*ben bugüne bugün koskoca fabrikatör kemal beyin kızıyım, oysa ki sen basit bir şöfor parçasısın, birlikte olmamız münkün değil, biz ayrı dünyaların insanlarıyız nejatt, şimdi lütfen beni rahat bırak..
"-hancı bana şarap kurda da et ver!!!"
bi de:
bir cüneyt arkın klasiği: bizanslılar battal gazi'ye yanılmıyorsam işkence yaparlarken bizans kralının yanında oturan çin prensi bizans kralına eğilerek:
"-işkencede en az bizim kadar iyisiniz." demişti de ben ölmüştüm gülmekten..
(eski bir amerikan filmi izlenmektedir)
-amca sen en çok hangisini beğeniyorsun?
+üçü de beş para etmez.
-ne farah'ı da mı sevmiyosun.
+hangisi farah?
-şu sarışın olanı amca.
-şuraya bak anam be!!!!
+hani şu dişlek olanı mı?
-dişlek mi?
+ya şu devamlı sırıtan karı mı?
-evet.
+en koftisi o be.
+bakın çocuklar ben amerikadayken.
*sen nerdeyken nerdeyken?
+amerikadayken.
*haa amerikadayken.
+evet. bi gün arkadaşlar beni özel bi partiye çağırdı. bu farahta geldi. o zaman figurandı tabi.
-hihihi
+bana çok asıldı ama yüz vermedim karıya.
-yaşa amca.
*ulan ziya anladık atıyorsun, ama biraz yutulur cinsten olsun be olum.
+abi sende benim hiç bi sözüme inanmıyorsun ya.
*ulan sende biraz ölçülü at.
+tamam ölçülü atarız, allah allah.
bu repliğin akabinde kadir inanır kariyerinin karizma zirvesine ulaşmıştır. ikinci filmin final sahnesinde söylediği " burada vurulacak bir kişi vardı onu da ben vurdum" ise bambaşkadır.
şaban: seferoğullarını gördüm.
lütfü: nerde?
şaban: nerde mi..rüyamda ıhıhı..hayırdır inşallah bi rüya gördüm de!
lütfü: eeee anlat,anlat!
şaban: efem siz yeşil bi çayırda beyaz atın üzerinde kılıcınızı çekmiş seferoğullarına hücum ediyodun.
lütfü: anlat yavrum!..
şaban: biliyosunuz.....at murattır, yeşillik de ottur!..
lütfü: biliyorum yavrum anlat anlat!..
şaban: derken seferoğullarından biri sizi yakaladı, başınızı ota soktu!..
lütfü: yok canım..
şaban: yaa!..bunun üzerine siz otlamaya başladınız ve birden şaban şaban diye kişnediniz!..
lütfü: aptal herif bu ne biçim rüya?..
şaban: sen de hiçbişey beğenmiyosun yahuu!..
lütfü: hayvan herif....
ilyas:asyam.. al yazmalım..
asya(iç ses): samet baba demişti.. onu babalığa seçmişti.. sevgi neydi? sevgi iyilikti, dostluktu. sevgi emekti.. (cemşite doğru yürümeye başlar)
ilyas:asya..
asya, samet ve cemşitle giderken bir durur, döner. ilyasa bakar;
asya(iç ses): durursam bir daha kurtulamam..
ilyas(iç ses): ziyanı yok, gülüşü yeter bize..
asya(iç ses): yüreğim kaydıysa günah mı?
ilyas(iç ses): çamura saplansam yardıma gelir misin?
asya(iç ses): elini tuttum.. sıcacıktı.. yüreği elimdeymiş gibi..
ilyas(iç ses): elinden tutuversem benimle gelir mi?
asya(iç ses): seninim işte.. alıp götürsene beni..
cüneyt arkın ve adını bilmediğim kötü yola düşmüş bayan oyuncu arasında diyalog:
cüneyt: orospu,orospu..allah'ın adını ağzına alma,kirletirsin..
kadın: kirlenir ha..koca serseri seni hırsız yapan o yoksul semt beni de orospu yaptıysa kabahat benim mi..
akabindeki replik ise pek vurucudur.
cüneyt: beni arama zeliş, ama hiç arama
hasan hasan hasan..dayan hasan dayan hasan büyük maçın golünü atıyorsun..çek şutunu artık hasan..oyuncu değil yıldız yıldız..ne harika girişler bunlar hasan..son vuruş yap hasan..gooooooool..müthiş gol,inanılmaz gol..
kaleciyi yatırıp tam ortadan soktu...