kesinlikle katılmamaktayım. üniversite okumak tıp okumak değildir. evet belki tıpın diğer bölümlere göre daha fazla zorluğu vardır iş sorunu yoktur ama sırf bu yüzden diğer bölümlerde okuyanları hor görmek mantıklı değildir. ayrıca etrafımda tıp okuyan ama o kadar boş yaşayan insanlar var ki anlatılmaz yaşanır. burda sorgulanması gereken olay "tıp okumadığı halde üniversite okuduğunu sanmak" değil türkiyedeki üniversitelerdeki gençlerin boş yaşamasıdır. tıp da dahildir buna.
elmayla armutu karşılaştıran bir yargı. bir üniversitede çeşitli fakülteler ve bölümler bulunur. bunların çalışma alanları birbirinden farklıdır. bölümün zor olup olmaması kişinin o mesleğe yatkınlığı ve ilgisine bağlıdır. tabi burda zeka da önemli bir faktördür. tıp zor diye ağlayan kişi oraya giderken başına ne geleceğini bilmeliydi. bilmiyorduysa da onun sürüdeki bir koyundan sistemin kuklası olmaktan başka bir işlevi yoktur.üniversite okumak ne demek, üniversiteler ne işe yarar konusuna odaklanıp sorunları tartışacağımıza bizler şu bölüm gereksiz, bu bölüm şundan kolay diyip birbiriyle alakasız olan şeyleri tartışıyoruz. üstelik sonuca ulaşacağımız bir ölçü birimi de yok. zor neye göre zor kime göre zor? incir çekirdeğini doldurmaz bunlar. basmakalıp düşüncelerdir. böyle yetişen bireyden doktor da olmaz. bir doktor herşeyi bilemez. toplumda işbölümü diye birşey vardır. neyse ne anlatıyorum ki okumak ayrı şey aydın bir birey olmak ayrı şey.
tıp okumayan da üniversiteyi okur ama tıbbiyeli gibi daha okurken içten içe düşünsel olarak pozitif ayrımcılıkla baş etmek,hastanın hasta yakınının vicdani yükümlülüğünü hissetmek, o hastane koridorlarında insanların gözlerindeki korku-umut varlığını fark etmek,... gibi "ufacık" "küçücük" şeylerle karşılaşmaz sadece.
Demek ki bu dünyada sadece doktorlara ihtiyaç var diye düşündüren durum. O zaman bir mimarın, mühendisin, öğretmenin, kimyagerin, biyoloğun vs. tıp okuması yeterlidir. onlar üstün zekalarıyla bu işlerin üstesinden de gelirler.
kafasında bu düşünceyi taşıyabilen bir insanın ömrü boyunca tek başarabildiği şey üniversite giriş sınavı denen şeyde yakaladığı başarı olacaktır. acı ama gerçek. biz tıp okumayanlar nasıl derler, hah! okul cehaleti alır, eşeklik baki kalır. evet evet tam olarak bu.
efendim şöyle ki;
birkaç algoritmayı ezberleyip,
rutinde aynı şeyleri tekrarlayan,
aldığı eğitim ile bir takım kararlar vermeye çalışan,
çoğu zaman güvenemediğim insanlardır. (bunlar tıp öğrencileri)
bir de bunun yanında güvendiğimiz, canımızı teslim ettiğimiz, bizden biri olan, deneyimli
yukarıda ki başlığı açmayacak kadar zeki olan doktorlarımız var ki onları gerçekten seviyorum.
fazla artistliğe gerek yok. her bölüm kendi içinde bilgi barındırır. eğer basit olarak
algılanıyorsa bence boş zamanlarınızda arıcılık veya sebzecilik felan okuyun.
türkiye deki statik tıp okulllarında okuyup bununla övünen eksikleri olduğunda aşırı ders çalışmaktan ve fazla nöbetten şikayet eden hatalarını sürekli bunlarla bahane eden dünyanın en yalancı meslek gurubudur o tıp puanını alıp ta mühendislik gibi gelişme gösteren bir bölüm seçmeyenlere de ayrıca acıyorum.
tek zor bölümün tıp olduğunu sanmak kadar kötü bir durum değildir. muayene için gittiğim göz doktorunun hangi bölümde okuduğumu öğrendikten sonra dehşete düşüp "ooo işin çok zor, o bölümde okuyup da gözlerinin kör olmadığına şükret" gibi cümleler sarf etmesinden sonra umrumda olmayacak durumdur. tıp okumuş bir insan bile zor diyorsa öleyim ben.