Türk kadinının istisnalar dışında cağlar boyunca aşk nedir bilmemis olduğu ya da yaşatılmamış olduğu gerceğidir.
Kadinlar elbette duyguda daha fazla incelik ve beklenti sahibidir. Ama bundan hep mahrum kaldılar.
Taaki yabancı filmler, romantizm ve aşk dolu hikayeler, romanlar ve anlatilarla iclerinde bu gerçeğin özlemini ve hasretini duydular. O günden beri turk erkeğini donüsturebilmek adına kendine aşık eden kadin rolünü fazlaca önemsiyorlar ve bu uğurda çaba sarfediyorlar. Ama yine olmuyor yine olmuyor.
Yasanan şey ask değilde bir kendini aldatmaca oluyor. Kadın çok istiyor ama erkek bunu içselleştiremediği için yüzeysel kalıyor. Ve iliski elbette catirdıyor.
Velhasılı gerçek aşk erkeğin eseridir. Kadın durduğu yerde dursun erkek onu en guzel sekilde biçimlendirmeye kadirdir.
Not olarak kadınlara, siz bir aşık yaratmaya çalışmayın. Aşık aşkı uretir ve sizinle anlamlı kılar kendini.
Siz de size duyulan aşkı doyasiya hissetmenin mutluluğunu yaşar ve sizi sevene bir nevi minnet ve o aşkın yansımasiyla yaklaşır, sahiplenir, seversiniz.
Sorun şu ki Erkeklerimiz hala aşktan bihaber.
Onlar da bundan haberdar olunca,onu arayınca, ona anlamlar yüklemek seviyesine ulaşınca, kadinlar aşkın en dogru tanımına ulaşabilecekler diye duşünüyorum.