türkiye cumhuriyeti ordusu kimseye muhtaç bir ordu değildir ve savaş esnasında içinden binlerce komutan çıkarır. buda o üçte birinin içerde olması bizi pek ilgilendirmez
iyi o zaman bütün komutanlara HEr şey serbest olsun nasıl olsa orduda komutanlar hay sizin mantığınıza.
kendilerini ülkenin tamamının sahibi olduklarını zannetmelerinin, halkı %60 ve %40 olarak sınıflandırmalarının sonucudur.
bir diğer mevzu ise; 21. yüzyılda türkiyeye saldırmaya afedersiniz götü yiyecek kaç devlet vardır? bu kadar büyümüşken. ve saldırsalarda vatan hainliğiyle suçlanan, bu suçlama ile içeri alınan komutandan savaşta ne hayır bekliyor sunuz?
türk ordusu asker mevcudu 1 milyondur. buna as ve üs rütbelileri- askeri hastane- arge- lojistik hizmet- malzeme ofisleri- mühimmet fabrikaları- sivil çalışım alanları vs. bulunan personelide sayarsak 1.8 milyon kişi olur.
eğer mevzubahis durum gerçek ise, hapiste bulunan türk ordusundan personel sayısı 600000 kişi olması gerekir. çünkü mevcut ordunun üçte biri bu rakama tekabul eder.
dava sonucunda suçu olmayanlar çıktıkları halde 2017 yılında ve sonraki yıllarda orgeneral olması beklenen paşaların terfi ettirilmemek için yapılan oyundur. altyapıyı kuran tayyip orduyuda ele geçirme çabası içindedir. bunu anlamak için alim olmaya gerek yok.
iktidarın orduyu ne denli karaladığının göstergesidir.
bu iktidardan önce yüce ordumuzla ilgili hiç bir asparagas haber dahi duymazken, şimdi ordumuz sanki aciz bir kuvvet gibi en değerli adamları hapse gönderilerek kötü ve vatan haini kimselermiş gibi yaftalanıyor.
yazık.
-- terörle savaşan, yunana, ermeniye, ruma karşı sınırı koruyan türk subaylarının üçte biri hapishanelerdedir.
buna karşın hizbullah terör örgütü mensubları salıverilmiştir.
türk askerinin kanını akıtan pkklı teröristleri serbest bırakmak için apo ile görüşmeler yapılmıştır. teröristlere kendilerine beraat ettirileceklerine dair teminat verilmiştir. ancak bu teminatı yeterli görmeyen apo ırak sınırında mahkeme kurulmasını uygun bulmuştur. böylece velevki ne kadar karar ayarlanmışta olsa hakim son dakika da beraat kararı falan vermezse diye teröristler zaten sınırı geçmedikleri için ellerini kollarını sallaya sallaya dağa geri dönebilsin diye ırak sınırına seyyar türk mahkemesi kurulmuştur. pişmanlık yasasından, pişman olmadıklarını aponun emri ile orada olduklarını altını çize çize söylemelerine rağmen yararlandırılarak serbest bırakılmışlardır ve çok yaşa apo diye bağıra bağıra, türk askerine söve söve ve şehit analarına küfür ede ede hepimizin önünde halay çeke çeke turlamışlardır.
kktc daha ilk baştan ruma peşkeş çekilmeye çalışılmış ancak plan tutmayınca bu sefer kktcyi tekme tokat döve döve rumlara vermenin yolu aranmaktadır.
ermeniler ile sınır kapısı ermenistan hiç bişi yapmadan daha açılmaya çalışılmış kardeş ülke azerbaycan bayraklarını statlara sokmak yasaklanmıştır.
abd ıraka girdiğinde abdnin maşası olarak ıraka saldırmak için mecliste dört dönmüştür ampül tayyip ama başaramamıştır.
ilk defa türk askerinin başına çuval geçirilmiştir ve özür bile dilenmemiştir.
-- halkı isyana tahrik gibi bir maddeyi kurdukları yandaş mahkemeler ile iktidara karşı eleştiri yazısı yazan bütün gazetecileri içeri tıkılmışlardır. buna karşın yandaş medya ağzına geleni söylemektedir hiç bişi olmamaktadır.
-- sokakta protesto gösterisi yapan öğrenciler, işçiler, sendikacılar tekme tokat, plastik mermi ve gaz bombası ve tazyikli su ile püskürtülmüş sebep olarak da yolu kapatıyorlar halkın rahatını bozuyorlar denmiştir. buna karşın pkknın şehir ayağı kck yolları kapatmış, yoldaki otobüsleri, dükkanları, arabaları ateşe vermiş, çevredeki binalara taşlarla molotof ve havai fişeklerle saldırırken polis sadece izlemiştir.
-- şehrin merkezinden uzak toplantı ve yürüyüş için iktidarın gösterdiği yapılan protesto gösterilerinde bile (ki protesto gösterisini iktidarın gösterdiği bomboş arazilerde yapmak anca ileri demokrasilerde olur o ayrı bir konu) cumhuriyet mitinglerini düzenleyenler iktidarı devirmeye yönelik propoganda yapmak! suçundan içeri atılmıştır.
-- dinci, tarikatlar, cemaatlerle uğraşan başsavcı cemaatle uğraştığı için bir savcı tarafından görevinden alınmış. elindeki dava bu tarikatın silahlı bir örgüt olduğuna dair güçlü kanıtların bulunması sebebi ile elindeki dava elinden alınmıştır. daha sonra bu davayı başsavcıdan alan savcı aslında o elindeki güçlü kanıtların yanlış olduğunu, tarikatın silahlı bir örgüt olmadığını karar vermiş ve hatta suçsuz olduklarını anlayarak salıvermiştir. he tabi bu sırada tarikatlara dava açan başsavcı çoktan ergenekoncu olduğu anlaşıldığı için içeri atılmıştır.. bunu söylememe gerek yok herhalde..
-- bir dönem ampül partisini çok ağır eleştiren ankara sanayi odası başkanı sinan aygünün bir gün evinde şofbeni bozulur. tamir etmesi için çağırdığı tamirci şofbenin içinde cloak marka suikast tabancısı bulur. tabancanın nereden geldiğini anlayamayan sinan aygün tabancayı mahalle karakoluna teslim eder. iki gün sonra sinan aygünün evi terörle mücadele şube tarafından ergenekoncu olduğu iddiası ile basılır. ancak malesef şans eseri tabanca şofben tamircisi tarafından daha önce bulunduğu için elleri boş dönerler. yine de sinan aygün ayağının kaydırılacağını anlar o günden sonra daha çıkmaz tvlere..
-- 2 tane özel hakerat şubesinde görevli kurmay albay bülent arınça suikast yapmaya kimseyi göndermeyip bizzat gittikleri sırada polis tarafından kıskıvrak yakalanmıştır. ceplerinde nerden geldiği belli olmayan ufak kağıttan bir bülent arıncın evinin krokisi kanıt olmuştur.
-- harb okulu birincilikle bitiren bir teğmen göz altına alınmış. göz altında telefonuna yanlışlıkla yüklenen numaralar sebebi ile 24 ay içeride yatmıştır.
türkiye de ileri demokrasinin son geldiği nokta budur.. yetmez ama evet..
