ilkokul kitaplarında yazardı zira; 1. sınıf ülkeler(gelişmiş), almanya ingiltere .... 2.sınıf ülkeler (gelişmekte olan), türkiye finlandiya 3.sınıf ülkeler ....
hala aynı cümleler yazıyor.
(bkz: ne tıkırtı var ne sıkırtı var)
bilmem kaçıncı 5 yıllık kalkınma planından beri biz hep gelişmekte olan ülke konumundayız.
devletin başına düzgün iki tane adam gelmiyor ki belimizi doğrultalım da en azından gelişmeyi başarmak üzere olan bir ülke olalım.
yeter sömürdünüz anasını satıyım yaa...
coğrafya hocamın bu yıl tekrar bu ifadeyi kullanmasıyla artık bir 200 yıl daha böyle olacagını düşünmeye başladım.hocam 40 yıl öncede okurken aynı ifadeyi kullanırdık derdi.her bi bok değişti bulgaristan ın 9 milyon olan nüfusu ve türkiyenin bu durumu değişmedi.
başlamak bitirmenin yarısıdır derler ya bu sözün içinin nekadar dolu olduğunu gösterir.
başladığımız hiçbirşeyi bitiremiyoruz çünkü başlatan insanlar değiliz artık. gelişmeyi başlatan türkiye cumhuriyeti, mimarları ile birlikte çoktan toprak olmuştur. atamız boşuna benim naçiz vücudum elbet birgün toprak olacaktır ama türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. cumhuriyeti koruyacak ve yaşatacak olan sizlersiniz diye boşuna mı söyledi zannederiz. başlattıklarının yarım kalmasını istemeyen bir büyük türkün geleceğin mimarı olması gerekenlere feryadıdır bu sözler. duyarız, biliriz ama ülkemizi yerinde saydırmaya da devam ederiz.
geşiyoruz da nerede? gelişeceğimiz bir fabrika, silah sanayimimiz mi var? araba mı üretiyoruz; tank, top, jet mi üretiyoruz? her şey ayan beyan ortadayken ikide bir milleti kandırmak hiç de dürüstüçe bir hareket değil.
aslında uydurulmuş olandır. gelişmekte olan ülke diye bir şey yok gelişmiş ülke var bir de gelişmemiş ülke var. dışa bağımlı, üretmeyen, dolaylı olarak sömürülen ülkeler var işte bunların genel adı kısaca gelişmekte olan ülkeler.
bu tarihsel bir yalandır. türkiye geri kalmış ve git gide geri giden bir ülkedir. geri geri ileriye koşmak da geriye gitmektir. neyse felsefeye fazla takılmayın.