en farklı tanımı (erkekler için)
başka bölümlerden kızların süslendikten sonra gelip kütüphanasinde erkek avına çıkılan fakülte tipidir.
(bkz: acı ama gerçek)
yök'ün en favori fakültesidir. öyle ki üniversiteleri değerlendirirken ''tıp fakültesi olanlar'' - ''tıp fakültesi olmayanlar'' olarak ayrım yapar.
bu fakültelerin binaları kendilerine özeldir. öyle başka bir bölüm eklenemez yanına, köşesine vs.
sit alanı şeklinde her fakülteye ayrı bina olan bir kampüsü yoksa üniversitenin, bu fakülteler merkez kampüsten çok uzağa inşa edilirler. bu sebeple okuyan geleceğin doktorları okuldaki sosyal etkinliklerin bir çoğundan haberdar olmazlar. festival olayı hikayedir.
ayrıca hastane ister bu bölüm. hani her sikini sallayanın açamayacağı fakültedir.
dışarıdan bakıldığında çok da ulaşılmak istenen bir yer gibi gözükse de içine girildiğinde aslında bir sik olmadığını anladığım ömrümden ömür götüren bölüm.
ahh tıp fakültesi..okuyabilceğim tek bölüm yapabilcğem en doru iş olduğunu düşünp girdiğim bölümdür..hala da öle düşünüorum ancak ulan gıs le ilgili hngi enzimin hngi hastalığını yapacaını ter kokusundan anlycak kadr şey bilip de biokimyacının potasyumun özllklerini sormasıyla sınvda çıldırıcak derece siiir oldupum ama şu an sakinleştiğim ve zevkle okuduğum fakültdir.. havalıdır doru ama adamına göre.. sadece puanala alınmamalıdır bir özel yetenek ister,malzemen insan olunca ieltişimin de yeteneklerinin de önemi had safhadadır çünkü.güzeldirr hekmlikk yahu meslek diil yaşam biçimidir... bunun öretlmeye valışıldığı yerdir tıp fakültesi..
20 yıl önce bitirdiğim fakülte, bitirmez olsaydım...
hukuk oku, siyasal oku, arkeoloji oku, oşinografi falan oku, bok mu vardı da tıp okudum, manyak! bir de aile hekimliği çıktı başımıza, bu kadar seneden sonra tüccar olduk amk.
şimdi malmüdürü olmak vardı, kaymakamlık yazı işleri müdürü olmak vardı, vardı da vardı... zor geliyor artık, bıktım...
havası adamına göre değişen fakültedir. öğrencisini yoran, uyutmayan, hasta eden fakültedir. aynı zamanda mühendislik öğrencilerinin **sözlerini alttan almak zorunda olan, cevap verince ' hepiniz ukalasınız' damgasını yiyen öğrencilere sahiptir.
zordur, insanı canından bezdirir. Okunması gereken notlar,yapılması gereken tekrarlar,yetişilmesi gereken labatuarlar, dersler, sınavlar bitmez. Hocalar, insanlar, arkadaşlar bile ayrı derttir. Böyle sürer gider, seneler geçer. Hepsine, yaşananlara, geçen yıllara değecek mi peki sonunda; bekleyip göreceğim. Şu an sadece susuyorum.
bi şekilde yolumun düştüğü ilim evi. şu kadarını söyliyim; ilk derste hoca bademciğin latince adını söyler ve soluk borunuzda yahova şahitleri ney çalmaya başlar o an. 1 den 6 ya doğru o ney borazana, yahova şahidi de cüppeli ahmet hocaya döner.
okuyunca zora gireceğiniz, 35 yaşına gelip hala ana-baba parası yiyeceğiniz, ömrünüzü çalıp sizi cehenneme gönderecek olan zalim, gaddar fakültedir. çok kötü, çok acı, çok felaket ağlıycam sinirimden şimdi haaaaaaaaaa.... *
halbuki diğer bölümler öyle mi? bak işletme-iktisat mezununa, mühendise, kimyacıya, fizikçiye. mezun olur olmaz 7-8 bin lira maaş. plazanın bilmemkaçıncı katında ofis, altında bmwler, mercedesler, audiler... rezidans daireleri... karılar, kızlar, para bok gibi zaten, eğlence, vur patlasın çal oynasın, her gece barlar, gazinolar alllllllllllllllllllllaaaaaaaahhhh
olm tıp fakültesi çok zor, çok yanlış yaptık biz yhaaaaaaa...