%80'in bile çok iyimser olduğunu düşündüğüm oran. birkaç gün önce bir televizyon kanalında *, milli bayramlar hakkında sorulan sorulara verilen cevapları gördükten sonra iyiden iyiyye b*k yoluna gittiğimizin göstergesi olan oran.
büyük bir orandır evet. ancak kendini kültürlü sanıp her şeye burnunu sokan, özentiliğin bir diğer kısmını icra eden kısım da büyük bir oran oluşturmaktadır maalesef. hele ki politik konularda. ortası yok. ya çok boşlar, ya da çok bildiğini sanıyor herkes. istisnalar elbette ki vardır. ama genel durum böyle ne yazık ki.
Aslında onların kültürsüz olması kendi ellerinde değildir bir bakımdan.
Çevresinden kaynaklanır, kendini bir şey zanneden kesimden kaynaklanır.
En önemlisi de eğitiminden kaynaklanır. Şu ülkede nasıl bir eğitim görebilirsin ki.
Ha şimdi bu çocuklar okuldan başını nasıl kaldıracak, kültürlü olma eğilimini nasıl gösterecek.
(bkz: sistemin köpeği olmuş bunlar)
yeni nesilin öğretmenlerin eseri olduğu sözünün ne kadar çabuk unutulduğunu gösteren öneri yerine eleştirmeyi sevdiğimizi gösteren entryler ne kadar çok.
Türkiye'de diplomalı oranının eğitimli oranına eşit olmadığını gösteren en büyük kanıtlarımızdan birisidir. Aynısı üniversite mezunları için de geçerlidir.
lisede ve geçmiş eğitim hayatım boyunca geometri dersi görmemiş biri olarak, üniversite sınavın da iyi puan alabilmem için geometri sorularını da çözmem gerekiyordu. şimdi acaba suç kimde?
bu arada tiyatro yavşaklığını da anlamış değilim, tiyatroya gitmeyen neden kültürsüz oluyor, sevmiyorum arkadaş tiyatroyu.
klasik müzik dinlemenin kültürden ileri geldiği de saçmalıktan başka bir şey değildir, aynı golf gibi, pazarlama taktiğinden başka bir şey değildir. insanlar kendilerini özel hissetmeyi ne kadar çok seviyor bunu da anlayabilmiş değilim.
%90 gibi bir orandır. %90 ninda %50 si lise hayatı boyunca sevgili uğruna koşmuş, kendi benliklerini kazanamamiş hep birbirlerini kıskanmıs özenti kişilerdir. geriye kalan %20 inek kesimdir bunlar sadece üniversiteye odaklanırlar son %20 nin ise tek kültürü futboldur.
zorunlu tanımdan sonra açıklamamıza geçebiliriz. türkiyedeki kültürsüz liseli oranını irdelemek için öncelikle sistemi ve çevreyi kurcalamak gerekir. sözel sınıflara sadece matematikten korkan insanların gitmesi de bu kültürsüzleşmenin sonucudur. sayısal bölümlere "doktor olcam ben" gazıyla gönderilen öğrenciler de bu kültürsüzlüğün parçasıdır. kültür problemini incelemek için öncelikle bu bölüm saçmalığına bakmak gerekir. öss diye bir sistemde ben edebiyatçı olmak istiyorum diyen bir öğrenciye matematik çözdürülmesi de bu kültürsüzlüğe sebep olan etkenlerden biridir. bu süre zarfında o öğrenci kendini farklı açılardan geliştirebilecekken önüne matematik engeli takılmıştır. lisede verilen edebiyat eğitimi de bu kültürsüzlüğün sebeplerindendir. 4 yıllık lise hayatımda bir tane kitap okutturmayan ve teşvik etmeyen öğretmenler lise son sınıfta bütün kitapların yazar isimlerini ezberletmektedir. bir kültürsüzlük varsa bu kitap okumayan öğrencide değil, onu kitaba teşvik etmesi gerektiği halde sadece kitap isimleri ezberleten öğretmendedir. bir kültürsüzlük varsa ingilizce öğretmenleri yüzündendir. ilköğretim dördüncü sınıftan başlayıp lise sona kadar sekiz yıl ingilizce "öğretilen" insanların liseden mezun olunca tek kelime ingilizce bilmemesi orada verilen eğitimin yetersizliğinden ve ekonomik şartlardandır. aynı yaşlardaki bir özel okul öğrencisi ingilizceye hakim olmaktayken düz lise öğrencisi wat ken ay du seviyesinde gezmektedir. bir kültürsüzlük varsa bu müzik dersi yüzündendir. çünkü insanları yeteneklerine göre cesaretlendirip bir enstürmana teşvik edecek öğretmenler yerine öğrencilerine "serbestsiniz. ben solfej çalışacağım." diyen öğretmenler vardır. bir kültürsüzlük varsa "ben sözele geçmek istiyorum." dediğimde "o aptalların içinde ne işin var?" diyen müdür yardımcısı yüzünden vardır.
geri dönüp bunlara baktığımda çok pişman oluyorum, boşa giden dört yılım için. artık üniversite öğrencisiyim ve birilerinin beni bir şeylere teşvik etme yaşım geçti. önümde dört yılım var. umarım lise gibi geçmez.
Lise hayatını facebookta resim koyup altına kendi çapında laf sokucu sözler yazan,partileri kaçırmayan ve buna bağlı olarak yüksek sesten bütün beyin hücrelerini kaybeden dolayısıyla artık istese de düşünemeyen,sms hakkını bitirip bununla gurur duyan,bir sürü tarz deneyip hiç bir kalıba uymayan liseli oranıdır ki bu da bir hayli çoktur.
aynı ezberci eğitime bizim de maruz kaldığımız, ama bir şekilde kendimizi geliştirmeye çalıştırdığımız olaydır. gerçekten kültürsüz öğrenciler oldukça fazla. ha eğer derseniz 'sen ayhan sicimoğlu musun sanki?' diye, bir şey diyemem. lakin en azından kültürlü birkaç öğretmenle karşılıklı oturup uzun uzun konuşamayan öğrenciler var. ayrıca, fog dı ezberci sistem.
o değil de; eline iki karikatür dergisi alınca, birkaç da yabancı grup dinleyince kendini kültürlü sanan liseli arkadaşlarım mevcuttur. e kültür anlayışı böyle olunca kültürsüzlük oranı da olmasın mı %85, olmasın mı %90 ya da her neyse oran. işin daha da kötüsü* öğretmenlerin de kültür pıtırcığı olmadığıdır.
bir kere bu eğitimcilerin baş rolü çektiği konudur..
liseli evden okula mekik dokuyan şahıstır. gelir düzeyi çok iyi olan
liseli artı sinema ve cafe ortamı görür. eğer eğitimciler arada bir
çocuklarla kültürel mabetler konuşsalar,ilk muhabbet kısa sürer, çok değil 1 ay sonra
konuşulan muhabbeti takip etmeye çalışan liseli konuya ortak olur, konuşmalar zevkli
olmaya başlar.
..bence bu konular ilk okulda ödev yaptın mı sorusundan daha nicedir efenim.
vesselam..