her ulkenin kendi dilinde ezan okutmasi kaosa sebeb olur, ee bende kürtçe isterim o zaman kabul edecek misiniz.
hem namazda gözü olmayanin ezanda kulağı olmaz.kasmayin bu kadar.
Bende türküm ve bende yabancı dil iatemiyorum. Yabancı olan her şeyi, her kelimeyi, her işyeri ismini kaldır bu ülkeden sonra Türkçe ezan işte. Anlamıyoruz diyenlere ise herşeyi bildiğini söyleyen 2 üniversite bitirmiş profesörler bu 4 cümlenin anlamını anlamıyorsunuz. Yemişim yalanlarınızı.
Turkıye cumhurıyetının dılı turkcedır. Laık bır devlet olan yurdumda madem ezan denen sacmalık her yerde bagırtılıyor, o zaman tum dınlerın bıldırılerı de olmalı. Sonucta o dınlere ınanan varsa saygı gosterılmelıdır. Gercı sız kafır kafası kesmekten baska bırsey bılmezsınız yobaz, arap yalakası sakırtcıkler.
sadece edebi eserlerin başka dile çevrilemeyeceğini düşünen yazarları görmemizi sağlamıştır. ezan düz yazı değil, ezgisi olan bir güftedir. şimdi uzaklardasın'ı ingilizce söyleyebildiğin zaman savun bu düşünceni.
edit: islam dini nasıl araplara özgü değilse ezanın dili de arapça değildir... bir insanın anlamadığı bir şeye gerçekten inanması ve saygı duyması gerçekci değildir!
Bizim insanımıza 1. gün cenneti göstersen 2. gün yine camiye gitmeyen gitmez. ezanı türkçe okutmak da işte böyledir. zaten ezanda geçen pek çok kelime de türkçeye geçmiştir. zorlamanın gereği yok.
tanıdığım bir çok insanın bu konuyu çok fazla umursamadığına şahit oldum. bu benim ya da tanıdığım insanların diniyle alakalı bir durum değil ben müslüman bir türküm ve hiç gayr-ı müslim tadığım yok. yani az çok dini bütün insanlarla haşır-neiş olan biriyim. burada ezanın arapça okunmasının ya da türkçe okunmasının bizim inancımıza ya da itikatımıza ne bir faydası ne de zararı olmayacaktır. ezan- hangi dilde okunursa okunsun- bizler için, biliyoruz ki, namaz vaktinin geldiğini hatırlatan bir çağrıdır. ezanın herhangi bir dilde okunmasına dair ne kur'an da bir emir ne de illa arapça okunmasına dair peygamberin bir hadisi vardır. tamamen gelenekselleşen bir durumdur ve toplumların gelenekleri zamanla değişir.( illaki değişmeli demiyoruz) ancak eğer bir toplumda bir çağrı, bir zamanın başladığını ya da bittiğini gösterecek bir ritüel varsa onun hangi dil olması konusunda toplumun kendi talepleri ve ihtiyaçlarına uygunluk en önce gelen unsurdur. yani toplum akarsuyun kendi yatağını zamanla bulması gibi bu konuda kendi yolunu bulacaktır. bir devletin ezanın hangi dilde okunacağına karışması doğru değildir. özellikle laik bir sistemle idare olnun bir toplumda devlet böyle bir alana müdahale edemez. burada belirleyici unsur toplumsa ve bu toplumun bir arada tutulması esas konu ise dini bir ritüelin yapılmasının esaslarına devlet bir noktada müdahale edebilmelidir ki o da dil konusu. milleti bir arada tutan en etkili nüve dildir ve devlet bu tür bir konuda müdahale etmedi ve merkeziyetçi anlayış gereği her ne kadar dini bir nitelik taşısa da olaya müdahale ederek tek bir dil kullanımı zorunlu kılabilmelidir. ibadetlerin nasıl yapılacağı ise tamamen inanca bırakılmalı yani bu tamamen kişiyi ilgilendiren bir durumdur. ezan gibi konu inanç da olsa birey- toplum ilişkisi içinde tutulamayacağı için kişilere bırakılmalıdır.