eşkiya filmi yerlerde sürünen türk sinemasını şaha kaldırmıştır. şu anki türk filmleri her şeyi bu filme borçlular. türk filmlerinin itibarını geri kazandırmıştır ve bu sayede türk sineması inanılmaz bir yükselişe geçmiştir.
bu konuda iki görüş vardır; birincisi çok film yapmanın türk sinemasını geliştirdiği tezidir, ikincisi ise yapılan filmlerin çokluğuyla kalitelerinin düştüğü fikridir. kanımca ilk görüş daha akla yatkındır çünkü sineması gelişmiş ülkelerde çeşit çoktur kimileri kötü kimileri ise iyi filmlerdir. böyle olması normaldir.
türkiyedeki asıl sorun izleyici kitlesinin sosyokültürel seviyesinden dolayı seçtiği filmlerin, eleştirmenlerce kötü değerlendirilen filmler olmasıdır. avrupada bu böyle değildir...
yığınla film çıkmasının kaliteyi arttırdığını düşünen izleyicinin önermesidir. mesela hangi filmler yükseltmiştir kaliteyi. onlarıda söyleyin de havada kalmasın.
türk sineması sadece sinema salonlarında gösterim açısından yükselişe geçmiştir. Nitelikli, uluslar arası platformlarda adından söz ettiren bir gelişme yoktur. fotoğraf karelerinin arasına sıkıştırılmış konuşmayan, az konuşan insanların yer aldığı çalışmaların aldığı ödüller yükselişe geçtiği anlamına gelmemektedir. Dünyada hint sineması, iran sineması, fransız sineması sinemaseverler tarafından bilinirken, türk sinemasının adını bilenlerin sayısı 3 ü geçmez.
bunun temel nedeni gene old school olayına dönmüş olmalarıdır. eskiden insanlar sinemaya ağlamak için giderlermiş, hatta bol ağlamalı film diye reklamlar falan yapılırmış. bunu değiştirip hollywood tarzı filmler yapmaya başladılar ve tutmadı. son dönemlerde çıkan türk filmlerine bir dikkat edin. mantık eskiye döndü gene ağlamalı filmler çekiliyor. son dönemlerde tutan filmlerin neredeyse hepsi basit konulara sahip fakat aşırı duygusallığa bağlanmış filmler. misal (bkz: babam ve oğlum) (bkz: ıssız adam) (bkz: güneşi öptüm pardon gördüm) vb. sonunda anladılar türk insanını çeken şeyi. işin içine de biraz sosyallik yeri geldiğinde biraz gossip girl'lük kattılar ve türk sineması çıkışa geçti.