hep suç halkta amk, hep halkta... halk düşmanlığı kanına işlemiş bunların! bir kere de demiyorlar ki, aga biz ne yaptık, bu insanları neden huzursuz ediyoruz, neden tepkililer bize bu kadar!
bakınız: dinle alakalı alakasız her türlü protesto yürüyüşünde halkın sürekli tekbir getirerek bağırması
bakınız: altın portakal film festivalinde sahneye çıkan her solcu sanatçının hükümete sayması, bir film festivalinde siyasi sözler ayakta alkışlanırken şener şen gibi büyük isimlerin ayakta alkışlanmaması
bakınız: üniversite rektörlerinin devletle arasının sürekli bozuk olması, eğitim kurumu ile siyaset arenasının sürekli karşılıklı birbirinin işine karışma durumu
bakınız: show tv spikerinin uzattığı mikrofona "gerilla abilerimiz gibi silah tutmazsak tayyipin askerleri (şair burda türk ordusunu kastediyor) bizi vuracakmış dedi büyüklerimiz" diyen okuldan doktor için izin aldık diyerek çıkıp, elinde silahla dolaşan doğudaki ilkokul sınıfı çocukları
bakınız: görevi kedilik, yani miyavlamak, süt içmek, kendini sevdirmek olan sokağımızın kedisinin mahallede kavga oldu mu koşa koşa gidip görüş alanı iyi bir seviyeye çıkarak seyretmesi, bana çekirdek yok muydu bacım bakışları atması..
kısaca bu ülkede büyük bir çoğunluğun yapması gerekenlerden çok başka işlerle uğraşması, kendi kulvarını unutup başka yollara sapmasıdır sebep. öğretmenin partizanlığı, kahvedeki amcaların başbakanlığı, tribündeki taraftarın erman toroğluluğu, bizim kedinin özünü unutup insanca yaşaması gibi herkes başkasının yolunda yürürse o memlekette düzen kalmaz, huzur olmaz..