bilim, intihar vakıalarının önemli bir bölümünün ruhsal problemlerden kaynaklandığını ve ihanet, aldatılmak, terk edilmek, maddi doymuşluk hissi, madde bağımlılığı, ilgisizlik, sınıfsal ya da etnik aşağılanmaya maruz kalma, cinsel istismara-tacize maruz kalma gibi etkenlerin sebep olduğu psikolojik hezeyanların neticesinde gerçekleştiğini tespit etmiştir. hollanda dünyanın maddi açıdan en rahat, özgürlükler açısından en zırtlak ülkesi olmasına, gayri safi milli hasılanın kıskanılası bir düzeyde olmasına, gelir dağılımının bizim hayal bile edemeyeceğimiz seviyede olmasına, memur maaşlarının banka ceolarının gelirine denk olmasına rağmen dünyada en fazla intihar vakıalarının yaşandığı ülke olması açısından önemli bir sosyolojik projektördür.
"Türkiye'de 1000 küsur kadının (yahut eşcinselin) intihar etmesi" şeklinde bir başlık açılsaydı daha fazla dikkat çekebilecek olan vahim durum. Zira ülkemizde insan olmanın önemi yoktur, cinsel kimliklerin önemi vardır.
Bunlar daha sadece ölenler. Teşebbüs edip başaramayanlar çok daha fazla. Ölmek isteyip de teşebbüs etmeyenler daha daha fazla. Birilerinin kendi yükünü taşımaması sebebiyle gereğinden fazla yük sırtlanmak durumunda kalan insanlar ölüme sürükleniyor. Sorumsuz aile, sorumsuz işveren, başkalarının psikolojik baskılarına maruz kalmak bu insanların yaşamlarını ellerinden alıyor. Bana kalırsa intihar yoktur, cinayet vardır.