en önemli devlet kurumları yabancılara satılmış, devlet dış politikası yerlerde sürünür hale gelmiş, ülkede tarım ve sanayi bitirilmiş, bir dönem dünya üretiminde ülke olarak önemli bir yere sahip olunan ürünler bile ithal edilir duruma getirilmiş, ülkenin güneydoğusu teröriste bırakılmış, özgürlükler kısıtlanmış, medya susturulmuş ya da satın alınmış, eğitim kurumları belli bir ideolojiye hizmet eder hale getirilmiş, yolsuzlukla suçlanan devlet yöneticileri himaye altına alınmıştır.
kısacası bir ülkenin ayakta durmasını ve gelişmesini sağlayacak en önemli etkenler olan tarım ve sanayi bitirilmiş, ülkenin bölünmez bütünlüğünü korumakta en önemli unsur olan silahlı kuvvetlerinin üst düzey personelleri tasfiye edilip, devlete başkaldıran bölücülere ve teröristlere karşı etkisiz hale getirilmiştir.
bunların hepsi bir araya geldiğinde tabii ki bir ülkenin çöküş dönemine girmesi kaçınılmazdır.
bunların dışında daha dış borçlardan, devlet yöneticilerinin yaptığı stratejik ve kişisel hatalardan bahsetmek gerekir ki bu sayfalar sürer.
Osmanlı' dan farklı hatta daha beter bir çöküş içerisindedir belki de Türkiye. Siyasetçiler koltuk, bürokratlar makam, din
görevlileri en iyi tv programında en iyi paranın peşinde, hukukçular belli bir kesmin kuklası, basın ve medya tek bir ideolijiye göre habercilik yaptığı ve en önemlisi de halk arasındaki farklılıklara,
çeşitliliklere, tahammül etmediği, zihnini, ruhunu ve vicdanını sınırlayan siyasi sınırlar kavramına yenik düştüğü sürece tıkırında işleyecek olan çöküştür maalesef.
para, pul, mali tablolar bir yana bunlar gelir geçer, düzelir filan da bu ülke ruhunu, umudunu ve enerjisini kaybetti. bu kesin. bilmiyorum hiç türkiye'ye bu ülkeye ilk defa gelmiş bir turist gibi bakmayı denediniz mi? koskoca ulusal kanallardaki insan manzaralarını, dizilerde çok tutuyor diye pompalanan cehalet ve mafya jargonunu, reklamlarını, tartışma programlarını, gençlerini haber bültenlerindeki peş peşe geçen iç karartıcı şiddet, cinnet haberlerini vs. izleseniz ne hissederdiniz?.
türkiye cumhuriyeti osmanlının hayaletidir kırkıdır, geçiş dönemidir ya tamamen mezara gömülecek ya da kendine yani bir hayat kuracaktır. bu millet sorgulamayı öğrenmeyi reddettikçe kurtulamayacaktır. hala viyana ve inebahtı yenilgileri ve dünya hakimi konumundan çöküş konumuna gelmemin şaşkınlığını genlerinde taşır.