Sen militanım,
yavruma ismini verdiğim ULAŞIM
Simgesi kurtuluşumun aslan kardeşim.
Hiç yılmadın oligarşinin zindanlarında biliyorum
Kalbin dışarıda attı durmadan
Ve... çıkınca oradan dışarı
Kaptın mavzerini
düşene kadar hiç bırakmadın.
bir çelişkinin bünyesidir. öldürdükleri israil başkolonsolosu efrahim elrom un karısı, bir kaç yıl önce bir türk gazetesine verdigi röportajda, eşinin mossad ajanlarınca öldürtüldügünü, eşinin katilinin aslında israil devleti oldugunu ifade etmiştir, cinayetin sebebinin ise, o yıllarda ,israille türkiye nin ilişkilerinin en alt düzeyde olması ve bu cinayet ile türk devletinin suclu pisikolojisi içinde israille kurdugu yeni ilişki oldugunu belirtmiştir.
e hani, "mahir, hüseyin, ulaş, kurtuluşa kadar savaş" nerede kaldı, kimin kullandıgı belli olmayan bir eli silahlı insan grubunun üyesi oldugu anlaşılıyor, düpe düz kullanılmışlar ve bunuda canları ile ödemişlerdir.
deniz gezmiş in o silhları abd lilerden aldıgı da ispatlanmıstır bu arada.
hoca şimdi benim anlamadığım bi şey var..bu gençler iyi niyetle bir şeyler düşünüyor..eyvellah.iyice gaza geliyorlar..sonra silaha sarılıp birilerinin canına kast edince "kahramanca vuruştular" oluyor...bunlar ölürse "katledildi" oluyor..
yani hollywood klişesi olduğu üzere "filmin bi yerinde silah göründüyse mutlaka patlar"..
yani yapmasalar iyiymiş...allah rahmet eylesin..
türkiyede yaşayan tatlısu devrimcilerinin liderimiz dediği, harcanmış insan. yazık tabi genç biri insanın kendince çok dolu, çok kutsal ama aslı incelendiğinde bomboş bir ideoloji uğruna ölmesi. mahir ulaş, sonsuza kadar savaş demek yerine, bu sözleri söyleyenler savaşsın bakalım. oluyomu öyle hamasi nutuklarla devrimcilik oyunu.
beni kara toprakta degil, hakikati anlamış insanlarin yüreklerinde (beyinlerde) arayin."
şeyh bedreddin
ulaş bardakçı'ları çöp olmakla itham edenlere kapak olacak nitelikte bir cümle..
Ulaşa Ağıt şarkısı kendisine yazılmıştır, eşitlikçi,özgür düşünceyi kendisine esas almış ve ömrünün sonuna kadar peşinden gitmiş, hayatı sol pencereden izlemiş, abi, kardeş, yoldaş...
2 gün sonra (19 Şubat 2011 Cumartesi) katledilişinin 39. yıl dönümü olan ve "Türkiyedeki Devrimci Mücadelenin Ölümsüz Neferi" olarak nitelendirilebilecek güzel yürekli halk adamıdır
ulaşın mahir ile bir videosu var. mahir mahkeme de oturuyor, ulaş getirilince oturan mahire bakışları sarılması var. heyecanlandığı belli. arkadaşlıktan öte bir sevgi var sadakat var lidere karşı. eli ayağına dolanıyor. türk devrim tarihinin en öenmli devrimcisi kalbimde her zaman ulaştır. unutmadım ve çocuğuma da adını koyarak yaşatacağım.
"ulaş ise mahir'den farklıydı. onun gergin ya da sinirli olduğuna hiç tanık olmadım. üstelik ulaş'la iki ayı aşkın bir süre aynı evde kaldık. her şeyde eğlenceli bir yan bulabiliyordu. kardan ve düşmekten ödü kopan, bu nedenle koluna sımsıkı yapışan bana, eğer kayıp düşersek patlayacak el bombalarıyla (ceplerinde en az iki tane vardı) ne hale geleceğimizi anlatırken bile sokağı çınlatan kahkahalar atmama (hiç dikkat çekmememiz gerektiğini belirtmeliyim) yol açan ve bundan hiç rahatsız olmayan bir ulaş anımsadığım. yere serdiğimiz şilte benzeri nesnelerde uykuya hazırlanırken açıkta kalan sırtını örttüğümde, bu kez benim sırtım açık diye kalkıp beni örten ve bu karşılıklı örtme eylemini komedi haline getirip evdeki diğer kişileri çileden çıkaran bir ulaş. blöflü pişti oynarken, polislerin evde en az 7 kişi olduğuna inanmasına yol açacak kadar gürültü yaptığımız ve güldüğümüz bir ulaş. kişiliğini başka hiçbir söze gerek kalmaksızın anlatabileceğine inandığım bir anekdot da şu olsa gerek: polisle çatışıyoruz. hedef falan gördüğümüz yok. öylesine ateş ediyoruz. benim küçük bir silahım var. birkaç ateşten sonra tutukluk yapıyor, hemen ulaş'a koşuyorum, gayet sakin alıp düzeltiyor. bu birkaç kez tekrarlanıyor. hiçbirinde en ufak bir sabırsızlık ya da bıkkınlık belirtisi göstermiyor. bir ara dışarıya atılan el bombası kapalı olan panjura çarpıp odaya düşüyor. ulaş yerinden fırlayıp bana doğru koşuyor ve üzerime kapanıp beni korumaya çalışıyor.
anılar özneldir demiştim. doğrudur. anımsadıklarım bende iz bırakanlar. yine de ulaş'ın koşullar ne olursa olsun çevresindeki insanlara sunduğu sevgisini, özgeciliğini yeterince kanıtlayacak nitelikte anılar. yaşadığım sürece onu bu özellikleriyle anımsayıp seveceğim."
(kaynak: cumhuriyet gazetesi, yazı dizisi: "arkadaşları anlatıyor", oral çalışlar, 7 mayıs 2002)
--spoiler--
19 şubat 1972' de arnavutköy' de saklandığı evde katledilen thkp-c önderlerindendir. aradan geçen 40 yılda eşi benzeri görülmemiş bir şekilde nice insana isim babası olmuş, ismi unutturulmamıştır.