eline silah, gaz bombası ve yetki verildiğinde insan görümünün altında yatan gerçek canavarı ortaya çıkaran insan görünümlü vicdan yoksunu yaratıklardır.
bu kadar kin, bu kadar nefret kime, neye karşı? emir demiri keser sözünün arkasına sığınma, bu bir mazeret değil. "keser döner sap döner, gün gelir hesap döner" sözünü hiç mi duymadın? bugün sana saldır emrini veren, yarın sana saldırır hiç mi akıl edemiyorsun?
senin görevin aşayişi sağlamak, senin görevin şiddeti engellemek, şiddet çıkarıp halkın huzurunu bozmak değil. ödediğimiz vergilerle bizlere işkence ediyorsun. aldığın paranın helal olduğunu mu düşünüyorsun bu şekilde? benim ödediğim verginin sana düşen kısmını helal etmiyorum. her iki cihanda elim yakanda!
olay bittikten sonra teşrif eder. iStediğini yakalar , istediğini 146 gün kovalar. Faili meçhuller , işkenceler , zulümlerdr polis. Hiç bir zaman kendimi güvende hissetmeme neden olmamışlardır. Herzaman gerginlik yaratırlar. 80 iq nün üstünün alınmadığı complexli şizofrenlerin seçildiğini tahmin ettiğim teşkilat. Üniforma ve silahla buluştuklarında çok tehlikeli olur bu türler. Devletin ve milletin çıakrlarını değil dönemin iktidarnın koruyucusudur. Emniyet teşkilatı acınası bir karanlıktadır ve 3. dünya ülkelerinde olduğu gibi bizdede aynı görevi layığı ile yerine getirmektedirler.
bütün itibarını yeniden tesis edebilmek gibi müthiş bir fırsat yakalamış, onları katletmelerini emredenlerin yerine halkının yanında olmak gibi bir seçim yapabilme şansı ayağına gelmiştir. pek tabi ki bu fırsatı tepmek konusunda dani güiza'ya nazire yapacak, pek tabi ki 2.500 lira maaş + bedava toplu taşıma + sınırsız memati yürüyüşü ağır basacaktır.
karşısında savunmasız vatandaş vardır. olayların içinde olmaya götü yemediği için klavye başından sallayan orospu çocuğu şakirtlerce desteklenmeye devam edilmektedirler. güçlünün, iktidar sahibinin taşaklarını yalamaya devam edin bakalım, o yalakalığın hesabını elbet vereceksiniz...
müdahaleyi emre göre yaparlar ama uygulayacakları kuvvet ellerindedir. emir kulu diye vatandaşa, pkk sempatizanlarına bile göstermedikleri şiddetle müdahale etmesi her türlü sıfatı hak ettirir.
taksim gezi parkı'nın katledilmemesi için şiddete başvurmadan, festival havasında gayet medeni şekilde toplanan kalabalığa; sanki düşman askerleriymiş gibi sabaha karşı biber gazıyla, gaz bombalarıyla müdahele eden, tepki gösterenleri de karga tulumba gözaltına alarak devlet eliyle terör estiren kolluk kuvvetleri. bunlar mı koruyacak bizleri, bunlar mı koruyacak kadınları.
bu polis terörünü "oh çok iyi olmuş. siz misiniz devlete isyan eden" diyen zihniyetin seçtiği ve bu polis terörüne sessiz kalıp "ne yaparsanız yapın, biz kararımızı verdik" diyen sözde demokratlar, elbet birgün "hizmetkarı" oldukları bu halka hesap verecek. bundan kimsenin şüphesi olmasın.
gezi parkı olaylarında kendi deyimleriyle '' müdahale etmek'' istedikleri halka sadece eziyet eden polistir. bunlar mı koruyacak bizi? bu olaylardan sonra polis için napalım onlar da emir kulu diyen insanların ciddi algılama sorunu olduğunu düşüneceğim.
ünüformanın getirdiği güç ile nasıl da insanlıklarını yitirebildiğini göstererek, ve her hatalarında "emir kuluyum" bahanesinin arkasına saklanarak yıllar önce yapılmış bu deneylerin canlı birer tekrarı gibi.
Öss de 200 ve üstü puanı sidik zoruyla alan, hayatta bir şey olma ihtimali olmadığından, faturalarını ödemek ve ev kirasını vermek için insanları dövmeyi meslek edinen kişilerdir. Dünyanın her yerinde böyledir Polis başkalarını döverek hayatını kazanır. Üstelik Sosyalizmde bile böyledir. Onların düzenini korur, düzen faşistmiş, komünistmiş, dinciymiş fark etmez. Kraldan çok kralcıdır.
işini doğru düzgün yapanlar hariç genelde "devlete kapak atayım, maaşı da fena değil." diye düşünenlerin tarcih ettiği meslek grubu. trafik kurallarına uymayan mı dersin, ortalıkta dünyayı kurtarmış gibi dolanan mı dersin... (bu entry her polis için yazılmamıştır. herkes üstüne alınmasın.)