peşin edit : o kadar çok uçağa biniyorum ki anlayın ne kadar zenginim yazarı değilim. işim bu. o yüzden sık seyahat ediyorum.
havaalanlarında ikinci polis kontrolü noktasından sonra arındırılmış salonda uçağa alınmayı bekleyen yolcularda görülen ve sebebi anlaşılamayan acayip psikoloji. uçağın kalkmasına daha 40 dakika vardır ve iç salonda anons gelmesini beklemektesinizdir. uçağa bağlanacak olan körüğün girişi tam karşınızdadır ve önüne gelmiş hiçbir görevli yoktur. işin garibi pencereden dışarıyı görmektesinizdir ve henüz uçak da körüğe yanaşmamıştır. bir 5-10 dakika geçer ve salon tamamen dolar. insanlar sabırla beklemektedirler. kimi gazete okumakta, kimi ise kahve-çay v.s. içmektedirler. derken o inanılmaz an gelir. bir yolcu evet sadece bir yolcu yerinden kalkar ve çıkış kapısının önüne gelir. bir anda inanılmaz bir hareketlenme başlar. koltuklarda oturan yolcular sanki deprem olmasına 10 saniye kaldı gibi bir anons yapılmış gibi ya da hemen sıraya giren ilk 50 kişiye çeyrek altın verilecektir gibi bir anons yapılmış gibi yerlerinden fırlarlar ve hemen sıraya girmeye çalışırlar. bu arada itişenler, birbirlerinin ayağına basanlar da olur. siz ise yerinizde olanlara bir anlam veremeden gazetenizi okumaya devam edersiniz. henüz uçak yoktur. birtane görevli de yoktur. ama bizim millet koyun psikolojisi ile sıraya girer ve en az 20 dakika o vaziyette bekler. siz de onları izler ve yazıcam ulan bunu sözlüğe der...
-yolculardan birinin oradaki görevliye bir soru sormuş ve güler yüzle yanıt almış olması durumunda tüm yolcular inecekleri terminaldeki tuvaletin yerine varıncaya kadar soru sorarlar.
-bir yolcu uçağa gidiş sırasında yanlış yönlendirme veya kendiliğinden yanlış yöne gittiginde diğer yolcular da onu takip ederler.
-indiklerinde toplu halde yaşanacak bir bagaj probleminde (hasar veya kayıp) çıngar çıkaran bir yolcu varsa bir anda ortalık savaş meydanına döner ama eğer hepsi sakinse hepsi sakin kalır.