girenin çıkanın türkiye'ye olacağı durum. nitekim tarihte ilk kez ordu bu denli tepki çeker, orduya karşı sivil itaatsizlik hamleleri başlar. hatta ve hatta çok sayıda kişi suriye cephesinden vurur.
bazılarının sonucunu düşünmeden arzuladığı giriş girişimidir.
öncelikle bu yönde düşünen sevgili klavyeşör arkadaşlarıma seslenmek istiyorum: siz mi gireceksiniz la suriye'ye? megabiteniz yetiyor mu? ekran çözünürlüğünüz suriyenin tepelerini ve çöllerini görmek için yeterli mi?
gidin bilgisayar oyunu oynayın, ölünce yeniden başlayabiliyorsun onda. hatta strateji oyunu oynayın kanımca. rusya var, çin var, ıran var, amerika var, varoğlu var. bu iş bara damsız girmeye benzemez. sen "bi arkadaşa bakıp çıkacağım" der girersin, fonda yalın'ın 'bi bakmışın ben yokmuşum' sarkisi çalıyor, üstelik amerika armağan etmiş bize bu şarkıyı. bu emperyal güneş batımında şarkı söyleyerek batıya doğru yol alan red kit gibi olay mahallini terk ederken, biz elimizde bezle sizin gibi şakirlerin halıdaki pisliğini temizlemekle uğraşırız.
orada bir insanlık suçu işleniyor, orada kıyım yapılıyor ve insanın içi acıyor. tepkimizi ortaya koyalım ama dünyayı ve memleketi de düşünelim. sıcak oturma odalarimizda savaşçılık oynamayalım. son bir şey daha; klavye, monitör ve hele avuç içinde terlettiğin mause henüz ateşli silah sınıfında değil.
türkiye büyük bir ülke, allah'a şükürler olsun, ama o kadar değil.
suriye hükümeti sivilleri öldürüyor dediler yalan çıktı...
esad türkiye'ye saldıracak dediler herkes götüyle güldü,
sınırda tiyatro yaptılar, silahını atıp kaçan kürt ayrılıkçılara sıcak takip yapan suriyeliler türkiye'ye saldırdı dediler kimse yemedi,
suriye uçağı türkiye'ye sığındı dediler aslı astarı çıkmadı...
amerika'nın götü yemediği için bizi sokmaya çalışıyorlar ne yapsak ne etsek diye bunu buldular sanırım...
"türklerin fütuhat ruhu"
a be pezevenk hani türklükle gurur duymak ayıptı, hepimiz müslümandık? suriye'ye girince budistlerle mi savaşıcaz?
hayır kaşıntınız varsa, ille bi yere gireceksek kuzey ırak'a girelim çıbanın başı orda...
müslüman insanların, müslüman insanlar tarafından. öldürülmesini barış gelsin diye insanların ölmesini doğru bulmadığım bir olgudur. türkiye' nin süriye' ye girmesi çatışma yaşandığında. çanakkale' deki anzakların durumu gibi hissettiğim bir olay olur. senin ne işin var orada emparyalist bir ülkemisin? yorumunu sunmakta başlık cevabı...
bizdeki ileri demokrasiyi(!) suriye ile paylaşma görünümlü saçmalıktır.
kurtuluş savaşının sebeplerinden olan "ülkeyi paylaşmak isteyen devletler" kalıbına karşılık "ne işleri vardı bizim ülkemizde" "iyi yaptık" diyorsak, kore'ye gidişimizi vatan, millet, sakarya nidalarını bir kenara bırakıp mantık çerçevesinde sorgulayabilecek duruma gelebildiysek, türkiye'nin bu girişiminin de aynı netlikte saçmalık olduğunu biliyoruz demektir.
hiç uğruna yapılacak işgal girişimi ve savaştır. ne için gireceksin? demokrasi götürmek için mi? ulan senin demokrasin sorunlu zaten suriye ye nasıl demokrasi götüreceksin? amerikalı abilerinin gazına gelip bazı araştırmalara göre %60 halk desteği olan adamı tasfiye mi edeceksin?
ülkemizin kendi ayağına sıkması olarak adlandırılabilir.
henüz kendi ülkemizin bölünmez bütünlüğü ve iyi yönetilmesi konusunda sıkıntılar varken hayalcilik olandır.
tel çoraplar örüyor memleketin başına, paraya tapan, dini bütün çok saygıdeyer pezevenk abiler. neden olmasın ipe sebep serilirde savaştırılır bizim çocuklar elegüne karşı. amactaki gaye, maksat başkasınında vatanı sağ olsun. bizim çocuklar niyazi. ama niyazilerin mertebesi şehadet, cenezesi cuma günü.. dava idare davası, alırsın araptan verirsin maraba demokrasi yayılır. ölen ölür kalan sağlar düşünsün.
içinde bulunduğumuz günlerde batı ülkeleri ve medyası tarafından ciddi anlamda dile getirilmektedir. türkiye'nin suriye'ye müdahalesi konusunda batı medyasının ciddi bir gaz verdiği gerçektir. bizim yetkililerinde bu gazı aldığı aşikar. hele birde olaya türk medyası içinde ki bazı kalemşörlerde eklenince, ortaya oldukça ilginç bir tablo çıkıyor. sanki türkiye, suriye konusunda bazı etkilere ve müdahalelere zorlanıyor.
times gazetesinin olaya bakış açısı
ve benim etki ajanlığından şüphelendiğim bir köşe yazarının akıl almaz yazısı.