geçenlerde ankara altınparktaki etkinliklere bizzat gidip bütün ülkelerin standlarını gezdiğim, orada gelen birçok öğrenciyle 'türkçe' sohbet etme imkanını bulduğum ve karşılaştığım durumdan bi acayip olduğum -öyle ki afrikada adını bilmediğimiz bir ülkeden bir öğrenci ile türkçe ile 'tanış' olabiliyoruz- mükemmel bir organizasyon.
türkçeyi afrikalıya öğreten olimpiyatlardır. gereksizlik abidesi. bildiğin faydası olmayan ilimdir bu. o çocukların kafasını kültürünle dolduracağına daha yararlı şeyler öğret. açıkçası türkçe gibi gramatik anlamda fakir bir dili insanlara öğretmek abesle iştigal ediyor.
Dünyanın farklı köşelerindeki Türk okulları vb kurumlarda eğitim görmüş çocukların bir araya gelmesiyle tüm dünyanın Türkçe konuştuğu imajını veren ve belli bir kesimin etkisi altında gerçekleşen organizasyon.
rusun benden daha iyi laz takliti yapmasıyla kendimi bir hoş hissetme sebebi olmakla birlikte, bana inat her sene düzenlenen organizasyon, şaka bir yana, türkçemizi tanıtan, öven, yücelten bir organizasyon, iyi ki düzenleniyor.
aman Allah'ım o ne güzelliktir dedirten, brezilyalı kız vitoria matos ile, "gelevera deresi"nin söylendiği bu sene 9. su gerçekleşen olimpiyat..
güzel de söylüyor Allah var..
insan bunun neresini beğenmez diye insanı düşüncelere gark eden etkinlik. how i met your mother'da jennifer lopez Türk kahvesini seçince götü düşen bünyelerin yüzlerce ülkeden gelen çocukların Türkçe'yi ezberleyerek değil hissederek okumasını beğenmemelerini anlamıyorum. kemal kılıçdaroğlu'nun hızlı trenle Konya'ya gitmemesi ile aynı şey bu. sen yapmıyorsun bırak yapana saygı göster beyim.
Bu çocuklar yavaş yavaş kendi ülkelerinin Ankara Büyük elçiliklerinde görev almaya başladılar.
Çok yakında arklı coğrafyalarda Türkçe konuşan dış işleri bakanları olacak.
Daha sonra ise Başbakanlar.
bunlar hayal değil.
herkesin en azından bir kere izlemesi gereken muhteşem bir organizasyon. Ego şişmesinden falan söylemiyorum ama Türk'ün gücünü dünyaya gösteren insanın göğsünü kabartan, gözlerini yaşartan etkinlik...
Elin afrikalı kızcağızı türkçe öğrendiği için gelip Türkiye'de üniversite okuyup da ülkesinde üst düzey yönetici olduğunda değeri anlaşılacak olimpiyat.
Herke şenliklerde önce kendi dillerindne ir şarkı söylediler sonraa bir tane türkçe.
kıyafetleri de kendi yerel kıyafetleri.
bu aşmıkın bir kültü festivalidir.
buna faşizm diyenlerin içlerinde yatan gizli faşizmi bu ülkede 80 sene yaşadık, onu biz kimseye tövbeler olsun yaşatmayacağız.
şovenist türk milliyetçilerini ve acımtırak "bölünme tehlikesi" söylemlerinin basitliğini anlamamı sağlayan ve yüzümde bir tebessüm oluşturan gurur verici faaliyet. tebessümün sebebi, tüm bunlar yapılırken ülkemizdeki türk milliyetçiliğinin savunucuları uçkur derdindeler... liderleri ise "durdurun bu faaliyetleri" diye beyan veriyor.
eurovision'da ingilizce şarkı okunmasını eleştiren bir zihniyete karşın dünyanın bilmam kaç ülkesinden türçe okutuyorsun, beğendiremiyorsun. ben bir abi falan değilim belki ama ortada ciddi bir uğraşı ve fedakarlık var. takdir etmek lazım ve ben şahsım adıma ediyorum...