bu milletin dinini artık ezbere değilde bilerek yapmasını sağlayacak en temel en önemli din politikasıdır , adnan menderes in sırfffff oy almak uğruna bu milleti bağnaz tarikatların kucağına attığı en önemli kozudur.
dünyada ki bütün müslümanların ortak bir sesi olmalı, nasıl hristiyanların çan sesleri her yerde aynı şekilde yükseliyorsa ezan da her yerde aynı olmalı.
ezanın basit bir arapça çağrı olduğunu zannedenlerin ortaya attığı gereksiz iştir. neymiş efendim ezan anadilde olacakmış, bu millet okadar salak ki arapça ezan okununca camiye gitmiyordu, ama türkçe olunca namaza koştu, zaten bu türkçe ezanı savunup da 5 vakit namaz kılana ben rastlamadım, namaz kılacak adam da zaten japonca olsa da gider. ezanın dünyanın her yerinde aynı okunması sende bir anlam ifade etmiyor mu, ezan ingilizce okunsaydı eminim sesin çıkmayacaktı, ama sen arap düşmanlığını o kadar ilerletmişsin, arapçanın dünyanın en zengin ve kulağa hoş gelen dillerinden biri olduğunu unutmuşsun.
Şimdi sayısız türkçe kaynak var, internet zaten ayrı bir kaynak, kitaplar orda, gidip okuyor musun, ezbercilik yap diyen yok sana, osmanlıda da böyleydi, orada da kimse din cahili değildi, en azından senden benden daha bilgiliydi, sen türkçe yapınca hiç bir şey iyiye gitmedi.
Bir dili başka bir dile çevirebilirsin, ama onun ruhaniyetini çeviremezsin dostum, kur'anın türkçe çevirisini okumalısın, çünkü arapça bilmiyoruz, ama orjinal arapça metni kur'anın orjinali ve musikisidir. abdest almasını sorsan bilemeyen kimselerin ahkam kesmemesi gereken olaydır bu.
ezan sadece müslümanlığın bir sembolünden ya da sadece bir namaz çağrısından ibaret değildir. eğer öyle olsaydı alarm çalardık, horoz ötürrürdük vs.
neden anlamlı sözlerle okunuyor ezan?
kendini bildin bileli * ezan sesi duyuyorsun. hatta belli bir yaştan sonra anlamını da öğrendin. ama birazcık insan beyninin yapısından haberdarsan şunu bilirsin: insan hakim olduğu * dilde duyup öğrendiklerini diğer dillerdekine oranla çok daha fazla benimser. *
bir çocuğum olsaydı onun kendini bildi bileli kendi dilinde ezanlar duymasını isterdim ki, orda söylenenler kafasından ziyade kalbine girebilsin. Anlamını bilmek yetmez. "Allah büyüktür!" ü her seferinde tekrar algılasın
çarpıcı ve vurucu geleceğinden uygulanmayan uygulamadır.
çünkü beş vakit kendi dilinden yapılan bir çağrı imanı diri tutar en başta.
günde beş kez içinde -eğer namaza gitmiyorsan- bir burukluk hissedersin.
ne gariptirki türkçe ezan isteyenlerden, yani en azından benim tanıdıklarımdan birtanesi bile cuma namazına dahi gitmeyen kişilerdir,
ve gene nedense bu türkçe aşığı arkadaşlarımdan yarısından fazlasının arabası ingilizce yada almanca yol bilgisayarına sahiptir ama bu onları durdurmaz,
evlerine aldıkları elektronik eşyalarda türkçe açıklama olmamasıda onları rahatsız etmez, oysaki ben alacağı oyunlarda bile türkçe seslendirme yada altyazı soruşturan biriyimdir ama benden daha milliyetçidir onlar
onlar direktiflerini verirler "ezan türkçe olsun" diye ve kendi hayatlarına devam ederler ama arada müdahalelelerinin ne durumda olduğunu kontrol etmeden duramazlar,
ayıp ediyorlar en azından, ama nedense bu da onları rahatsız etmiyor
kutsal olan islamiyettir, arapça değildir.bunu ayrımı hala yapılamamaktadır.evet, arapça daha hoştur.arapça okutulması güzeldir, fakat günde 5 kere okunan ezanın "allah büyüüktür" ve "namaza çağrı anlamı taşıdığı" gibi genel bilgiler dışında tam olarak bilen kaç kişidir?dinimiz türkçe olarak yaygın bir şekilde öğretildikten sonra arapça olmasında sakınca olamaz elbette.
dinimizi kendi insanımız tamamen anlayıp uygulayamadığı için şıhlar, dervişler, dergahlar, cemaatler, hoca efendiler bu ülkede barınmaktadır.
olan, saf ve temiz insanlarımızın istismar edilen din duygularına olur.
çıkar çevrelerince istenmeyendir. zira ezanla başlayıp ya diğer dini konulara giderse iş? ya benim saf insanım kur'an'ı da türkçe okumak ister ver bilinçlenirse? ya kendini bi sikim sanan yobazların dini kural diye yorumladıkları şeylerinden aslında yaftalamak olduğu anlaşılırsa?
peki ya boşbakan erdoğan'ın her konuşmasında en az bir kere yaptığı ayet alıntılarının başı sonu okunup anlamları derinleştirilirse?
buna karşı çıkanların da bunu savunanların da saçmaladıklarını görmek insanı ziyadesiyle üzüyor.
önce savunanların saçmalığına değinelim. kardeş, ezan anlaşılması gereken bir şey değil. Allahu ekber Allahu ekber. bunu biliyoruz zaten. bilmemek sorun mu hayır. önemli olan insanları namaza çağırması. sen o sesi duyunca namaz vakti geldiğini anlıyor musun, anlıyorsun. bitti.
karşı çıkanların da neden karşı çıktığı anlaşılamaz, anlatılamaz. kardeş önemli olan namaza çağırması değil mi? Türkçe çağırınca ne oluyor ki? Arapça çağırınca sevabın mı artıyor, yok. Allah'ın sözleri mi bunlar, hayır. ezanı ilk okuyan kişi Bilal'in o an aklına gelenler. neden o akla gelenleri Türkçeye çevirmeyelim? Bilal Allah mı? ha diyelim ki çok kutsal senin için bu ezan. makamla okunması neden yamultmuyor seni? daha kötü halbuki. sen kalk orijinal ezanı al şarkıymış gibi oku. olacak iş mi?
işin içine insan karıştı mı olay bozuluyor arkadaş. (bkz: çan)
Ziya gökalp ne güZel demiş zamanında. Türkçe okunması gereklidir, allah türkçede biliyor eminim ki. "çeviride anlamı bozuluyor"muş. önemli olan niyet değil mi. madem islam akıl dini; o zaman benimde ibadet etmek için başka bir dil öğrenmek zorunda olmamam gerekli. mantıklı olan budur!.
islamın diline ait değildir. hani ingilizce evrenseldir ya, hani her türlü olayda o dile başvurulur ya, hani tüm caddelerimiz, mağazalarımız, restoranlarımız o dille doldu ya, hani gençlerimiz yamyam gibi kullanıyor ya. hah işte ona sesiniz çıkmıyorsa, tıp okurken latince, felsefe öğrenirken ne boksa okuyup ezberliyorsan ibadetini de arapça yapacaksın, ezanını dinleyeceksin. anlamını da öğrenme diye kimse tutmuyor seni, 5 satırlık ezanın anlamını kavrayıp aklında tutabilirsin. he zaten benim bunlarla işim olmaz, sırf pislik yapayım diye karışıyorum diyorsan da takvimden ezan saatlerine bakar, vakti geldiğinde bi tarafını pamukla tıkarsın. hadi eyvallah.
vergimi veriyorum ve imamın maaşı yatıyor, nüfusumda müslüman yazıyor. camiye gidip gitmemek de sadece beni alakadar eder. benim çevremdeki insanlar türkçe ezan istiyorsa ezan türkçe okunmalıdır. arapça ezan dinlemek isteyenler çoğunluktaysa yaşadıkları yerde ezan arapça okunsun.
ama "yok canmiye gitmiyor, yok islamın dili bu öyle dinleyeceksin..." sana ne ki, kimsin ki ahkam kesiyorsun, isteyen istediği gibi dinler. çevre halkın görüşü alındıktan sonra karar vermek doğru olur.
ha yok dinle alakan yok, camiye mi gittiğin var? diyen varsa da silsinler o zaman camiye gitmeyenlerin kimliğinden müslüman hanesini, din işlerine veya alakalı bir şeye harcanacak paraların hepsini de sadece din hanesinde müslüman yazanlardan ekstra vergi alarak yapsınlar. ne imam hatip'e para vereyim, ne ilahiya fakültesindeki prof.ların maaşına ne de ilahiyatta okuyanların kredisine bursuna katkım olsun, ne de imamların maaşına...
bunun bir de abisi var: türkçe ibadet. bu tartışmalar, genellikle askeri müdahaleler akabinde ortaya çıkmıştır. yalçın ışımer hala yaşıyorsa kulağı çınlasın öldüyse toprağı bol olsun.
ezanın türkçe okunduğu dönemlerde halkın müslümanlıktan ibadetinden ne kaybettiği sorgulanmalıdır. herhangi bir ibadet aksaması dini yönden zayıfladığı dinden uzaklaştığı belirlenen bir tek allahın kulu bulunabilmişmidir acaba?
fıkıh bilgim şu entry' i okuyan her insan kadar geniş olsada bilirim ki, benim yaratıcım eğer okuma yazman yok ise sadece ayetleri gözün ile takip edersen bile allaha yaklaştığını salık verir.
hoşgorünün sınırsız olduğu bir dinin, en temel anlamda hürriyet sayılabilecek kendi ortak dilini kullanma ve ezanı türkçe okuyup anlamada herhangi olumsuzluğu inanan insanlara yük etmiyeceği aşikardır.