15-20 kişinin reza'dan aldığı rüşvet milli mesele haline getirildi. Sanki Reza bana rüşvet Verdi, benim niye meselem oluyor amk?
Rüşveti alanlar sorumluluğu alıp istifa edecekler mi? Yok. Eee ben niye Bunun ceremesini çekeyim. Yavaştan yavaştan Almanya'ya gitme planım var. Hali hazırda dükkanlar da var, gider onların başında takılırım. Kimsenin kahrını çekmek zorunda değilim.
bu söylediklerini suriyeler gelmeden öncede söylüyodunuz onlara bok atmanın manası yok. hükümeti kötülemeye yer arıyorum de. mümkünse de siktir ol git bu ülkeden.
bir kaç ay sonra başıma gelecek hadise.
bir taraftan sevinirken bir taraftan biraz buruk hissediyor insan. sevdiğin ve değer verdiğin herkes burada kalacak. imkan olsa beraberimde götürebilsem.
tüm türkiye sizi siksin yine de bir yere gitmiyorum amına soktuğum özentileri, 4 yıl los angeles, 6 yıl londra 1,5 yıl pariste kalan biri için türkiye cennettir türkiyeyi çöp eden tek şey terördür ve eğitimsizliktir.
gidin amına soktuğum ülkelerinde yaşayında görün, eroin parası için kardeşini central'e çıkaran sözde abileri görünce mideniz bulanmıyorsa yaşayın 12 yaşındaki çocukla esrar vurup.
kafadaki ön hazırlık safhası önemlidir. hayalci olmadan rasyonel planlar yapılarak işe girişilmelidir. lokal bir kafa yapınız varsa, mesela; " Ezine peynirsiz kahvaltı mı olur yaa" diye isyan ediyorsan, taharet musluğuna kafayı taktıysan, beyaz futbol, antin kuntin Türk dizilerini seyredip bu tip şeylerle tatmin olanlardansan deneme.
An itibariyle Ülkeden bıkmış bir yazar beyanıdır. Kimine göre doğru gelebilir. Ne olursa olsun yaşamak tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu yaşam bizim.
ülkemi çok seviyorum. uzun süre türkiye'den kaçmayı düşünen arkadaşlarıma şiddetle karşı çıktım, kızdım. hep "bu günler geçer, her şey düzelir, sonuçta bir afganistan veya suriye olmayacağız" dedim. ne olursa olsun "benim ülkem burası, gittiğim yer benim ülkem olmayacak, sığıntı olmuş olacağım orada" dedim.
ama artık pes etmeye başladığımı hissediyorum. özgürlükleri siktir et, yaşama hakkımın bile tehlike altında olduğunu hissetmeye başladım. bu ne kadar acı bir şey biliyor musunuz? benim gibi vatansever ve milliyetçi biri için kabullenmesi çok zor bir şey. daha geçen gün macaristan'a iltica edenler hakkında atıp tutan bir entry yazmıştım. arayan bulabilir.
yurtdışına çıktığı zaman türk pasaportunu gururla taşıyan bir insanım. bazen sorunlar yaşasam da, yine de hiçbir zaman ezilip büzülmedim bir sınır polisinin önünde. (cem yılmaz'ın pasaport kontrolünde anlattığı karakterler gibi olmadım)
ben yine türk olmaktan utanmıyorum, gurur duyuyorum. ama artık gerçekten bazı şeyler dayanılmaz oluyor. bu tarz düşünceler kafama gelince atmaya çalışıyorum. aklıma atatürk geliyor, "atatürk yaşasaydı ve kendine atatürkçü diyen bir gencin ülkeden kaçmaya çalıştığını görse ne düşünürdü acaba" diye. suçluluk hissediyorum.
atatürk ve bu ülkeyi kuranlara karşı mahcubum.
ama gitmek istiyorum be abi. insan gibi yaşamak bizim de hakkımız değil mi? şu an grafik tasarımla ilgili bir bölümdeyim türkiye'de. hayalim gelecekte çizgifilm yapmak. kendi yaptığım çizgifilmi izlemek istiyorum, insanlara izletmek istiyorum. bu hayalleri kurarken aklıma "ulan ya suriye gibi olursak?" korkusu düşüyor. bütün hayallerim kayboluyor. yeteneklerimi kullanıp eğitimini aldığım sektörde insan gibi çalışmak istiyorum. kafamdaki projeleri gerçekleştirmek istiyorum. üzücü olan şu ki, her geçen gün bunu kendi ülkemde yapabileceğime dair umutlarım kayboluyor.
gidip, geride kalan herkesle bağlarımı koparmak istiyorum. benim annem babam akp'ye oy veren insanlar. şu zamana kadar zaman zaman onlara kızsam da sevgim ve saygım sonsuzdu. yaşlandıkları zaman onların yanında olmak istiyordum. ama artık onlara daha fazla kızgınım. 3 ay kadar süredir görmüyorum onları. fakat onları tanıyorum, muhtemelen inatla bu yapılanları savunacaklardır bana. bundan dolayı eğer gidersem, çok da vicdan azabı yaşamayacağım.
iltica etmeyi düşünmüyorum. benim de bir insanlık onurum var. gidip de oralarda tuvalet temizleyemem. sonuçta iltica edince diploman vs. yanıyor. okulum bittikten sonra diplomamı elime alıp gitmeyi deneyebilirim. bu, önümüzdeki yıllarda yaşanacaklara bağlı.
umarım kötü senaryoların hiçbiri gerçekleşmez. umarım iç savaş çıkmaz. keşke benim ummam ile her şey düzelse. keşke... her şeye rağmen, ülkeden hala umudum var. 2019 seçimlerinden umudum var. duruma göre gitmeye çalışmaya da bilirim. her halükarda 2019'a kadar buradayım zaten.
buraya kadar okuduysanız derdime ortak olmuşsunuz demektir. teşekkürler.
zamanında bazı insanlar da bu topraklardan gitseydi şu an bu ülkeye sahip olmazdık.
güldüğüm tek şey var. şu başlığa yazan insanlara sorun en iyimser haliyle bile yarısı atatürkçüyüm, kemalistim vb diyecektir. atatürk ülke zora girince kaçıp gitti mi acaba. komik.
Daha iyi bir eğitimi ve daha iyi yaşam standartlarını tercih etmenin genellikle korkaklık sayıldığı başlıktır.
Daha makul fiyatlı gıdaların satıldığı, daha kaliteli eğitimin verildiği ve insan hayatına değer veren ülkelere imrendiğim için ne olur beni bağışlayın.
Aranızda kimi, neyi bıraktığınızı düşünmeden yeni bir hayat kurmak için bulunduğunuz şehirden, bölgeden, ülkeden başka bir yere göç etmek gerekir.
Elbette zordur fakat tek başınıza yapabileceğinize inanmalısınız, aileniz de bunu görmeli, inanmalı ve özgürlüğü daha doğrusu gerçek özgürlüğü tatmalısınız ve emin olun gerçek özgürlüğü tadınca geçmişi aramayacaksınız.
bu düşüncenin sempatizanları da sorsan atatürkçüdür diyenlere de sormak lazım sen doğalgaz faturanı kendin mi ödüyorsun diye...
yanlış anlaşılmasın, ben bayılmıyorum çekip gitmeye falan. baktığın zaman taş yerinde ağırdır.
fakat insanlar arkalarında bir hayat bırakıp başka bir yere gidiyorlarsa, cesaret gösterip emek veriyorlarsa onlara da saygı duymak lazımdır, ciddi sebepleri vardır.
yani siz istediğiniz kadar burda kemalizm, cumhuriyetçilik veya vatanperverlik, müslümanlık, ümmetçilik, milliyetçilik... hangi sömürülmeye elverişli diyalektikten asılırsanız asılın benzinin litresi hala 5.57 tl.
siz buraya bunu yapan orospu çocuğudur, şerefsizdir, namussuzdur, haysiyetsizdir yazsanız kim için ne kadar fark yaratabilir?
aldığınız maaşı bana mı veriyorsunuz kardeşim? veya beraber bot mu bağladık?
bot bağlamak demişken... sorun bakalım devlete; türkiye'den başka bir memlekette başarılı olup 3 yıl çalıştığınızda neden askerlikten sizi muaf tutma hakkı veriyor? hem de sadece 1000 euro karşılığında.
demek ki uluslararası başarılı bir profesyonel olmanıza devlet siktirip gitmek olarak değil de, beyfendi gibi gitmek gözüyle bakıyor, sizi standart haftada 6 gün en az 9 saat çalışan, 3 saat belediye otobüslerinde sürünen, dünya kadar kdv, ötv ödeyen cefakar vatandaşından daha nitelikli buluyor.
o yüzden o siktirip gitme kısmını siz bir daha düşünün...
insanlar mı siktirip gidiyor, yoksa siz mi siktirip yaşıyorsunuz?
iki miskin bir odada kalıyormuş. Yıllarca aynı odada kalmışlar. Bir karar almışlar. Demişler hep aynı yerde kalıyoruz bir değişiklik yapalım ve yer değiştirelim. Bu kararı uygulamaları yıllar almış. En sonunda söyledikleri söz insanoğlu kuş misali nerden nereye. Diyeceğim o ki eğer bir şeyi yapmak istiyorsanız uygulayın yoksa sadece sözde kalıyor.