her milleti kendinden can ciğer bilip günü gelince sırtında vurulmayı hak etmek. hak edip etmemesi yaşadıklarından ders çıkarıp çıkarmamasına bağlı ama ders çıkarmamak da hakkıyla yerine getirdiği işlerden biridir.
iddialı olmamayı kabullenememesi (bkz: 2008 avrupa kupası). hiç iddiası olmayan turnuvalarda yarı final, final oynayıp adından söz ettirebilmesi.türklere ezilmişlik duygusu inanılmaz bir gaz veriyor. bunu kabullenemiyoruz. bu durum sadece futbol turnuvalarında deil, basketbol turnuvalarında ve diğer turnuvalar içinde geçerli. maçlardan önce sporcuların gözlerinden çıkan ateşe bakılırsa bu durum daha iyi anlaşılır.
alaturka filmleri çok iyi yapar türkler. hep derdim; lan bi lost gibi, bi prison break gibi bi film çeviremedik gitti diye. sonra düşündüm ki onlar da bir ekmek teknesi'ni, bir ikinci bahar'ı yapamıyor; türkler çok iyi yapıyor.
Mangal yakmak, pikniğe çıkmak ,evin içinde atletle gezmek ,tuvalet kağıdıyla burnunu silmek ,araba kullanırken bir yandan sigara tüttürüp aynı anda yanındakiyle konusup sağındaki araca küfretmek ve teype kaset takabilmek .
biz türkler, millet olarak her şeyi çok iyi biliriz.
öyle bir ülkeyiz ki tüm milletimiz teknik direktörlük, siyaset, ekonomi ,sağlık konusunda herşeyi bilen muhteşem uzmanlardan oluşur. bir berbere milli takımı sorsanız size sabahtan akşama kadar futbol değerlendirmesi yapabilir, aynı berberimiz ülkeyi yönetme konusundada üstün yeteneklere sahiptir.
