yemin ederim çok istediğim şey. keşke türkiye'de müslümanlar yükselse de kıskansam. keşke içlerinden başarılı iş adamları, siyasetçiler çıksa. keşke bilim dünyasında devrim yaratacak buluşlar yapsalar. keşke teknoloji tasarımında en ileri insanlar olsalar. yemin ederim acı içinde kıskanmayı şu andaki hallerine tercih ederim.
ama devletten ihaleler kopararak, ucuza devletin el koyduğu televizyon ve gazeteleri alarak, vergi indirimleri ile birilerini zengin ederek yükselince pek kıskanamıyorum açıkçası.
(bkz: bir başlık açmışım parmaklarını yersin)
"%99 unun müslüman olduğu söylenen bir ülkede kim kimi kıskanıyor bre saf insan derler adama" denilsei insan lafımsısı.
her ferdin doğar doğmaz nüfus kağıdının din hanesine müslüman ibaresi kondurulan bir memlekette yaşıyorken, müslümanlığın alçalışa ne zaman geçtiğini bilemediğimiz düşüncedir bu. yükselişi niye kıskanılsın, alçalışı bizi neden sevindirsin?
gerçek müslümanlar iç dünyalarında çok mutlu ve huzurlu zaten. "benim dinim bana, senin dinin sana" diye bir ayetten haberleri vardır onların, hoşgörü tüm ruhlarına işlemiştir. yüzüne vuran ışıkla yaşarlar onlar.
yükselişte görülenler, fitne, fesat, mantık hesaplarında olan müslüman geçinenlerdir... onların da kıskanılası değil acınılası bir halleri olmaya başladı günden güne...