bir kısmı porno izleyip, bir kısmı ev geçindirmek, bir kısmı kızlarla takılmakta, bir kısmı sözlüklerde yazmakta, bir kısmı gece eğlencesinde, bir kısmı sevişmekte, bir kısmı ailesine karşı gelmekte, bir kısmı içki içmekte, bir kısmı arabesk rap dinlemekte, bir kısmı kova çekmekte, sadece ama sadece azı çalışmakta. bu kadar az kişinin çalışıp da bu kadar iyi işler yapmak her millete nasip olmaz. demek ki elimizdekinin yarısını kullansak dünyanın ağzına sıçarız. güzel tespit.
(bkz: daha da çıkarttırtmak isteyen bir başbakan var) sayın padişahımız tayyip bey daha da doğurtmak istiyor. sen ilk başta işsiz gençlere bir iş verde gerisi çocuğa kalsın be adam! ee tabi ülkeyi daha da yozlaştıran ve kindar (bkz: dindar) nesil isteyen adam,ülkeyi köle haline getirip şu anki müslüman ülkeler gibi daha kolay yönetme peşinde. zengini zengin, amerikayı yüceltme peşinde olan adamın fakir halk umrunda mı ?
Bir kere hepsi sublımınal mesajın kurbanı olmuş. Bilinçaltı o kadar hamurlaşmış ki hık desen pipi anlıyorlar. Dinle bağlantı koptu kopacak. Durum sanılandan ciddi.
batıyı taklit etmekle geçiriyor, onlar gibi giyinmeye çalışıyor, onların dinlediği müziği hiç anlamamasına rağmen dinliyor kısacası onlar gibi olmaya çalışıyor ama bilmiyor ki en iyi asıl en kötü taklitten daha iyidir.
önce gençlere "siyaset büyüklerin işidir, siz karışmayın." dersiniz, sonra gençlik siyasetten anlamıyor olur. gençlere okullarda işlerine yaramayacak her türlü saçma bilgiyi verirsiniz, hoşlarına gitmeyen her şeyi yapıp eğlenmeden öğrensin diye uğraşırsınız, dinlediği müziğe karışırsınız, giydiği giysiye karışırsınız, okuduğu kitaba laf söylersiniz. sonra gençlik nereye gidiyor olur. onlara kendi doğrularını bulmaları için zaman vermektense kendi görüşlerinizi yerleştirmeye çalışırsınız, çocuk yaşta inek gibi çalışmaya zorlarsınız, sosyal hayata atılmasını önlemeye çalışırsınız, dışarı çıkmayı yasaklar ve evde ders çalışsın istersiniz, sonra gençler sürekli bilgisayarda internette vakit geçiriyor, sosyalleşmiyor dersiniz. bilgisayar çağına ayak uyduramayanlar hele bilgisayarda vakit harcayanları hiç sevmez. genç nüfus ne yapıyor biliyor musunuz? beş yaşında okula başlıyor. daha adını öğrenmeden yazı yazmaya çalışıyor. beşinci sınıfta orta okulda oluyor. liseye hazırlanmaya çalışıyor. bazıları da ders çalışmak istemediği için okuldan kaçmaya başlıyor o yıllarda. lisede orta okulun stresinden kurtulup aylak kalıyor ve dünyaya ayak uyduramıyorlar. diğerleri yankesiciliğe başlıyor, bazı şanslı olanlar ya da abi ablalarından görmüş olanlar biraz ayak uydurabiliyor. lisenin son iki senesinde çocuk yine ders çalışma ortamına uyum sağlamaya çalışıyor. hepsi de kendine uygun dersler göremiyor. tüm derslerden sorumlu olmak zorunda, yetenek değerli değil çünkü. son senesinde hayvan gibi çalışan ya da kendini sıkıp çalışamayan genç üniversite telaşına giriyor. üniversitede aniden boş kalıyor ve sosyal olmak için bir tarafını yırtıyor. bir kısım da okumak için çaba harcıyor. çaba göstermesine gerek olmayan kısım ise partiden partiye akıyor. tabi bundan sonra toplumda kendine yer edinme çabaları, işinde tutunma derdi, insan içinde aktif olma sıkıntıları başlıyor. buyur bakalım, ne yapıyormuş genç nüfus. ömrü ya hiçbir işini kendisi görmesine izin verilmediği için aniden büyüyünce hayata uyum sağlamakla, ya zor koşullarda yetiştiği için çalışmakla ya da serserilikle geçiyor. serseri derken hayatını yaşayan insanlardan bahsediyorum tabi, bu her zaman özendiğim bir şey olmuştur.
malayani işler, boş işler,
"akşam ne yesem sabah ne giysem" insanı geneli,
"Sizdeki gençlik katiyen gidecek. Eğer siz daire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek..." (bediüzzaman said nursi)