gökçe fırat "önderliğindeki" tehlikeli hareket. son sayılarında ilker başbuğ'a "susma sustukça sıra sana gelecek" diye seslenmekteler.
Siyaset ve propaganda yöntemleri kuvvetli bir şekilde alman nasyonal sosyalizmini anımsatmakta.
son demlerde; değişik açılımlarla ortamı ısıtan, ne istediğini bilmeyen haylaz çocuk gibi davranan, eski savunucuları tarafından " bunlar sol değil, solculuk böyle değil " ithamlarına maruz kalsa da en büyük oylu ve katılımlı sol olarak hala göz önünde duran, tiranlaşmış, tekelleşmeye yeni bir anlam kazandırmış, saltanat tanımını modernize etmiş, milli şef dönemine özlem çektiği belli olan, siyaset yapıyor imajındaki hede. hede diyoruz çünkü artık biz de ne olduğunu ve ne amaçladığını anlayamıyoruz.
(bkz: bilen varsa beri gelsin)
(bkz: roma dönemi tiranlığı)
birbirinden alakasız ve birbirine karşı bu kadar çok parçaya ayrılmış olmasından daha içler acısı olan vaziyeti hala chp ye bel bağlıyor oluşudur.
türk solu'nu tartışmak bir hayali, bir ideayı tartışmaktır. hiç olmamış sadece zihnlerde olan birşeyi tartımak kadar zordur türk solu'nu tartışmak. çünkü henüz var olmamıştır. var olmamıştır ki yeniden dirilmesini umalım. manzarayı somutlaştırmak için doğu perinçek, ufuk uras ve deniz baykal'ın da kendilerini türk solundan saymasını azıcık düşünmek yeterlidir. üçü farklı ama üçü bir arada.
türk solu hala umutsuz bir vakadır. çünkü adam gibi bir ideologu yoktur.
abuk subuk bir ideolojiye sahip, sosyalizm ve kemalizm i harmanlamaya çalışırken kendi içlerinde saçma sapan tespitler yapan, kendi kendine sürekli çelişmeyi başarabilen görüşlere sahip dergi. o kadar sosyalistler ki lahmacun yemenin bizi kürt kültürüne yaklaştırdığını, kesinlikle yemememiz gerektiğini bile iddaa etmişlerdir, ayıp olmazsa ohadır.
nevi şahsına münhasır dergidir. kendileri dışında kimseyi solcu görmemeleri bana islam tarihinde ki haricileri hatırlatır. türk oğlu türk kızını koru şeklindeki şebeklikleri hem chaveze hem nasıra selam çakmaları psikoloji biliminin ilgi alanına girip yeni bir hastalık tanımı olarak litaratüre girebilir.
türk solu terimi bir saçmalıktır. zira solun enternasyonal anlayışına terstir. eğer anlatılmak istenen coğrafyanın sol hareketiyse türkiye solu denmesi gerektir.
aksi takdirde ortaya çıkan, nasyonalizm ve sosyalizmin çiftleşmesinden, bir ucubeden başka birşey değildir.
sosyalist hareket dünya çapındadır. emeğin ve emekçinin vatanı yoktur.
yerlerdedir, viranedir, bitiktir ama son seçimle birlikte kıpırdanma belirtileri göstermiştir. özellikle istanbul, izmir, antalya, aydın, eskişehir gibi illerde alınan sonuçlara bakılırsa doğru politikalarla zirveye gelmemesi için hiç bir sebep yoktur.
bu toplumun medeniyet anlayışına ve kültürüne yabancı saplantılı bir ideoloji olan ulusalcılığın terör hareketlerine meşrutiyet kazandırmaya ve beyin yıkamaya çalışan aklı 68'lerde kalmışların yayın organı.
türk sağı çakarsa yerden kalkamayacak bir güruhtur, o yüzdendir ki sözlerini, laflarını bilerek konuşmalıdırlar, ölmüş adamın arkasından küfür etmemelilerdir * , ki bu uyarılarımı dikkate almalarının en büyük sebebi de, türk sağının saygısı olmalıdır, o 3 fidan diye ağladıkları kanı 5 para etmezlere bile küfür edilmiyor hala günümüzde. Ek olarak da "alperen ocakları bünyesindeki bazı sazanların hemen provakasyona gelmelerinden ötürü" bir takım manalar yüklenmiş bazı şeylere, ama kelamı edende bir düşünsün bakalım bu bünyeleri, bu zayıf anlarında kim provakasyona getiriyor ? 20-30 yıl önce de aynılarmış,bugün de aynılar, 20-30 yıl sonra da aynı olacaklar, maalesef.
özellikle izmir kitap fuarında açtıkları standla ilgi çekerler bir tarafta atatürk posteri bir tarafta che ve bir tarafta da deniz gezmiş posterini asmışlardır birbirleri ile çok alakaları varmış gibi.
sağcılığı devletçiliğinden gelmeyen oluşumdur, ayrıca statükocu da değillerdir. sınıf çözümlemeleri içeren yazılarının bir başka bölümünde ağır faşizan söylemlerde bulunurlar. sağcılıkları da işte tam burdan kaynaklanır.
bitmek üzeredir. apolitik görüşler giderek artmakta ve yurdum insanı güdülen koyun kıvamına gelmektedir. tamam. sağ sol kavgası olmasın, hoşgörü olsun ama fikir çatışması olsun. yok artık ama öyle şeyler. kaç genç bir araya gelip tartıştıklarında konu fikirler ve siyaset oluyor? her tarafı sarmış bir apolitiklik. sağ sola açılım yapıyor, sol sağa... kimin nerde durduğu belli değil. çalışkan, özverili, üretken ama belli bir görüşü olmayan yeni bir nesil yetişiyor. bazı kişiler yönetecek bu nesili, kendi kendilerini yönetemeyecekler. hep çalışkan ve üretken bir toplum olarak kalacaklar, ürettiklerini tüketerek, başkalarının amaçlarına hizmet ederek...