yemeğin tadına bakmadan tuz koymak, çorba alışkanlığı, gaz varlığını çakmakla kontrol etmek, sallanan masanın ayağına kağıt sıkıştırmak, artık yemekleri değerlendirmek (pirinç pilavı, çorbaya dönüşüverir), kapı çaldığında kim o sorusuna ben diye cevap vermek.
Anten bozuldu mu tencere kapağını anten yapmak.
tanıdık görünce korna çalmak, tanıdığı biriyle karşılaşınca mutlaka öpüşmek.
başkasının arkasından bol keseden atmak.
hastalıkları kendi yöntemince tedavi etmek, doktorun vermeği ilaçları eşe dosta sorup kullanmak.
bir şey bozuldu mu radyo tv tartaklayıp düzeleceğini düşünmek.
çoğu zaman yemeklerle beraber çay içmek.
arabanin icindeki dikiz aynasina cd asmak, soverken ovme yetenegine sahip olmak (bak nasil yapmis aq cocugu) ve kamyon arkasi yazilarinin sadece bizim ulkede olduguna inaniyorum.
-sabah çay içmek.
-10 buçuk gibi çay molası vermek.
-öğle yemeği üzerine çay içmek.
-4 buçuk gibi çay molası vermek.
-akşam yemeğinden sonra çay içmek..
-yorulunca çay içmek, yorgunluğu alıyor azizim.
-misafir gelince çay koymak.
-çalışırken çay içmek.
-uzun yolda çay molası vermek.
çay içmek adına bir ton bahane üretebilen insanlarız.
seviyoruz elimizde değil hatta sevmeyeni de anlamıyoruz bazen..