptırtıyor bu evde annelerinin yaptığı çay ve kek ile yaşamlarını sürdüren, okumaktan-öğrenmekten aciz ve sürekli ülke sevdalısı olduklarını söyleyip "bedelli" kovalayan heyecanlı gençleri gaza getiriyorlar hemen. baksana kalkıp "toroh bolgonoz yok bor koro" diyebilecek kadar cahil cesaretine ulaşmışlar.
II. Abdülhamid, Osmanlı imparatorluğu'nun 34. Padişahı ve çöküş sürecindeki devlette mutlak hakimiyet sağlayan son yönetici. Tahtta kaldığı yıllarda imparatorluk dağılma dönemini yaşadı; başta Balkanlar olmak üzere çeşitli bölgelerde çıkan isyanlara ve Rusya imparatorluğu'na karşı kaybedilen 93 Harbi'ne tanıklık etti
bak sadece giriş kısmı bu. fazla yer kaplamasın diye tamamını koymuyorum o her gün defalarca vatan kurtardığın internetten arattır bir bak bakalım senin trt de izlediğin gibi mi durumun aslı. dizisi zaten bomba ve dediğim gibi bu ergenlerin gazını artırma amaçlı yapılmış. youtube de denk geldim 2 gün önce bir videosuna. adamın biri gidip "rüyamda peygamber efendimizi gördüm borcumu ondan al dedi" diyor. o da "nedenmiş" diyor. adam da anlatıyor "hamidimiz bize salavat getirmeyi unuttu" diye. çıkartıyor kese kese altın veriyor adama. izlerken insan tuhaf oluyor adamlar bir de bunu çekiyorlar düşün..
korkusundan saraydan çıkmamış, darbe yaparlar diye koskoca gemileri haliç'te kullanılamaz duruma getirmiş padişahdır.
saraydan çıkıp cepheyi bile görmeye tenezzül etmediği için 93 harbi'nin kaybında büyük rôl oynamış, fakat bundan da muhalifleri sorumlu tutup meclisi kapatmış sultandır.
ruslar istanbul'a dayanınca ingilizlerin kucağına atlayıp yardım bekleyen sultandır.
idamı nadir kullanırdı doğru, çünkü kendisini hiçbir zaman halkın gözünde ''katil'' göstermek istemezdi, bizim canımız padişah aydınları taif'de boğdurur, muhaliflerini sürgüne yollardı.
öyle demokratik ortam sağladı ki, dışarıda tek abdülhamid muhalifi bulamazdınız, çünkü jurnaller insanların en küçük açığını buldu mu tutar yakasından götürürdü zindanlara.
millet ondan o kadar bıkmıştı ki, şair tevfik fikret, abdülhamid'e suikast düzenleyen ermeni bombaya ''ey şanlı avcı, attın ama vuramadın yazıklar olsun'' diyebilecek kadar ileri gitmiş ve içindekileri kusmuştur.
bu ermeni bombacı edward jorris, idama mahkum edilmesine rağmen, batılı devletler idam yerine belçika'Ya teslim edilmesi gerektiği hususunda baskı yapınca avrupa ile arayı bozmamak niyetine jorris'i avrupa'ya salmış, soranlara ''ben kendime suikast düzenleyen, ama vuramadığı için 26 kişi ölen teröristi bile affedecek kadar vicdanlıyım'' demiş yine gönüllerimize taht kurmuştur.
kendinden bıkan halkın öncü kuvvetleri dağa çıkmış saraya telgraf çekmiştir, kendisini başa getiren kadrolar genişlemiş, abdülhamid'i yeniden meclisi açtırmak zorunda bıraktırmıştır.
bizim canım padişahımız durur mu?
bir gün sonra kartpostal bastırmış, üstüne ''hürriyet kahramanı abdülhamid han, yaşasın hürriyet, vatan, padişahım çok yaşa'' yazdırmış, biranda 33 yıl tek başına yönettiği ülkede demokrasi kahramanı olmuştur.
ayrıca yukarıdaki yazıda arkadaş haklıdır, abdülhamid, rus işgalcilerinin diktiği zafer anıtını bile yıkmaya korkan bir padişahtır.
ittihat ve terakki ise o zafer anıtını bombalayarak ruslara gözdağı vermiş, kapütasyonlara siktir çekmiştir!
elbette her tarihi şahıs tarihi şartlara göre değerlendirilmelidir, abdülhamid tarih önünde mahkum edilmiş, imparatorluğun ömrünü uzatmamış, aslında imparatorluğu yarı sömürge haline getirerek biraz daha yaşlandırmıştır.
ille de kendinize bir kahraman belirleyecekseniz, bu ikinci abdülhamid olmasın.
çünkü ikinci abdülhamid'in yönetimine karşı halk, tarihin en büyük ayaklanmalarından birini çıkarmıştır.
çünkü ikinci abdülhamid, elinde büyüttüğü bombayı kendinden sonrakilerin kucağına bırakmıştır.
tarihi bir dönemi değerlendirmek istiyorsanız o dönemi tüm dinamikleriyle anlamalı ona göre yorumlamalısınız. bugünün kafasıyla o dönem hakkında yorum yapılamaz. günahıyla sevabıyla geldi geçti bu dünyadan tıpkı diğer yöneticiler gibi. örnek vermek gerekirse Atatürk'ü övüp Osmanlı ve padişahlarını kötülemek ne kadar yanlışsa tam tersini de yapmak yanlıştır. bizlere düşen görev geçmişteki hatalardan ders çıkarıp geleceğimizi şekillendirmektir. tarihini bilmeyen geleceğini tayin edemez.
hakan deyince sultan demene gerek yok, ayrıca abdulhamid değil abdulhamit. t ile yazacaksın, arapsever kişilik bozukluğu için ise bir psikoloğa gitmeni öneririm.
“Zaman gelsin de görsün böyle dünyalar kadar zillet
Otuz üç yıl devam etsin, başından gitmesin nekbet”
“Ne ali kavim idik sen geldin sefil ettin.''
Düşürdün milletin en kahraman evladını ye’se
Ne melunsun ki rahmetler okuttun ruh-i iblis’e”
“Gölgesinden korkup bağıran bir ödlek
Otuz üç yıl bizi korkuttu “şeriat” diyerek”
“Ortalık şöyle fena, böyle müzebzeb işler,
Ah o Yıldız’daki baykuş ölüvermezse eğer”
ben demiyorum mehmet âkif diyor.
baskı ile insanları bıktırmış, kahvehanede hakkında eleştiri yapanları hafiyeler ile toplatmış, namık kemalleri zindana tıkmış, ziya paşa gibi bir adamı öldürtmüş, dönemin hürriyet kahramanlarını mahkum etmiş, cumhuriyetimizin kurucu kadrolarına kan kusturmuş sultandır.
öyle bir sansür düşün ki evliya çelebi'yi bile sansürlemekten tut, ''burun'' kelimesi kendi burnunu çağrıştırıyor diye yasaklatmış, coğrafya kitaplarında ''burnu'' yerine ''karanın denize çıkıntısı'' ibaresini kullandırtmış korkudan.
gerici despot, tarih cezasını kesti, halk hareketi ile devrildi.
yaşasın cumhuriyet devrimimiz,
kahrolsun istibdad-
yaşasın hürriyet!
bize dünya lideri olarak tanıtılan bu padişah, ikinci wilhelm'in koluna azametten yoksun şekilde sokulmuş, öyle ki selam vermek için eldiveni çıkartıp uzattığı eli ikinci wilhelm tarafından eldivenle karşılanmış, dönemin hakimiyet simgesi olan asa ile wilhelm abdülhamid'i karşılamış, avrupa'Ya dönüşünde ''abdülhamid ile anlaştık, yeni bir çocuğumuz oldu: adı da osmanlı'' demekten çekinmemiştir!
o ne korkak bir dış politika yürütmüş ki, kendisine selam vermediği gerekçesi ile rus elçisi tarafından tokatlanan onurlu askerin silahı ile elçiyi vurması sonucunda, hem bu askeri, hem de yanında onun vurmasına müdahale etmeyen askeri tepkilere rağmen astırmıştır!