Önce sınav sistemi. Kpss denilen tümüyle şaibeli sınava girersin muhtemelen torpille çok az da aldığın puanla doğuda bir yere atanırsın. Şansın varsa tabi. Yoksa sözleşmeli öğretmenliğe mahkumsun.
Mahkumsun diyorum çünkü ülkemde öğretmen olmak:
Sürekli eleştirilmektir.
Yan gelip yatıyorsunuz uç ay tatil yapıyorsunuz eleştirilerine maruz kalmaktır.
Kendi anasının babasının yola sokamadığı illallah ettiği yaşı büyüyen ama beyni daima geriye çekilen insanlarla mücadele etmek demektir.
Sürekli değiştirilen meb bakanları bununla beraber devamlı değişen eğitim sistemine ayak uydurmaya çalışmak devletin her beceriksizliğinin senin üstüne mal edilmesi demektir.
Ben demiyorum ki tum öğretmenler mükemmel görevini dört dörtlük yapıyor. Ama sadece düşünmek gerekir bu kadar yozlaşmış bir sistemde bütün kabahati tek bir meslek grubuna yıkmak ne kadar hakkaniyetlidir?
Ogrenciden ve veliden dayak yemek,bicaklanmak,hatta öldürülmek. Amirler tarafindan küçük düşürülme, azarlanma korkusu yaşamaktir. Seyyar saticilardan,umumi tuvaletçilerden daha az para kazanmaktir. Bu kadar olumsuzluga ve bir dunya insanla ugrasmasina ragmen, bazilarinin gozunde sadece 3 ay tatil yapan insanlardir. Hatta bazilari var ki, adam benim maasim yukselsin diyecegine, ogretmenin maasi dussun diye zir zir agliyor. O kadar mide bulandirici ve kiskanc insalar arasinda, yine de onurlu bir sekilde gorevini yapmaya calismaktir.
eylül'den 2 hafta, ekim-kasım-aralık bütün ocak'tan 20 gün çalışıp şubat'ın ilk haftası da dahil 15 günlük ilk tatil sonra 3 ay daha çalışıp haziran'dan 2 hafta, temmuz ve ağustos'da dahil bütün bütün 2 ay yan gelip yatarak vatandaşın vergisiyle 2400 lira maaş almaktır. kazançları bana göre helal değildir. 40 dakika ders yarısı laga lugayla geçer oh kebap hayat. 4 yıl işletme-iktisat okuanların 1200 lira aylıkla çalıştığını varsayarsak. öğretmen olmak kebap. çoğu da tek kelime ingilizce bilmez, matematiğin m'sinden bile anlamaz, doğru düzgün cümle kuramaz ama sorunca öğretmenim der. kazancın helal mi acaba öğretmen efendi, 4 ay yatıp o kadar para almaya hakkınız yok. acilen bir yasa çıkarılmalı ve öğretmenlerin maaşı yarı yarıya indirilmelidir.
Eşşek gibi çalışmaktır!
Bazen cahil bir veliye, iş bilmez müdüre, sizi başarısızlığa sürükleyen ya da buradaki gibi işi dışından görüp saçma sapan konuşan zihniyetlere isyan etmektir.
Ama vicdanıyla, severek, isteyerek yaptığınızda harika iştir.
Dört dönüm bostan yan gel yat osman.
Bir de hepsi söylenir ögretmen maası çok az, gecinemiyoruz, bıdı bıdı.
Özel sektörde çalışan herhangi birinin yarısı kadar çalışıyorsun sayın hocam, onu hiç görmüyor gözün nedense?
öğretemeyenlerden edinilen meslek, parasıyla alınan kağıt, tokat atılan zihinsel engelli öğrenciler, bunu mazur gören cahil meslektaşlar, çöpe giden emekler, hep ütopya kalan idealler falandır.
her sene yeniden kpss hazırlanmak, hazırlanmayı bir yana bırakıp atanmayı beklemek, hala eğitim fakültelerini dolduralım diye uğraşıyor nice genç beyinler. nedir kardeşim sizin derdiniz? dedirtir. Hayır madem çalışamayacaksın, atanamayacaksın niye okuyorsun evladım?
türkiye'de öğretmen olmaktır. evet atanamıyosunuz falan sorunlarınız var anlıyoruz.
ama ilk entryde ilk cümle ney la??? olum bu ülkede 600 lira dul ve yetim maaşı alan insanlar ne yapsın?
efl ortamda, haftada 4 saat, hangi approach u yada syllabus ı temsil ettiği belli olmayan saçma sapan kitaplarla ingilizce öğretimi yapıp, çocukların defterine bir şey yazdırmayınca 'hocam çocuklara bir şey öğretmiyorsunuz galiba?' tepkileri alıp daha sonra toplumun ingilizce öğrenememe sorununun günah keçisi olmaktır.
aslında evrensel yanından bakmak istiyorum olaya. türkiye'de öğretmen olmanın evrensel anlamda öğretmenlik olayıyla arasında maalesef hem ekonomik anlamda hem sosyal haklar anlamında hem çalışma şartları hem de anlayış farkı anlamında dağlar kadar ayrımlar var. bu kesinlikle aşikâr.
sadede gelecek olursam, şahsi kanaatime göre ben bir öğrencimin bir şeyi öğrendiğini hissettiğimde ve bana küçük bir tebessümle baktığında müthiş mutlu oluyorum. bu, inanın her şeye değer.