sokullu mehmet paşa'nın deha olduğu. kanuni sultan süleyman'ın siyasi zekası sayesinde büyümüş, tamamen kişisel servetini geliştirmek için uzun yıllar devletin tepesinde halkı ve hazineyi sömürmüş bir devşirme kendisi. ismi de faul. sok mok noluyor lan.
selçukluların cami mimarisinde çığır açtıkları. onlar cami değil onlar hastane ve keykavuslar onları eşleri için yaptırdılar. okul ve hastane mimarileri ünlüdür ve tipiktir.
osmanlı kültürü. osmanlı'nın kendine has bir kültürü olmamıştır. selçuklu'ların bir çığır niteliğindeki mimarisiyle diğer bir çok kültürü bir mix yapmıştır. remix.
doğruluğu tartışılan birçok entryi içeren başlıktır. hepiniz yanlış biliyorsunuz, bütün doğruları ben bilirim edasında olan bir çok yazarın da bulunduğunu anlamama vesile olmuştur.
-hep çinli prenseslerin entrikaları ile içten parçalanıp dağıldık. bi de hep savaşlarda müttefiklerin taraf değiştirmesi ile yenilmişizdir.
+zaten dürkün dürkten başka dostu yoktur, hep bu gavur oğlu gevurlar bizi kıskanıyor, çekemiyor.
-türkiye üç tarafı denizlerle çevrili jeopolitik açıdan çok önemli bir ülke.
+gerçekten önemli, yoksa müttefikimiz abd büyük ortadoğu projesini nasıl gerçekleştirecek?
-bor madeni bizi zamanı gelince uçuracak, 1 numara olacağız. ama abd izin vermiyor kullanamıyoruz.
+bilim insanları ise türkiye'deki bor madeninin çok değerli olmadığını söylüyorlar.
salt doğru ve salt yanlışın olmadığından kelli her bilgi. belki yalanlardır belki değildir... ben sunduğum bilgilerin tartışılmasın demiyorum ama at gözlüklerinizi çıkarın ve doğru diye körü körüne, tam bir manda gibi inandığınız şu size sunulanları tartışın diyorum.
size cimrinin hikayesini anlatayım; bir cimri varmış. bu cimri çok zengin bir pinti. bir sürü altını var. ama üstü başı hırpani, hem kendi harcamıyor, kimseye de koklatmıyor bu altınlarını. altınlarının hepsini bir küpe doldurup gizli bir yere gömmüş. ortalıkta da ben zengimim diye gezmeye devam etmiş büyük kibirler çünkü altınlarının güvende olduğundan eminmiş. bir gün bir hırsız gelip o altınları çalmış ama cimrinin haberi yok. cimri artık en fakirlerden daha fakir ama farkında değil çünkü altınların orada olduğu bilgisinin hale doğru olduğuna inanıyor. ve bu bilgisinin doğru olup olmadığını sorgulama ihtiyacı da hissetmiyor. o bilginin doğru olup olmadığını görmek için o çukuru kazıp bakmadığı sürece ömrünün sonuna kadar kendini zengin sanacak ama o aslında fakir.
eğer bilgilerinizi sorgulamaz, onlara körü körüne inanırsanız, ömrünüzün sonuna kadar büyük bir yalanı, hayat adı altında bir boşluğu yaşama ihtimaliniz çok çok yüksek.
bizans burçlarına ulubatlı hasan'ın osmanlı sancağını asması öyküsü, küllüm yalandır.
not: ne oldu canım gücüne mi gitti? kaynak olarak üniversitelerde tarih hocalarına sorulabilir, haa o hocaların da gücüne gitmiyorsa eğer.
"Tarihi yalanların, o ülkenin insanlarını objektif değerlendirmeler karşısında daha da zor duruma düşüreceğini belirten Ortaylı, ''Bir kral veya padişah pislikten öldü ise ölmüştür. Onu 'kahramanca savaşarak öldü' diye anlatırsanız, bu yalanınızı bir gün yüzünüze vururlar. Bu gibi olumsuzluklar ancak doğru dürüst tarih kitapları yazarak önlenir" (bkz: Prof. Dr. ilber Ortaylı)
tarihten söz ederken asla ve asla kesin bir sonuç ya da olaydan bahsedemeyeceğimizi anlayamamış olan başlıktır. tarihte, hemen hemen her olayı çok farklı iki zıt kutupta sonuna dek savunabileceğimiz kanıtlar yatmaktadır, bu yüzden bütün sert çıkışlar, uyanın artıklar, agresif bunalımlardan başka bir şey değildir.
Ortaylı'nın, Türk halkının yanlış bilgilendirildiği tarihsel olaylara yanıtları da tek tek şöyle:
Katerina - Baltacı Mehmet olayı: ''Katerina'nın Baltacı Mehmet'in otağına gelip mücevherlerle kendini sunduğu söylenmektedir. Bu genelin hoşuna giden bir efsane. Oysa kayıtlarda böyle bir şey yok. Bir takım hocalar çocuklara bu tür rezaletleri anlatıyor. Böyle tarihçilik olmaz.''
Hezarfen Çelebi uçtu mu?: ''Hezarfen'in Galata'dan uçuşu Evliya Çelebi'ye dayanan bir hikâyedir. Türk Hava Kurumu da bu olayı şişirdi. Tarihsel dokümanlarda böyle bir olay ve kişi yok.''
Ulubatlı Hasan var mıydı?: ''Ulubatlı Hasan hikâyesini yazanlar, son devir Bizans - Osmanlı tarihçileridir. Sancağı diken biri var mutlaka. Ama bu Ulubatlı değil. Kayıtlarda Ulubatlı Hasan yok.''
Akdeniz Türk gölü müydü?: ''Hayır. Akdeniz'de Sicilya ve Malta gibi çok önemli üsler var. Ayrıca 'yedi adalar' dediğimiz iyon Adaları da elimizde değildi. Girit ve Malta varken, Akdeniz'den Türk Gölü diye bahsetmemiz zor.''
Fatih Sultan Mehmet'in annesi Sırp mıydı?: ''Fatih'in annesi Türk'tür. Bir de Sırp analığı vardır.''
Fatih Ayasofya'ya atla girdi mi?: ''Niye atla girsin? Koridor bölümüne törensel anlamda girmiş olabilir. Bizans imparatorları da bunu yapardı. Mabede atla girdiği doğru değildir. Haçlıların istanbul'a yaptığı işgalle fetih, birbirine çok karıştırılıyor.''
Fatih Ayasofya'yı satın aldı mı?: ''Yok öyle bir şey. Şehrin en büyük mabedi, fetih hakkıdır. Camiye çevrilir. Ayasofya, yeryüzünün en büyük, en parlak, en şöhretli mabediydi. Fatih, istese adını Fethiye Camii yapabilirdi, yapmadı.''
Bizans isminde devlet var mıydı?: ''Bizans sonradan uydurma bir isimdir. Bizans, Doğu Roma da değildir. Bizans dedikleri Roma'nın ta kendisidir. Bazı tarihçiler, Avrupa'daki Roma - Germen imparatorluğu'nu Roma olarak yorumluyor, öbürünü, Bizans diye bize iteleyip kakalamaya kalktılar.''
Hürrem Sultan sarayın hâkimi miydi?: ''Hürrem, sarayın hâkimi değil. padişahın üzerinde ne derece etkisi var bilinmez. Şehzade Murat'ın katledilmesinde Hürrem'in ne katkısı var, Rüstem Paşa gelişmeleri ne derecede abartarak padişaha naklediyor, bunların tespiti çok zor.''
Piri Reis haritası var mı?: ''Piri Reis'in haritasının kaybolan bir Colombus haritasının kopyası olduğu söyleniyor. Türkler, Amerika kıyılarına gitmedi. Colomb da oranın bir kıta olduğunu bilemedi ama bir harita çıkardı. Bahsedilen harita, bir Piri Reis çalışmasıdır ama, kaynağı hakkındaki tartışmalar teori halindedir. Bu konuda hiçbir şey diyemeyiz. Erich von Daniken de, bu haritayı uzaylıların yaptığını iddia ediyor.''
Depremde yıkılan Ayasofya'nın oturtulamayan kubbesi için Hz. Muhammed'in dualar okuyarak hazırladığı harcı gönderdiği ve onarımın böyle yapılabildiği söyleniyor, doğru mu?: ''Bunu kimin uydurduğunu ben de bilmiyorum. Menkıbe.''
Çemberlitaş'ın altında kutsal emanetler yattığı söyleniyor?: ''inananı çok olan bir menkıbe.''
Süleymaniye'nin harcına Şah'ın mücevherleri karıldı mı?: ''Bunlar yarı menkıbe şeyler.''
haliçin altinda altinlar oldugu. hayir buna kek gibi inandik o boklu suda işi gücü birakarak definecilik yaptik. bula bula traktor tekeri bulduk en fazla.
islamiyeti isteyerek sectikleri yalanidir. halbuki araplarin islamiyeti secmeleri icin bir kac turk koyunu kadin cocuk demeden tumuyle kilictan gecirmesi daha cok etkili olmustur.